Ligde ilk 7 hafta geride kaldı. Bende milli maç nedeniyle verilen arada bu 7 haftayı değerlendirmek istedim. Aslında Eskişehirspor’un ligdeki durumu, kulübün içinde bulunduğu sorunlarla doğru orantılı… 

Düşünsenize arka arkaya ertelenen genel kurullarda başkan adayı çıkmadığı için kayyuma kalma tehlikesi yaşayan, gelen ceza yüzünden futbolcu transferi yapamayan, kulüp lisansı alamadığı için puan silme cezası verilen, her gün hacizlerle boğuşan bir kulüpten bahsediyoruz. Kongre salonunda verilen sözlerin unutulduğu, hiçbir maddi destek bulamadığı bir ortamda Eskişehirspor’un şampiyonluk yarışı içinde olmasını beklemek bana göre fazla iyimserlik olurdu.

Açıkçası bütün bu söylediklerime rağmen yine de Eskişehirspor’un puan cetvelinde daha iyi konumda olacağını umuyordum. özellikle kendi evimizdeki Elazığ ve Denizli maçlarından galibiyet beklerken sadece 1 puan alabildik ki, bu maçlarda seyircimizin cezalı olmasının sıkıntısını yaşadık. Sezonu geç açmanın yarattığı olumsuzlukları ise her maç hissettik. Bazı futbolcuların form tutamaması, bazılarının ise maçtan maça değişen performansları zaten kısıtlı olan kadronun daha çabuk yıpranmasına yol açtı. Takımın lokomotifi olmasını beklediğimiz kaptan Erkan’dan sadece 2 maç faydalanabilirken, son maçta Kaan, Ofoedu ve Akamınko’nun sakatlanmaları zorlu maçlar öncesinde kötü oldu.    

Erzincan’daki kupa maçını hesaba katmadan sadece ligdeki 7 maça baktığımızda şimdiye kadar 19 farklı isimin forma şansı bulduğunu görüyoruz. Semih Güler ve Hasan Ayaroğlu geçen sezon takımda yer almayıp bu sezon forma giyen isimler olarak öne çıktılar. Teknik kadro bu 2 isim dışında Andaç, Serdar Yazıcı ve İbrahim’e kısa süreli forma verse de kadronun fazla alternatifli olmadığını ve takımın tüm yükünü sadece 14-15 futbolcunun çektiğini söyleyebiliriz. Kupa maçında şans bulan gençlerimizin yetenekli olsalar da henüz bu ligi kaldıracak güç ve sertliğe sahip olmadıklarını gördük. Bu nedenle tüm sezonu dar bir kadro ile geçirmek Yücel Hoca ve yardımcılarını oldukça zorlayacağa benziyor.    

Teknik kadro demişken Sergen Yalçın’ın beklenmedik istifası sanılanın aksine Eskişehirspor’u hiç etkilemedi. Yerine gelen Yücel Hoca bu ligin tecrübeli isimlerinden birisi. Hem ligi, hem de ligde mücadele eden takımları yakından tanıyor. Eskişehirspor’u da kısa sürede çözmüştür. Eskişehirspor 7 haftada 12 gol atarken, 14 golle ligin en çok gol yiyen üç takımından biri oldu. Her maç kalemizde gol gördük. Yücel Hoca eğer bu kolay gol yeme alışkanlığımıza çare bulabilirse takımda birçok şeyi de yoluna sokar ve kısa sürede başarıyı yakalar. Gerek tecrübesi, gerek ligi tanıması bakımından Eskişehirspor’un Yücel Hocaya emanet edilmesi bana göre doğru bir tercih oldu. İnşallah Yücel Hoca başarılı olur ve beni yanıltmaz.