1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

17 yıllık heykel depodan çıktı. İyi ki de çıktı...

 


 


Dilerseniz 23 Ağustos 2017 tarihinde yani bundan 50 gün kadar önce yazmış olduğumuz bir yazıyı hatırlatalım:


“Yılmaz Büyükerşen’in 99 seçimleri ile işbaşına geldiği ilk dönemdi.
çekirdek yiyen ve yedikleri çekirdeklerin kabuklarını yere atanlara takmıştı kafayı.
Yaya olarak gezerken çekirdek kabuklarını yere atanlarla resmen kavga ediyordu.
Sonra bir karar alındı.
çekirdek satanlar, sattığı çekirdeğin yanına bir de poşet verecek, böylece çekirdek kabukları yerlere atılmayacaktı.
Bazıları uysa da bu karara, büyük bir çoğunluk yine bir yandan çekirdek yerken, diğer taraftan yedikleri çekirdeklerin kabuklarını yere atmayı sürdürdü.
özellikle Hamamyolu, Köprübaşı ve Adalar’da, yerler çekirdek kabuklarından geçilmiyordu.
Kabuklar, yeni atılan renkli ve şekilli asfaltın girintileri arasından bir türlü temizlenmiyordu.
Bunun üzerine Büyükerşen bir talimat verdi.
-“çekirdek yiyen ve yediği çekirdeğin de kabuklarını yanı başına atan bir heykel yapın”
Heykel yapıldı.
Kararlıydı. Yapılan eşek heykelini Adalar’ın başına dikecekti.
Sonra ne oldu bilemiyoruz…
Yapılan heykel depoda mı kaldı?
Yoksa…
Büyükerşen bu çekirdek yiyen heykeli dikmekten vaz mı geçti? Hiçbir haber alamadık.
Ancak…
önceki akşam Adalar sahil yolu üzerinde şöyle bir gezdiğimizde, yine birçok insanın, özellikle de gençlerin, yedikleri çekirdeklerin kabuklarını yerlere attığına şahit olduk.
Bir kısım genci, sahil yolu üzerinde ki çim alanda yine çekirdek yerken ve kabuklarını da direkt porsuğa atarken gördük.
Doğrusunu söylemek gerekirse…
İşte o anda kendi kendimize
“O heykel keşke dikilmiş olsaydı” dedik.”


***


Bu yazıyı, Porsuk sahil şeridinde gün boyu oturan ve kalktıklarında, arkalarında çekirdek kabuğu dağları bırakan gençleri görünce yazma gereği duymuştuk.


çekirdek yiyen ve kabuklarını oturduğu yerin yanına atan birkaç gence yaptığımız uyarıya karşı gördüğümüz umursamaz tavır da, doğrusu canımızı sıkmıştı.


Bu nedenle…


17 yıl önce yapılan, o günden bu yana depoda bekleyen “çekirdek yiyen eşek” heykelinin artık depodan çıkması ve ibret için sahilde bir yere konulması  gerektiğini söylemiştik.


Nihayetinde, depoda bekleyen “çekirdek yiyen Eşek” heykeli çıkartılıp, Porsuk sahil şeridindeki yerine konuldu.


Umarız, bu heykelin konulmasının bir faydası olur…


Böylece…


Porsuk sahil şeridinde bundan böyle çekirdek yiyen ve kabuklarını yere atan bir tek bu heykel kalmış olur.


Ya da…


Heykel ile birlikte tüm Eşek’ler yedikleri çekirdeklerin kabuklarını yerlere atmaya hep birlikte devam ederler.


....


 


Eşek heykeli: yetmez ama evet…


 


Porsuk sahil şeridinde gün boyu zaman geçiren gençler, yedikleri çekirdek kabuklarını yerlere atıyordu.


Atılan çekirdek kabuklarının temizliği ertesi gün neredeyse saatler alıyordu.


Kabukların çimlerin arasından sürekli temizlenmesi, sahil şeridinde bulunan çim alanları ortadan kaldırdı.


Belediye önce sözlü uyardı.


Olmadı, broşürler dağıtarak çekirdek kabuklarının yerlere atılmamasını istedi.


Olmadı, Zabıta ekipleri sahil şeridinde oturan ve çekirdek yiyen gençlere poşetler dağıtmaya başladı.


Yine olmadı iyi mi?


En son sahil şeridi üzerine “çekirdek yiyen Eşek” heykeli konuldu.


Son derece doğru bir hamle…


Hatta…


çoğaltılması gereken bir uygulama bu yapılan.


Aslında Eskişehir’de,  şehrin çeşitli bölgelerinde, bu uygulamayı çeşitlendirip,  heykel sayısını çoğaltmak gerekiyor.


örneğin:


-          “Kaldırım üzerine araç park etmiş öKüZ” heykeli…


-          “Yere tüküren LAMA” heykeli…


-          “Ağaç diplerini kül tabağı yapan MAYMUN” heykeli…


-          “çöpünü yere atan MANDA” heykeli…


-          “Kırmızı ışıkta geçen DANA” heykeli…


-          “Duvarlara yazı yazan SIPA” heykeli…


-          “Engellilerin yaşamını zorlaştıran FİL” heykeli gibi heykellere acil ihtiyaç var…


Umarız, porsuk sahil şeridine konulan “çekirdek yiyen Eşek” heykelinden sonra yukarıda sözünü ettiğimiz heykeller de şehrin çeşitli yerlerine konur da, birileri artık İNSAN olduklarının farkına varır.


.....


 


Baltaları mı gömecekler? Yoksa birbirlerini mi?


 


CHP ile ilgili olarak sürekli yaptığımız bir tespit var…


-“CHP’de kuyruk acısı bitmez” tespiti.


Bunun nedeni, CHP içinde siyaset yapanların özellikle kongreler sürecinde sürekli saf değiştirmeleri.


Bu yüzden, bir önceki kongrede kavgalı olan kişi ve ekipler, bir sonraki kongrede kol kola rahatlıkla girebiliyor CHP’de.


Bu da ister istemez, CHP içinde siyaset yapanların sürekli olarak birbirlerine karşı kuyruk acısı duymasına neden oluyor.


Ve işte bu yüzden, CHP’de kongre süreçleri oldukça sert geçiyor.


çünkü…


CHP içinde siyaset yapan pek çok kişi, kongre sürecini “İntikam” süreci olarak görüyor.


Geçtiğimiz günlerde televizyonda konuk ettiğimiz Odanpazarı Belediye başkanı Kazım Kurt’un bir çağrısı oldu CHP’lilere…


-“CHP içinde kavgalarımı bitiriyorum, erteliyorum” dedi önce.


Ardından da…


-“CHP’liler baltalarını gömmeli” çağrısında bulundu.


Gerekçe olarak da 2019 seçimlerinin bu ülke için de CHP için de son şans olduğunu ifade etti.


çağrısı ne kadar karşılık bulur bilemiyoruz…


Neticede CHP’de bir alışkanlık var…


O yüzden…


Kazım Kurt’un çağrısında olduğu gibi CHP’de baltalar mı gömülecek?


Yoksa…


Bugüne kadar olduğu gibi CHP’liler balta yerine birbirini gömmeye devam mı edecek?


Bekleyip göreceğiz…


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi