1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

10 yıl geçti ve biz hala aynı yerdeyiz galiba...

Eskişehir, bir süredir yaşanan değişimlerle Türkiye’nin en dikkat çeken kentlerinin başında geliyor.
Şehirde yaşanan değişim, hem dışarıdan gelenler tarafından, hem de şehirde yaşayanlarca yakından izleniyor ve takip ediliyor.
Son günlerde, Eskişehir’de yaşanan bu olumlu değişime atıfta bulunularak çoğu kişi Eskişehir’in küçük İstanbul olduğu benzetmesini yapmaya başladı.
Bu gösteriyor ki, Eskişehir sanayisi, ticareti, şehirleşmesi ve sosyal yaşamıyla belirli bir yere gelmiş.
Bu gelişimde tabii ki Büyükşehir belediyesinin, alt belediyelerin ve özellikle son zamanlarda hükümetin de ciddi payı var.
Tüm bunlardan sonra…
Belirli bir gelişimi gösteren Eskişehir’in bundan sonra yapması gereken ne olabilir?
Bu konuda değişik fikirler var.
Ama en çok öne çıkan…
Bir öğrenci kenti olan Eskişehir’de üçüncü hatta dördüncü üniversitenin mutlaka kurulması…
Bir diğeri ise…
Eskişehir Sanayisinin lokomotifi olacak havacılık ve raylı sistemler merkezlerinin Eskişehir’de gerçekleşmesi…
Eğer bunlar olduğu takdirde..
Eskişehir, ülkenin sayılı 3-4 kentinden birisi olacaktır…
Tabii olursa…
Benzeri bir yazıyı 2007 yılında yazmışız.
Yani…
Bundan tam 10 yıl önce.
Bu yazımızın ardından Eskişehir’de 2 ncü üniversite kurulacağını duyunca umutlanmıştık.
Hele hele…
Yine yazıda bahsettiğimiz gibi Eskişehir’in havacık ve raylı sistemler merkezi olacağını duyduğumuzda “Hah işte! Beklediğimiz oluyor” demiştik kendi kendimize…
Bu gün hala aynı noktadayız iyi ki…
-“Keşke bir 3 ncü üniversite kurulsa… Eskişehir keşke  bir Havacılık ve Raylı sistemler merkezi olabilse” diyoruz…
Kısacası…
Biz hala 10 yıl öncesindeyiz…


.....


“Aramız sizin sandığınız kadar
kötü değil işte!” nin fotoğrafı…


Televizyon programında söylemişti CHP il başkanı Sinan özkar…
-“Belediye başkanları parti toplantısına gelemiyor “Başkanlar niye yoktu?” diye ortalık ayağa kaldırılıyor. Adamların işleri mi var? Başka programları mı var? Kimse merak etmiyor. Bu durumu hemen bir kavgaya bağlamaya çalışıyor. Aynı belediye başkanları bir hafta sonra yaptığımız toplantıya katılıyor. “Niye gelmedi?” diye yaygara yapanlar, bu defa “Demek ki bir problem yokmuş” diye düşünmüyor. Valla bu işi ben de anlamadım” demişti.
özellikle de, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile kendisi arasında büyük bir ayrılık varmışçasına bir algının hakim olmasından son derece rahatsızlık duyduğunu da dile getirmişti aynı programda.
Sinan özkar geçtiğimiz günlerde Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ı belediye’de ziyaret etmiş.
Ardından da…
Bir araya geldiği Ahmet Ataç ile çektiği fotoğrafı “Parti Okulu "eğitici eğitimi" çalışması öncesi selfimiz” diyerek sosyal medya sayfasına koymuş…
Adeta “Bizim aramız sizin sandığınız kadar kötü değil işte!” der gibi…


......


Kapitalizmin en basit tarifi olmuş…


Diyelim ki arkadaşınızla buluşmak için dışarı çıkacaksınız. çok beğendiğiniz ancak pahalı diye yanından bile geçemediğiniz elbise, mağazanın 3 al 2 öde kampanyası düzenlemesi sebebiyle sizin oldu.
Ayakkabılarınızın da elbisenize uyumlu olması gerektiğini biliyorsunuz, değil mi? Saçlarınıza jöle sürüp, en ünlü markanın parfümünü de üzerinize boşalttıktan sonra çıkmaya hazırsınız. Yolda yürürken birbirinden güzel kafelerin ve çay bahçelerinin önünden geçtiniz. Her birinin önünde, müşterileri güneşten korumak için bulunan şemsiyeleri görüyor musunuz? Peki, şemsiyelerin üzerindeki birbiriyle yarışan dondurma veya gazlı içecek firmalarının logolarını?
Dışarıdaki işlerinizi hallettikten sonra eve doğru giderken aniden yağmur bastırdı. Bir de ne gördünüz? Elinde 20 tane şeffaf şemsiyeli bir adam, ‘yağmurda ıslanma, tanesi 5 lira’ diye bağırıyor. Mecburen satın aldınız ve belki bir daha kullanamayacağınız o kötü şemsiyeyle yağmurdan korunmaya çalıştınız. O sırada da ‘üşümemek ve ıslanmamak için bir araba mı alsam’ diye içinizden geçirdiniz. Döndüğünüzde ise bilgisayarınızı açıp internetten araba fiyatlarını araştırdınız.
İşte sizin de gördüğünüz gibi, arkadaşınızla buluşmak için dışarı çıktınız ama arabaya ihtiyacınız olduğuna inanarak eve döndünüz. Yani, para ile alakalı hiçbir iş yapmazken para gerektiren bir hayale daldınız.
Bu durumu her gün yaşıyor olabilirsiniz. Rutine dönüştüğü için de size garip gelmeyebilir. Bu noktada kapitalizm, içinize işlemiş demektir. Sizin için ihtiyaçlar yaratan, gereksinim arttıkça rekabeti ortaya çıkartan, para vererek sahip olduğunuz şeyin bir daha kullanılmamasına neden olan, hatta yeniden satın alınmasını sağlayan ve bunu hayatın sıradan bir günü olarak size yansıtan kapitalizm, aslında hikayemizin ikinci cümlesinde hayatımıza dahil olmaya başlıyor. Fazla teoriye girmeden, yalnızca bir örnekle anlattığımız kapitalizmin kısaca tanımı; isteklerinizi sadece ve sadece para ile gerçekleştirebileceğiniz, hatta asgari yaşam koşullarını bile para ile sağlayabildiğiniz ekonomik bir sistemdir.

Ve…
Kapitalizme göre; toplumda iki sınıf bulunmaktadır: yönetenler ve yönetilenler.


.....


Biraz da gülmek lazım


Bir gurup erkek arkadaş, birlikte barda otururlarken birinin cep telefonu çalar. Birisi telaşla telefonu açar. Ortam çok gürültülüdür. Telefonun öbür ucundaki kadın sesini zorlukla duyar:
- Sevgilim, arkadaşımla geziyorum da, biraz önce çok güzel bir kürk gördüm. 400 TL' cik. Senin kredi kartından alabilir miyim? N'oooolur, alabilir miyiiiiimmmm?
- Tabi canım, Al.
- Ah sevgilimmmm! çok şekersin. Bişeycik daha var ama kızmayacaksın, değil mi?
- Hayır, kızmam...
- Kuyumcuda tek taş pırlanta yüzük gördüm. çok güzeldi sevgilim. Senin kredi kartından alabilir miyim? 1000 TL'cik. N'ooooluuurrrr. Alabilir miyim?
- Peki, al canım. .
- Sevgilim benim. Bir tanem. çok şekersin. Bu akşam sana harika bir gece yaşatacağım. Canım bir şey daha var. Ama kızarsın diye korkuyorum...
- Kızmam, söyle bakayım.
- Galeride bir araba beğendim sevgilim. çok güzeldiiii... 20000 TL'ye bırakacak. Senin adına bankadan bir kredi açtırsak diyorum sevgilim. Bankanın şube müdürü tanıdık. Sen tamam dersen hemen yapacak işlemleri. N' ooolurrrr sevgilim, seni çok seviyorum.  
- Peki, peki. Tamam. Olur. Al bakalım.
- Tatlı sevgilim benim. Canım sevgilim. Seni çoook seviyorum. Hadi by akşama görüşürüz.
Genç adam telefonu kapatır ve arkadaşlarına sorar:
- Bu telefon kimindi yahu?!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi