1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Benim oy hakkım olsaydı...

 


 


Şu sıralar Sanayi ve Ticaret Odası seçimleri gündemde ya…


Her 2 Oda’da da başkan adayı olmak isteyenler var ya…


Ben de oturup düşündüm “Eğer Sanayici olsaydım hangi adaya oy verirdim” ya da “Ticaret erbabı olsaydım, hangi aday için oy kullanırdım” diye…


Gerek sanayici ve gerekse Tüccar’ın aynı ayrı bir sürü sorunu var muhakkak ama bana göre her ikisinin de müşterek en büyük 2 sorunu olduğunu yakından biliyorum…


Birincisi: Devletin neredeyse her ay yapmakta olduğu denetimler…


Yani…


Ankara’dan sabah hızlı trene binen Vergi, SGK, çevre ve benzeri müfettişlerin soluğu Eskişehir’de alıp, öğlen saatlerine kadar şehir içinde, öğle sonrası Organize Sanayi bölgesinde bulunan ne kadar tüccar ve sanayici varsa denetlemeden geçirip, akşam da yine hızlı trenle Ankara’ya dönmesi.


Ve bu işin sık sık tekrarlanması.


öylesine bezdirmiş ki sanayiciyi de tüccarı da bu durum, müfettişlere evrak yetiştirmekten ne sanayici üretime ne de tüccar müşteriye bakamaz hale gelmiş.


İkincisi de: Grek sanayici ve gerekse tüccarın, devlet kurumlarıyla belediyelerin baskıcı uygulamaları altında yaşadıkları mağduriyet.


Masa başında öyle yasalar, yönetmelikler ve uygulamalar çıkartılmış ki, sanayici olsanız üretmekten, tüccar olsanız, malı mülkü satıp, sahil kasabasında çay ocağı açmak istersiniz…


O yüzden…


Başta da söylediğim gibi ben sanayici ya da tüccar olsaydım…


Ortaya konulacak projeler, sağlanacak imkanlar, yaratılacak avantajlar falan bir tarafa, bu 2 meselenin sona ermesi için korkmadan bağıracağını,bu iki meselede üyenin feryadını duyuracağını ve dik duracağını söyleyen adaya oy verirdim…


Ve benim oy hakkım olsaydı…


-“Yeter artık kardeşim! Bu kadar üst üste vergi denetimi ile bizi hırsız yerine mi koyuyorsunuz? Ne kadar vergi verdiğimiz zaten gönderdiğiniz müfettişlerin elinde var. Bırakın da bir nefes alıp, işimize gücümüze bakalım” diyen sanayi odası başkan adayına…


-“Bu ne arkadaş böyle! Kafalarından yönetmelik ve uygulamalar çıkartıp, gün boyu canımıza okuyan ve bizim bu işi yapmamızı adeta istemeyen bu devletin kurumları da bu belediyeler de bizi bezdirdi” diyen ticaret odası başkan adayına oy verirdim…


Eğer ben sanayici ve tüccar olsaydım, bunları söylemeyen, devlet kurumlarının ve belediyelerin haksız  ve mağdur eden uygulamaları karşısında masaya vurmayacağına inandığım adaya oy falan vermezdim arkadaş!


Zira…


Bunları söylemedikten sonra o koltuklarda kimin oturduğunun çok da önemi olmazdı benim için…


Başkan Ali olmuş Veli olmuş bana ne?


-“Bana, benim haklı olduğum konuda gerekirse devlet kurumları ve belediyeler ile kavga edebilecek, gerekirse benim hakkımı koruma adına hapse girmeyi göze alabilecek başkan lazım” diye düşünürdüm galiba…


.....


Nasa Türkiye’ye kötü bir haber vermiş ya…


 


NASA Kar Uzmanı Dr. Thomas Painter, Türkiye’yi ilgilendiren kötü bir haber vermiş.


Küresel ısınma nedeniyle Türkiye’ye bundan böyle az kar, çok yağmur yağacağını söylemiş Dr. Painter.


Sera gazlarının da etkisiyle bozulan iklim dengesi ve kürsel ısınma nedeniyle “Türkiye’de daha çok sel yaşayacaksınız.”demiş…


Bu yeni ikim durumuna hazır olmak için de öneride bulunup:”ülkenin bazı yerlerine çok yağmur yağacak. Bu yüzden ülke olarak altyapıya yatırım yapın. Bazı yerler ise ciddi kuraklık çekecek. Buna hazır olmak için de temiz su temini için baraj inşa edin!” uyarısında bulunmuş.


Haberi okur okumaz ne yalan söyleyelim aklımıza Eskişehir geldi…


önce küresel ısınmaya yol açan olan sera gazlarının en büyük kaynağı olan termik santrallerden birinin Eskişehir’e yapılacak olmasını düşündük ister istemez…


Ardından da…


Eğer kuraklık çekecekse bu şehir, yapılmış ve bitmek üzere olan ve Eskişehir’e temiz su sağlayacak Ilıca göleti ile ilgili engelleme girişimi geldi aklımıza…


.....


 


Bakın bu çok iyi!


 


“Bugün 100 lira kazandım ve makbuzu kestim.


Bu makbuzla 18 lira KDV, 20 lira Gelir vergisi ödedim. Yani toplam 38 lira ödedim.


Kalan 62 liranın 11 lirası ile bir paket sigara aldım. Maktu vergilerle birlikte 7,5 lira daha vergi ödedim.


48 lira elektrik faturası gelmiş. Baktım 20 liralık elektrik harcamışım. 28 şu veya bu adlarla vergiyşmiş.


Elimde 100 liradan kala kala 3 lira kaldı. Ben de kalan 3 lira ile bir çakmak aldım. çakmak çin malı ve 40 kuruşu vergi.


Kısacası, bugün kazandığım 100 liranın 75.9 lirasını devlete yol,su,elektrik olarak bana dönmesini sağlaması için ödedim…


İyi yapmış mıyım?


Günün sonunda elimde 1 paket sigara,1tane çakmak ve ödenmiş bir elektrik faturası kaldı kala kala…”


Yukarıdaki hesap internette dolaşıyordu.


Aldık köşemize…


Ne dersiniz? İlginç değil mi?


.....


Müjdeye bakar mısın!


 


Mihalıççık’ta bir Termik Santral var.


Santral TMSF’ye devrediliyor ve kayyum atanıyor.


İşçiler çalışmaya devam ediyorlar.


Ancak…


TMSF’ye devredilmesi ve kayyum atanması sonrasında işçiler maaşlarını alamıyor.


Aradan 2,5 ay süre geçiyor ama değişen bir şey yok.
İşçiler yine maaşlarını alamıyor.


Yerin 300 metre altında çalışan işçilerin canına tak diyor bu mesele.


Greve çıkma kararı alıyorlar.


TMSF başkanı ve Enerji Bakanı devreye giriyor, işçilere maaşlarının ödeneceği söyleniyor.


Bu da Eskişehir’in iktidarın partisi milletvekili tarafından “İşçilere müjde” diye kamuoyuna duyuruluyor.


Bakar mısınız müjdeye?


İnsanların alın teri ve çalışma karşılığı hak ettiği ama verilmeyen maaşlarının verileceği artık müjde ile duyuruluyor…


İşçiler, çalışmalarının karşılığı olan ve hak ettikleri maaşlarının alacağını müjde ile duyuyor…


Hay Allahım!


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi