1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Bizim ne halde olduğumuzun itirafları bunlar...

 


 


-Benim yaptığım işin 2 temel amacı vardı.


1-Uluslar arası kredilerin bulunmasına bahane yaratacaktım.


2-Bu kredileri verdiğim ülkeleri iflas ettirmek için (tabi borçlarını ödedikten sonra) uğraşacak, böylece sonsuza kadar borçlu kalıp, askeri üsler, BM oyları veya petrol ve diğer doğal kaynaklarına erişim gibi ihtiyaçlar ortaya çıktığında, o ülkelerin kolay hedef olmalarını sağlayacaktım.


-Böylece, hükümetlerin uzun vadeli finansal bağımlılıklarını dolayısıyla politik sadakatlerini garanti altına alırken, krediyi alan ülkelerdeki bir avuç varlıklı, nüfus sahibi aileyi mutlu kılmak da görevlerim arasındaydı.


-örneğin nüfusun çoğunluğu borç altında ezilirken, bir kamu hizmeti yapan şirket sahibi (yani tek bir kişi) bile çıkar sağlasa, o ülkede GSMH artışı gerçekleşebilir. Zengin daha zenginleşirken fakir fakirleşir ama nihayetinde istatistikî açıdan bakıldığında bir ilerleme olduğu kağıt üzerinde görülür.


-çoğu ABD vatandaşı gibi kendi şirketimizin çalışanları dahi bizim yaptığımız bu işe yani elektrik santralleri, otoyollar ve limanlar yaparak o ülkelere aslında iyilik yaptığımıza inanıyorlardı. Aslında yaptığımız o ülkeleri batırmak ve mahkum etmekti.


Yukarıdaki sözler, ABD’nin önemli bir şirketinde önemli bir konuma gelmiş bir kişinin itirafları.
Bu itiraflarını “Bir ekonomik tetikçinin itirafları” isimli kitapta toplamış.


İtirafların yer aldığı kitap yüzlerce sayfadan oluşuyor.


Ancak…


Yukarıda yer alan küçücük kısmı bile bu gün bizim ülkemizde yaşadıklarımızın ne anlama geldiğini açıkça ortaya koyuyor.


Hem de…


Verilen kredi ile yaptığımız yollar, limanlar, termik santrallerin karşısında nasıl her geçen gün batma noktasına geldiğimiz ve mahkum olduğumuzdan tutun da, birkaç zenginin daha da zenginleşmesiyle ülke ekonomik verilerinin kağıt üzerinde nasıl artış gösterdiğine kadar…


.....


 


Sanki kromozom diziliş şeması mübarek!


 


Ali çelikoğlu gitmiş kulüp başkanlığından, Halil ünal gelmiş…


Sonra Nebi Hatipoğlu gelmiş kulübün başına…


O gidince, yine Halil ünal gelmiş…


Sonra Mesut Hoşcan gelmiş kulübün başına…


O gidince, yine Halil ünal gelmiş…


Sonra Sinan özeçoğlu gelmiş kulübün başına…


O gidince, yine Halil ünal kulüp başkanlığına gelmiş…


Yazıyla pek anlaşılmıyor olabilir.


Bir de alttaki fotoğraf dizilimine bakın…


Biz uzun uzun baktık.


Her kulüp başkanının arasında bir Halil ünal fotoğrafı var.


Bir atlayarak gidiyor fotoğraflar.


Biz uzun uzadıya baktık yan yana dizilmiş fotoğraflara…


Siz de uzun uzadıya bir bakın isterseniz…


Bakalım nasıl bir karara varacaksınız?


Her defasında kurtarıcı olarak geldiğini mi düşüneceksiniz?


Yoksa…


Her geldiğinde kulübün daha da kötü bir duruma düştüğünü mü?


İşin içinden çıkamadıysanız, kendi kendinize eğlence yaratıp, Halil ünal’dan sonra kimin geleceğini tahmin yoluna gidebilirsiniz?


Nasıl olsa Halil ünal’ın bundan sonra yerine gelecek kulüp başkanının ardından, yine Halil ünal kulüp başkanı olacaktır…


Zira…


Eskişehirspor’daki başkan dizilişi, kromozom diziliş tablosundan farksız…


Hiç şaşmıyor mübarek!


.....


 


üretmek artık enayilik olmuş!


 


ülkelerin zenginliği ile o ülkelerde yaşayanların refahı üretime bağlıdır.
üretim ekonominin kalbidir.
üretip, ürettiğini sattığın müddetçe, ülkende işler iyi gider.
İşsizlik diye bir derdiniz olmaz.
Devletin topladığı vergiler artar.
Vergilerin artması halkın daha çok hizmet almasını sağlar.
üretimle kazanılan para yeni yatırımların kapısını açar.
ülkeye para girdiği müddetçe kültür, sanat, spor, sosyal yaşam, kısaca aklınıza ne geliyorsa artar.
Sonuç olarak.
Bir ülke üretim ile kurtulur.
üretimin olmadığı ülke bağımlıdır ve sefalete mahkûmdur.
Bu yüzden hükümetler üretime önem vermeli, üretimi teşvik etmeli ve üretimin önündeki engelleri kaldırmalıdır.
Ama-Fakat-Lakin...
Son yıllarda üretim yapmak enayilik gibi görülmeye başladı.
üretim yapanlar ya üretimden vazgeçti ya da vazgeçme arifesinde.
Bu durum Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikaların durumundan da kolaylıkla anlaşılıyor.
üretim yapmaktan vazgeçenler fabrikalarını ya depo olarak ya da bir başka üretim yapmak isteyenlere kiraya verebilmeme yolunu seçiyor.

Zira...
Kiraya vermesi halinde alacağı parayı, yaptığı üretimle alamıyor.
üretim her geçen gün azalıyor.
İşçilerin çalıştığı fabrikalar depo oluyor.
İşsizlik artıyor.
üretim olmadığı için katma değer yaratılamıyor.
Katma değer olmadığı için vergi doğmuyor.
Vergi toplanamıyor ve bu yüzden yatırımlar yapılamıyor.
Toplum zenginlikte, sanatta, kültürde, sporda, kısaca her alanda refah içinde olamıyor.


Bu yazıyı aylar öncesinde yazmıştık.


Dün sanayicilik yapan bir dostumuzla bir araya geldik.


Hesap kitap yapmış…


Yaptığı işten, vergiler ve diğer harcamaları çıkarttığında ayda eline geçen net kazancı çıkartmış.


Bir de, işi bırakıp, sahip olduğu fabrika binasını kiraya verdiğinde kazanabileceği kira bedelini aşağı yukarı tespit etmiş.


Diyor ki:


-“Benim üreterek kazandığım para, fabrika binasını kiraya verdiğimde kazanacağım paranın neredeyse yarısı çıktı. Anında işi durdurmaya ve fabrika binasını satışa çıkartmaya karar verdim. üstelik, vergi dairesiymiş, iş kazalarıymış, çevre düzenlemesiymiş gibi pek çok şey başımı ağrıtmayacak. Ay başı geldiğimde aldığım kira parasını bileceğim o kadar!”


Evet. Durum aynen bu…


.....


 


“Eskişehir’deki kongrelere de katılsaydı ya?” denilecek…


 


Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt Düzce’de, Akçakoca CHP ilçe kongresine katılmış.


Haberi, Kazım Kurt’un sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla öğrendik.


Bu kongreye katılmak nereden icap etti bilemiyoruz.


özel davet mi alındı? Yol üzerinde diye geçerken mi uğranıldı? Bilemiyoruz.


Bildiğimiz…


Bu haberden sonra CHP içinde yeni bir sorgulamanın başlayacağı…


Yani…


-“Odunpazarı ve Tepebaşı CHP kongrelerine katılmayan Büyükerşen neden Akçakoca ilçe kongresine katılıyor?” söylemlerinin başlayacağından bahsediyoruz…


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi