1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Halk duvarına toslamak

Siyasette kuşkusuz herkesin bir hesabı vardır.
Hesap yapan herkes yaptığı bu hesabın tutması için plan ve program hazırlayıp, strateji peşinde koşar.
Dolayısıyla…
İlk yapılan işi, tanınırlık ve popülerliğini arttırmak, ikincisi ise, yaptığı hesabı bozabilecek olan ve çizdiği hedefin önünde engel teşkil eden unsurları ortadan kaldırmak olur.
Böylece…
Siyasette ki hedeflenen koltuğun önü açılmış, kendisi de o hedefe daha az zahmetle ulaşır.
Düşünsenize…
Yapılan hedef doğrultusunda hem o göreve en yakın isim olmak, hem de rakibin bulunmaması gibi mükemmel bir durum var ortada.
Ancak…
Bu çaba sadece ama sadece aday olmaya yeter.
Koltuğun sahibi olmaya ne yazık ki yetmez..
çünkü…
Ne yaparsanız yapın, nasıl bir strateji izlerseniz izleyin, sonunda çıkacağınız yer halkın karşısıdır.
O yüzden…
Siyasette, özellikle ileriye dönük hesap yapanların çoğunun toslamış olduğu duvardır halk.
Siyaseti ve siyasetteki koltuk hesabını yapanların çoğunun kafasını gözünü patlattığı yerdir o halk duvarı.
çünkü…
Koltuk hesabı yaparken, halkı hiç hesap etmemiştir birçoğu.
Bu nedenle…
Siyasette, seçilmesine ramak kala halkın oyunu alamadığı için seçilemeyen, tüm stratejisi ve planları suya düşen, üstüne üstlük siyasetten bile silinip giden bir ton insan örneği vardır…
Diyeceğimiz o ki:
Siyasette yıllar sonrasının hesabını yapıp, koltuk için çaba harcayanlar, hesaplarının içine halk'ı da mutlaka dahil etmelidir.


.....


 


En iyisi cami cemaati...


Din alimi falan değiliz ama...
Bize göre en güzel cemaat cami cemaatidir.
çünkü...
"Amin" denildikten sonra herkes işine bakar.
Himmetle, soru çalmayla, kamuya adam yerleştirmeyle, darbeyle falan uğraşmaz camii cemaati.
İslam'ın şartlarını yerine getirmek, iyi bir Müslüman olmak ve yaratanı olan Allah'a ve onun elçisi olan Peygamberine hizmet etmekten başka bir şey yoktur kafalarının arkasında.
O yüzden en güzel cemaattir cami cemaati.
Dahası...
Böylesine güzel bir cemaat varken diğer cemaatlere çok da gerek olduğunu zannetmiyoruz.
Düşünsenize?
Hz Muhammed son peygamberdi.
Yüce Allah ile kulları arasında aracılık yapan mükemmel bir elçiydi.
Kutsal görevini fazlasıyla yerine getirdi.
Görevini tamamlayınca da yaratanın katına yükseldi.
O mübarek seçilmiş insan bile alemleri yaratan yüce Allah ile kul arasına girmedi.
Hal böyleyken, kendine kendince görev biçen, adı İmam, alim, evliya, şıh, şeyh adı her neyse, yüce Allah'ın kitabı ve onun elçisinin söyledikleri ve davranışları ortadayken çıkıp üzerine vazife olmayan işleri, üzerlerine vazifeymiş gibi bir durum yaratıyor.
İnanç Allah ile kul arasındadır.
Allah ile kul arasında kendini bir yerlere koyma çabasında olanlar, rol kapmak isteyip kendilerine statü yaratma çabası içinde olanların, rantiyeci ve sahtekâr olarak algılanması doğal değil mi?
Not- 15 Temmuz hain darbe girişiminin hemen sonrasında bu yazıyı kaleme almış ve bu köşede yayınlamıştık.
Yazabildiğimiz müddetçe her 15 Temmuz sonrasında bu yazıyı köşemize mutlaka alacağız...
Zira...
Bu ülkede asla unutulmaması gereken hususlardan biri de budur...


.....


 


Parti yarım olacak diye akılları çıkıyor


-CHP son derece kötü bir seçim kampanyası yapıyor, yüzde 20 ila 25 arası oy alıyor.
Aynı CHP muhteşem bir seçim kampanyası yapıyor, yine yüzde 20 ila 25 arası oy alıyor…

-CHP’nin başına iyi bir genel başkan geliyor, yüzde 20 ila 25 arası oy alıyor.
Aynı CHP’nin başına kötü bir genel başkan geliyor, yine yüzde 20 ila 25 arasıoy alıyor.


-CHP milletvekilleri mecliste esip gürlüyor, parti yüzde 20 ila 25 arasıoy alıyor…
CHP milletvekillerinin mecliste varlığı bile fark edilmiyor, parti yine yüzde 20 ila 25 arası oy alıyor…


-CHP, hükümetin almış olduğu çoğu sıkıntılı yasaları anayasa mahkemesinden iptal ettiriyor, parti yüzde 20 ila 25 arası oy alıyor.
Aynı CHP, hükümetin almış olduğu sıkıntılı kararlar karşısında etkisiz kalıyor, yine alınan oy oranı yüzde 25’i geçmiyor…


-CHP içten içe kaynıyor, alınan oy oranı yüzde 25.
Aynı parti tarihinin en huzurlu dönemini yaşıyor, oy oranı yüzde 25’i aşamıyor…

-Partide adaylar, genel merkezde ve masa başında belirleniyor, alınan oy yüzde 25.
Aynı parti ülkenin yüzde 70’e varan şehirlerinde adaylarını ön seçimle belirliyor, oy oranı değişmiyor. Yine yüzde 25.


-CHP seçim öncesi muhteşem vaatlerde bulunuyor, oy oranı yüzde 25 çıkıyor.
Hiçbir vaatte bulunmadığı seçimler oluyor, alınan oy yine yüzde 20 ila 25.


-CHP doğruları söylüyor, yüzde 25 oy alıyor.
Aynı CHP hiçbir şey söylemiyor, oyu yine yüzde 20 ila 25’de kalıyor…


-CHP her söylediğinde haklı çıkıyor, bunun seçime yansıması yüzde 20 ila 25 ile sınırlı kalıyor.
Aynı CHP haksız söylemleri karşısında yine en az yüzde 20-25 oy alıyor.
Sonuç olarak…
CHP doğru söylese de, yanlış söylese de…
Haklı olsa da, haksız çıksa da…
Ilımlı ya da hırçın siyaset yapsa da yapmasa da…
Ve hatta…
Genel başkanı olsa da olmasa da, yapılan her seçimde yüzde 25’e çakılı kalıyor.
İşin tuhaf tarafı, her koşulda var olan bu yüzde 20-25 oyun yükselmemesi adına, parti içinde var olan direnç, parti dışındaki dirençten her defasında daha fazla etkili oluyor.
Sonuç olarak…
Partiyi yönetenler kabullenmiş bu durumu.
-"Bu yüzde 25 oyla biz nasıl nasipleniriz?"e dönmüş iş.
Alınan oyun yüzde 26 olması adına hiçbir çaba harcanmıyor olması da bu yüzden
Demek ki, “çeyrek” yetiyor ağabeylere…
Aralarında kavga ve gürültünün bir türlü bitmediğine bakılırsa…
Demek ki parti çeyrek değil de  “Yarım” olacak diye adeta akılları çıkıyor!


.....


 


Biraz da gülmek lazım


Yavru Kutup Ayısı
Yavru kutup ayısı babasının yanına gelip sormuş
"Baba ben gerçekten kutup ayısı mıyım?"
"Elbette yavrum nereden çıkardın bunu?"
"Allah Allah?!.." deyip gitmiş yavru ayı.
Bu sefer annesinin yanına gitmiş ve sormuş,
"Anne ben gerçekten kutup ayısı mıyım?"
"Tabii evladım kutup ayısısın."
Yine "Allah Allah?!.." deyip, yeniden babasının yanına gitmiş yavru ayı.
Bir daha sormuş "Yaa baba Allah aşkına doğru söyle bak beni evlatlık falan almadınız degil mi? Yani ben sizin öz oğlunuzum."
Baba dayanamamış artık "Oğlum dedim ya sana bizim oğlumuzsun diye, hem sen neden ikide bir soruyorsun ki bunu?"
Yavru ayı: "Yav donuyorum baba, donuyorum..."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi