6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

Merhametli bir padişah

Cennet mekan Ulu Hakan “Abdülhamid Han, halkının en küçük bir derdiyle dahi ilgilenirdi. Mabeyn (özel katip) katiplerinden biri hatıratında şöyle anlatıyor:
"Bir akşamdı. Mabeynde nöbetçi
olarak ben kalmıştım. Gelen mektup, telgraf, rapor ve tezkerelerin (pusula) listesini tertipleyip huzura çıkarmak üzereyken bir telgraf geldi.
İstanbul'da Laleli postanesi memurlarından birinin Yıldız'a çektiği bu telgrafta, karısının o gece doğum yapacağı, doğumun çok zor olacağına dair doktorlar tarafından dikkat işareti verildiği, elinde hiçbir vasıla bulunmadığı
ve merhamet-i şahaneye (padişahın merhametine) sığındığını bildiriyordu.
Bende bunu pek kayda değer görmeyerek zat-ı şahaneye vereceğim listenin içerisine almadım. Ancak huzurda padişah, adeti üzere herşeyi ayrı ayrı gözden geçirdikten sonra “Başka bir şey var mı?” diye sordu. Kayda değer bir şey yok efendim! dediysem de Sultan ısrarla sualini tekrarladı ve “Sen kayda değer saymadığını da söyle! dedi.
(...) Bunun üzerine malum telgraftan bahsettim. Arza değmeyeceğini düşünerek listeye almadığımı bildirdim. Hüzünlenerek talimat verdi.
“Hemen getiriniz!” şaşkın bir vaziyette telgrafı getirdim. Sultan, orada yazılanları dikkatle okudu. Ardından düşündüğümün tam aksine derhal saray doktorunu çağırtarak bana döndü;
- Derhal beraberce Laleli’ye gidiniz ve doğum yapacak olan kadıncağıza gerekli müdaheleyi yaptırınız!” diye ferman buyurdu.
Sultanın bu emri üzerine saray doktoru ile o memurun evine gittik. Vazifemizi yerine getirip hastahaneden döndüğümüzde ise vakit sabaha yaklaşmıştı. Saraya girince kapının sesinden bizi fark eden Sultan, perdeyi araladı “gelin” diye işaret etti. Odasının ışıkları yanıyordu. Demek ki sabaha kadar ibadet ve dua ile meşgul olmuştu.
Hemen huzuruna girdik. Neticeyi sordu. Olduğu gibi anlattım. “Sultanım, doğum bir hayli zor oldu. Ancak mütehassız doktorların gayretleri ile hasta kurtuldu elhamdülillah. Bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Adınıda Abdülhamid koydular. Sabaha kadar gözyaşları içinde zat-ı alinizin ömür ve devletlerine dua ettiler.
Bizi ayakta dinleyen milletin merhametli babası olan Hünkar bu durum üzerine rahatlayarak derinden bir “elhamdülillah” dedi. Sonra paravananın arkasına geçerek iki rek’at namaz kıldı.
Cenab-ı Hak korudu
Ulu Hakan II.Abdülhamid Han cennet mekan 21 Temmuz 1905 suikastında yüzlerce insan telef olduğu halde zarar görmemiş kıymetli bir avize sayesinde ölümden kurtulmuştur. O gün Cuma namazı kılındıktan sonra Yıldız’daki Hamidiye Camiinden çıkan padişahın arabasına binmeden önce Şeyhülislam Cemalettin Efendi ile iki dakika süren konuşması sırasında binecği tek atlı fayton arabasına konulmuş saatli bombanın infilak ettiği bilinmekteyse de olayın bilinmeyen şimdiye kadar mechul kalmış tarafı bu konuşmanın konusudur. Şeyhülislam Cemalettin Efendinin Mısır’dayken orada hükümet komseri olarak bulunan Ord.Prof.Şükrü Baban’a anlattığına göre bu konuşmanın konusu şöyledir;
Cemalettin Efendi Yıldız Sarayı’ndaki bir ziyaretten dönüşünde salonda asılı çok kıymetli bir sanat eseri olan Viyana mamulatı büyük bir avizeyi hayranlıkla seyrederken hünkar dairesinin kapısı açılmış padişahda bu hali görmüştür. Bunun üzerine padişahla Şeyhülislam arasında şu konuşma geçmiştir.
- S.Abdülhamid avizeyi pek hayranlıkla seyrediyordunuz. Hoşunuza mı gitti?
-Evet Padişahım. Müstesna bir sanat eseri. Dalmış seyrediyordum.
Sultan Hamid fazla birşey söylememiş ve Şeyhulislam’ın yanından ayrılmıştır. Ancak Viyana’da bu avizeyi yapan fabrikaya küçük bir eşinin hemen sipariş edilerek getirilmesini ve Şeyhulislam’ın konağına asılmasını irade etmiştir. Cemaleddin Efendi’nin bu iradeden (emirden) haberi yoktur. Padişah bir süprizle onu sevindirmeyi arzu etmiştir.
Bomba olayı günü (21 Temmuz 1905) Cuma namazından çıktıktan sonra Hamidiye Caminin iki taraflı merdivenlerinin birleştiği sahanlıkta Padişah, Seyhulislam’ görünce;
- Avizenizi beğendiniz mi?” diye sormuştur. Padişah bu sorusu ile şahane hediyenin onda uyandırdığı sevinç derecesini öğrenmek istemiştir. Hünkarın bu teveccühüne karşı Şeyhülislam Cemaleddin Efendi minnet ve teşekkürlerini arz etmiş konuşma sonunda da arabalara binmek üzere merdivenler inilirken saatli bomba patlayıp ağır telefata ve hasara yol açmıştır.  Bu suikastın Ermeni komitacıları tarafından tertiplendiği ortaya çıkmıştır.
Bir gönül alma sohbetiyle Ulu Hakan suikastten kurtulmuştur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA) Arşivi