1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Gençliğin gerisinde kalan partiler...

Gençlerin yüzde 65'i Türkiye ve Dünya'da olup bitenleri öğrenmek için sosyal medyanın yeterli olduğunu düşünüyor...
Dünya'da 1 dakika içinde 4 milyon google araması...
2,5 milyon facebook paylaşımı...
350 bin fotoğraf paylaşımı...
216 bin instegram paylaşımı...
Ve...
277 bin tweet atılıyor...
Söylediklerimiz ve verdiğimiz rakamlar sadece 60 saniye içinde oluyor.
Koskoca Dünya sosyal medyanın içine hapsoluyor resmen.
HHH

-Türkiye'de seçmenin yüzde 41'i, 18 ila 30 yaş arasında ve aynı zamanda bu yüzde 41'lik genç seçmen lise ve yüksek öğretim görmüş.

-Bu gençlik aynı zamanda gelişen her olayı, soran, sorgulayan, sosyal hayat ve sosyal medya ile ilişkilendiren bir gençlik.

-Ailesinin yaşantısı ve düşüncesini olduğu gibi kabullenmeyip, karşılaştığı farklı fikirleri Okul kantinlerinde, cafelerde, sinema ve benzeri sosyal aktivitelerde tartışıp, muhakeme yapabilen de bir gençlik aynı zamanda.

-Önüne konulan tercihi peşin peşin kabullenme yerine özellikle sosyal medya ve sosyal çevre üzerinde karşılaştığı örneklerle ret edebilen de bir gençlik.

-Yaşamı sınırlandıran, özgürlükleri azaltan ve baskı altında tutan siyasi düşüncelere karşı popüler kültür hayatını yaşama taraftarı olan bir genç nesilden bahsediyoruz.
Tüm bu anlattıklarımız açık seçik gösteriyor ki:
Türkiye'deki partilerin geleceğe yönelik büyük bir sıkıntı yaşayacağı ortada...

Çünkü...
Yukarıda tanımladığımız, (Y) kuşağı dediğimiz, A Politik olarak gördüğümüz, aslında her şeyin farkında olan bir gençlik var ve bu gençlik var olan partilerin çok çok önünde.
Eğer var olan bu partiler sözünü ettiğimiz bu gençliğe yetişip, önüne geçebilirse ne ala...
Yetişemez, bugün olduğu gibi bu gençliğin arkasına kalmaya devam ederse, sözünü ettiğimiz gençlik yarın bu ülkeyi yönetecek ve o süreç geldiğinde bugünkü partiler ya yok olacak ya da dernek gibi faaliyet gösterecek...

Bizden söylemesi...

.....
Kararlı Olun!
Herkesin Mutlaka Okuması Gereken Bir Hikaye
Kararsızlık Öldürür
Profesör elinde bir Fare ve kutu ile salona girdi. Öğrencilerin şaşkın bakışları arasında fareyi kutunun içine koydu ve kutuyu kapattı. Salona dönerek: "Bu kutuya iki gün kimse dokunmasın!" dedi ve salondan çıkıp gitti.
Salondaki öğrenciler olaya bir anlam verememişlerdi. Ne olacağını merak ederek iki gün beklediler.
İki gün sonunda profesör salona girdi ve kutuya yaklaşarak açtı. Kutunun içindeki fare ölmüştü. Sınıfa dönerek farenin neden ölmüş olabileceğini sordu.
- Havasızlıktan...
- Açlıktan...
- Susuzluktan...
Her öğrenci olabilecek ihtimalleri saymıştı. Profesör kutuyu havaya kaldırıp içini öğrencilere gösterdi. Kutunun her tarafı kemirilmiş vaziyette idi.
- Görüyorsunuz değil mi? Fare anlaşılan çıkmak için çok mücadele etmiş. Bunu kutunun içindeki vaziyetten anlıyoruz. Şu var ki fareyi sizin dediğiniz gibi ne havasızlık ne de açlık öldürdü. Fareyi asıl KARARSIZLIK ÖLDÜRDÜ! Fare kutunun her yerini parçalayıp çıkacağına sadece bir köşesini parçalasaydı ve bunda da kararlı olsaydı çıkıp kurtulacaktı.
Hayatta zaman zaman kararsızlığa düşeriz. "O mu, bu mu?" derken bizim için en kıymetli varlık olan zamanı tüketmiş buluruz kendimizi. Hedeflerimizi çok iyi belirlemeliyiz. Hayat kararsızlık içersinde yüzecek kadar uzun değil.
"İradesi kuvvetli insanlar, en dayanılmaz şartlar altında dahi başarıya ulaşabilirler."

.....
11 ay maaş almadan çalışmak...
Eskişehirspor kulübünün çalışanları var.
Bu çalışanlar 11 aydır maaş alamıyor.
Dile kolay! 3 değil 5 değil. Tam 11 ay.
11 koca ay tek kuruş verilmiyor kendilerine...
Tahminen "süper lige çıkalım. Paraları alalım. Hepsini birden ödeyeceğiz" denildi.
Onlar da çaresiz kabul etti bunu.
Süper lig de olmadı.
Onların da hayalleri suya düştü.
11 ay boyunca maaş almamak korkunç bir durum.
Bu süre zarfında hiç mi bir yerlerden ufak tefek paralar bulunup bu personele dağıtılmaz?
Bu süre zarfında kulübe az da olsa gelen paranın bir miktarı çalışanlara harçlık olarak dağıtılmaz?
Koskoca 11 ayda hiç mi "Bu insanlar acaba ne yiyip ne içiyor?" diye düşünülmez?
Tamam, borç çok...
Tamam, para yok...
Tamam, çok zor şartlardan geçildi.
Ama-Fakat-Lakin...
Hiç mi o insanlara da ufak tefek dağıtılacak para gelmedi Eskişehirspor'a?
Demek ki hiç gelmemiş!
Normal şartlarda bu işin sorumlularının...
O insanlar 11 aydır maaş almazken, boğazlardan yemek zor geçerdi...
O insanlar 11 aydır maaş almazken, yemek faturaları zor gelirdi...
O insanlar 11 aydır maaş almazken, bazı faturalar şişirilmezdi örneğin.
O insanlar maaş almıyorken, zaten gıdım gıdım bulunan para da, bu işi meslek haline getirmek isteyenler tarafından tırtıklanmaya çalışılmazdı.
Para olmadığına göre, bu saydıklarımız da olmamıştır herhalde?
Umarız olmamıştır...
Not: Sözünü ettiğimiz 11 aydır maaş alamayan personele, başlattığı kampanya ile 7 bin liranın üzerinde para toplayan taraftar, bu kulübün en değerli varlığı olduğunu bir kez daha ispat etti ya, helal olsun!
.....
Biraz da gülmek lazım
Bizim Cavit, iş yerinde kapısını tıklatıp da izin isteyenlerden nefret eder. Geçen gün gene böyle biri gelmiş:
- Efendim bu gün özel bir işim var onun için izin istiyorum.
Bunun üzerine Cavit, adamı karşısına oturtmuş:
- Bir yılda 365 gün var. Bir yılda 52 hafta olduğuna ve sen her hafta 2 gün izin yaptığına göre, geriye 261 gün kalıyor.
Her günün 16 saatini iş yerinin dışında geçirdiğini kabul edersek, bu tam tamına 170 gün eder. Geriye ne kaldı? Yani 261'den 170'i çıkarınca... Kalır 91 gün.
Her gün yok çiş arası, kahve-çay molası derken yarım saat çalıyorsun benden, bu da tam 23 gün demektir. Böylece kaldı 68 gün.
Gene her gün 1 saat yemek molası veriyorsun ki, bunun toplamı yılda 46 gündür. Geriye çalışacağın 22 gün kalıyor arkadaş!
Zaten her yıl 2 gün hastalık bahanesiyle işe gelmiyorsun, kaldı mı? 20 gün!
Yılda 5 gün de resmi tatiller nedeniyle gitti. Kaldı geride 15 gün.
Her yıl 14 gün izin yapıyorsun! Ne kaldı geride çalışacağın... Koca bir yılda kaç gün kaldı? BİR GÜN!
Ee, o bir gün de ben sana izin verirsem Allah benim haneme günah yazar be adam!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi