Eskişehirspor adına mesele kazanmaktı ve kazandı.

Kazanma duygusuna sahip olmak, güven duygusunu da beraberinde getiriyor. Ama bazı yanlışlar maç sonunda olduğu gibi her şeyi götürüyor.

Hele skor 3-0’dan 3-2’ye geliyorsa…

**

Şunu kabul edelim.

3-0 geriye düşen Balıkesir geçmiş maçların dışında farklı bir direnç gösterdi. Golleri de buldular ve hatta son dakikalarında beraberliğin kıyısından bile geçtiler. Ama güçleri bu kadarına yetti.

Bu yüzden sonuca ayrı bir parantez açarsak "Balıkesir kendini ezdirmeden yenildi."

***

Eskişehirspor adına ise aslında her şey güzel başladı.

Ofoedu diğer maçların aksine daha iştahlı girdi oyuna. Erkan’ın direkte patlayan frikiğinin ardından Nijeryalı golünü de attı.

Ama orta alanda takımı geriye çeken bir şeyler vardı.

Hal böyle olunca savunmada hastalık haline gelen rakibe pozisyon verme huyu devam etti.

çünkü geçen hafta hayran kaldığımız orta alandaki ruhsal dinginlik ve rakibi yıpratan hız, bu hafta izindeydi.

Rakibe kolay geçiş izni verildi, alan savunmasında aksaklıklar yaşandı.

Fakat her şeye rağmen “Erkan’ın kaçan penaltısı moralleri bozar mı” diye düşünmek yerine ikinci yarıda daha da hırslanmayı seçen bir duruş çıktı sahneye…

***

Frikikten sonra penaltıda da aynı direğe takılan Erkan Zengin sadece kalite değil, hırs kokan ve yoktan var ettiği ortasıyla ilk yarıda kendini maça ait hissetmeyen Bruno’yu da oyuna soktu.

Aynı Bruno iki dakika sonra yine Erkan ile olgunlaşan ve Kaan ile can bulan topla fileleri havalandırdı.

***

Bu dakikadan sonra ise Eskişehirspor’un bazı gerçekleri sahaya saçıldı.

Evet Hüseyin’de bir düşüş vardı!

Oyundan çıkmasını da anlayabiliriz.

Ve Semih’i de hepimiz sahada görmek isteriz.

Fakat dizilişe uygun oyuncularla oynamadığınız vakit, ince çizgide giden takımı iğne ipliğinden geçirmeye çalışıyorsunuz demektir.

***

Eskişehirspor’da geçtiğimiz hafta içi en çok tartışılan Semih’in oynatılmamasıydı.
Sistem gereği Bruno tek forvet olarak oynatıldı.
Gerekli verim çoğu zaman alındı.
Ama yine eleştiri eksik olmadı.
özel durum üzerine dün yine son 20 dakika ikisi birlikte oynatıldı.
Tek başlarına durunca eksik havası verenler, yan yana gelince fazla oldular.
Eskişehirspor’un bu 20 dakikada yaşadığı sıkıntıdan kesitler çok şeyin açıklamasıdır.

***

Kötü futbolla kazanmak, kötü düşlerle yaşamak gibidir.

Alpay özalan’ı bu konuda eleştirebiliriz.
Ama cümlelerimizde Alpay özalan hatalarına yer verdiğimiz kadar, bazı oyuncuları neden oynatmadığına saygı duymalıyız!

***

Maçı özetlersek!

Takımın 60 dakikalık doğrusu birçok yanlışı götürdü.

öne çıkan gerçek,

Eskişehirspor bu şartlarda puan kaybetmediyse.

Bu takımın yenilmesi zor demektir.

Bu da maçın gizli öznesidir!