1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

AK Parti'de Ünlü'nün aday gösterilmeme ihtimali var mı?

AK Parti'de kimin aday olacağına genel merkez karar veriyor.
Kimlerin aday olmayacağına da aynı şekilde karar veren genel merkez.
Sadece 1 kişiyi işaret ediyor AK parti genel merkezi ve herkes de o işaret edilen ismi seçiyor.
Kongrelerde ikinci bir adayın çıkması mümkün değil.
Genel merkezin "olmaz" dediği birinin de aday olması mümkün değil AK partide.
Eskişehir'de devam eden kongre sürecinde de bunu yaşadık.
Odunpazarı ve Tepebaşı ilçe kongrelerinde tek aday işaret edildi.
İşaret edilenler de zaten mevcut Odunpazarı ve Tepebaşı ilçe başkanlarıydı.
Böylelikle yeniden seçildiler.
Aynı durum il kongresi için de geçerli olacak.
Genel merkez tek bir ismi işaret edecek, AK Parti delegeleri de gidip o ismi il başkanı seçecek.
Son günlerde AK parti il başkanı Dündar Ünlü'nün özellikle CHP'li belediye başkanlarına yönelik yaptığı açıklamaları, yeniden il başkanı olmak istemesine bağlayanlar var.
Dahası...
İl başkanı konusunda isim kesinleşmediği için kongre tarihinin belirlenemediğini, bu yüzden Ünlü'nün yeniden başkan olabilmek adına CHP'li belediye başkanlarına yönelik eleştirilerini arttırttığını söyleyenler var.
Hatta...
Bu sayede Ünlü'nün, genel merkezin kendisini işaret etmesi adına böyle bir yola başvurduğunu dile getirenler var.
Bize kalırsa...
Bunların hiçbiri inandırıcı gözükmüyor...
Zira...
AK Parti'nin Eskişehir'de göstereceği il başkan adayı büyük bir ihtimalle Dündar Ünlü olacaktır...

Çünkü...
İl başkanlığına başka bir ismin işaret edilmesi halinde işaret edenler bunun izahını biraz zor yapar...
Hele hele...
İlçe başkanlarının yeniden aday gösterilip, il başkanının aday gösterilmediği bir durumun yaşanması halinde insanlar "Odunpazarı ve Tepebaşının ilçe başkanları ne yaptı da yeniden aday gösterildi?, İl başkanı ne yapmadı da yeniden aday gösterilmedi?" sorularını sorar ki, işte bu sorular, cevap vermekle yükümlü muhataplarını da bir hayli zora sokar...

......
Bu iş bizde böyle!
ABD seçim sürecini takip edenler hatırlayacaktır.
İki partinin başkan adayı yani Hillary Clinton ile Donald Trump ismi ortaya çıktığında her ikisine de eşit şans tanınıyordu.
Seçim çalışmaları devam ederken bir anda Donald Trump'un geçmişte yaptığı bir konuşma sırasında kadınlar ile ilgili söylemiş olduğu sözler basına yansıdı.
Söylemiş olduğu sözler pek hoş sözler olmadığı için Trump bir anda seçim yarışında 5-6 puan birden kaybetti.
Aradan birkaç gün geçti.
Bu kez Hillary Clinton'nun devlet işlerinde kişisel maillerini kullandığı için hakkında FBI soruşturması açılacağı duyuldu.
Bir anda oy oranı 4-5 puan düştü.
Önde götürdüğü seçim kampanyasında bir anda geriye düşüverdi.
Burada enteresan olan iki husus var:
1-Seçmenin adaylar ile ilgili çıkan haberleri sorguluyor olması.
2-Seçmenin adaylar ile ilgili çıkan haberlere anında tepki vermesi.
Kısacası.
Seçmenlerin büyük bölümü seçimde kararını vermiş olsa bile adaylar ile ilgili çıkan olumsuz bir haber kararlarını değiştirebildi.
Bize gelecek olursak...
Bizde, seçime kadar geçen süre ve seçim öncesi ne olursa olsun seçmenin fikri pek değişmiyor.
Seçimin öncesinde gelişen olumlu ve olumsuz olaylar parti oylarına tesir bile etmiyor.
Yalan söyleyen ve yalan söylediği ortaya çıkan partinin oyu bir gram düşmüyor.
Doğru söyleyen ve doğru söylediği ortaya çıkan partinin oyu br gram artmıyor

Çünkü. Bizim seçmenimizin büyük bölümü, seçim öncesinde gelişen ve seçimi etkileyebilecek öneme sahip olaylara bile "Doğru" ya da "Yanlış" değerlendirmesi ile bakmıyor.
Tıpkı tuttuğu takıma toz kondurmadığı gibi, doğrunun içinde yanlış, yanlışın içinde doğru aramak adına 9 takla atıyor...

.....
Ortaya çıkan
2 sonuç...
Sultandere'de, Büyükşehir belediyesinin mülkiyetinde olan 44 dönümlük bir arazi var.
Emsal değeri 1 olan bu arazi, yakın bir yerine Şehir hastanesi yapıldığı için değerli hale geldi.
Büyükşehir Belediyesi, kendisine ait bu araziyi satmak suretiyle gelir elde etmeye karar vermiş.
Gündem maddesi olarak meclise getiriliyor konu.
AK Partili meclis üyesi Mustafa Önder "Burasının emsal değeri 1. Emsal artışı yapın böylece arsanın değeri yükselmiş olur, haliyle belediyenin buradan satışının geliri de artmış olur" diyor.
Belediye bu defa aynı arazi ile ilgili emsal artışı talebiyle geliyor meclise.
Bu defa mecliste bulunan AK Parti grubu arasında fikir ayrılığı yaşanıyor.
Ne yapacakları konusunda bir türlü mutabık kalamıyorlar.
Sonunda AK partili meclis üyesi Mustafa Birsen 5 dakika ara verilmesini istiyor.
Ara sonrasında AK Partinin kararını Tuncer Köküer "emsal artışı yapılması durumunda yapımı süren Şehir Hastanesi'nin de yakın olduğu bölgede yoğunluk çok fazla artacağı için emsal artışını kabul edemeyeceğiz" diyerek açıklıyor.
Böylece...
Sözünü ettiğimiz Sultandere'de bulunan arsanın satılması için belediye yönetimine yetkiyi veren meclis, bu arsanın emsal artışı talebini ret etmiş oluyor...
AK Parti grubunun özellikle emsal artışı ile ilgili bu kararının doğru ya da yanlış olup olmadığını sorgulamayacağız.
Yalnız...
Emsal artışının ret edilmesi ile ilgili ortaya iki ayrı sonuç çıktı.
Birincisi
Emsal artışı kabul edilmiş olsaydı ve emsal değerinin 1'den 2'ye yükseltilmesine karar verilseydi, arsa en az 2 kat değerlenecek ve belediyenin de satış geliri en az 2 kat yükselecekti...
İkincisi ise...
Bu karar, büyükşehir meclisinde çoğunlukta olan AK Parti grubu içinde yaşanan güç gösterisini ikinci kez ortaya sermiş oldu...

.....
Biraz da gülmek lazım
Bizim Temel uluslararası ekonomi toplantısına katılır... Devletin topladığı vergi dağılımını tartışırlar... Konuşmacılardan biri Amerikalı, biri Avrupalı, biri de Temel.. Ortaya bir fikir atılır... Halktan toplanan vergiler nasıl dağılım yapılacak. Amerikan vatandaşı söz alır:
-Bizim Amerika'da önce yere bir çizgi çizeriz ve sonra topladığımız vergileri havaya atarız... Çizginin soluna düşen paraları halka hizmet olarak geri veririz, sağ tarafta kalan devlete kalır, yatırım yaparız...
Derken Avrupalı söz alır ve:
- Bizim Avrupa'da başka ama ona benzer bir uygulama yaparız... Önce yere bir daire çizeriz... Halktan toplanan vergileri havaya atarız. Dairenin dışında kalan halka hizmet olarak geri döner, dairenin içine düşenleri devlet harcamalarına kullanırız... Sıra bizim Temel'e gelir ve başlar anlatmaya:

-Ula uşaklar ne güzel anlattunuz. Keşke bizda sizun çirkefluklerunuzi değil da habu çalışkanluğunuzi alsak... İnanun bizum öyle bir uygulamamız yok... Bizde daha kısa oluyi... Bi kere öyle yere çizgi çizmezuk... Bizde hükümet halktan toplar vergileri... Atar havaya. Yere düşenleri kendilerine harcama yaparlar... Havada kalanlar halka hizmet olarak geri döner...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi