6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

ÖMRÜMÜZÜN SONBAHARI

Doğduğum ay olan Eylül’de sonbaharın hüznü hepimizin gönlünde unutulmaz iz bıraktı. Ben bu hüzne Ağustos ayı ile beraber girerim. Yazın en sıcak ayı kavurur ağaçları, yaprakları, bitkileri, Ozaman anlarım yaz giderken, sonbaharın gelişi içinde hazırlık yapıyor. Hüzün böyle başlar içimde.
Sonbaharın hüzün vermesi nedendir acaba? Aslında bu hüzün Sonbahar mevsiminin kendisine ait değildir. Ardından gelen kış mevsimine aittir. Kışın gelişi tüm canlı bitkilerin ölümü, her yanın soğuklara teslim olmasıdır. Sanki bizi hüzünlendiren.
Kış gelince o kadar hüzünlenmeyiz çünkü kışın ardı bahardır. İnsanoğlu yaşadığı anı değil yaşayacağı anı düşünerek duygu dünyasını yönetiyor olsa gerek. çünkü insanda çok yaşama arzusu onu düşündürüyor. Eylül ayını ve doğal olarak sonbaharı bize hüzünlü kılan şey, sanırım  ömrümüzün evreleriyle yakından ilgilidir.
Bahar çocukluğumuza, yaz gençliğimize, sonbahar olgunluğumuza, kış yaşlılığımıza benziyor. Gerçektende mevsimlerin özellikleri hayatımızın evrelerine çok benziyor.
Bu benzerlikten dolayı biraz da Eylül hüzündür. Gençlik elimizden gitmiş canlılık bitmiş, sararan ağaç yaprakları gibi benzimiz solmuş, sararmış dökülmeye başlayan ağaç yaprakları gibi dişlerde dökülmeye başladığı sonbahar mevsimine girmişiz. Onun için Eylül ayı bize hüzün verir.
üşümeye başladığımız sonbaharda “doyamadığımız baharı ve yazı tükettim ömrünün yarısı gitti, şimdi ikinci yarıya başlıyorsun ey nefsim ona göre!!!”
Sonra böyle bir mesaj veriyor sanki bize.
İkinci yarının başında enerjimiz, gücümüz azalmış gelecek için umutlarımız kısıtlanmış bir halet-i ruhiye (moral) ile hüzünlenir dururuz.
ömrümüzün sonbaharı ayni zamanda en olgun çağımızı yaşadığımız yıllardır. Efendimiz Hz.Peygamberimize (a.s) ömrünün sonbaharı başlarken 40 yaşında peygamberlik görevi verildi. Demek ki insanın en olgun, en verimli dönemi kırk yaşından sonraki dönemmiş.Onun için Sevgili Peygamberimiz (a.s) bir Hadis-i Şeriflerinde; “Bir insanın ömrü kırk yaşını bulunca hala isyan ve günahkarlığı devam ediyorsa cehennemde yerini hazırlamıştır” buyurur. (Buhari-Müslim)
özellikle müslümanım diyen kimse yaşı kırkı bulunca mutlaka İslamın haram kılmış olduğu fiilleri terketmelidir. Yoksa sonu çok kötü olur.
Kur’an-ı Kerim’de dünya hayatı, hayatın başı ve sonu şöyle anlatılır:
Kur’anın 539.sh’de Hadid Suresi’nin 20.Ayeti kerimesinde Hz.Allah (c.c) şöyle buyurur;
“Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence , bir süs aranızda bir öğünme ve daha çok mal ve evlad sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı yağmurun bitirdiği ve ziraatçilerin hoşuna giden bir bitki gibi önce yeşerir (gençlik yılları) sonra kurur (ihtiyarlar) da  sen onun sapsarı olduğunu görürsün, sonrada çer-çöp olur (ölür gider) Ahirette ise (imansız, amelsiz kimseler için) çetin bir azap vardır. Yine orada Allah’ın (c.c) (müminler için günahlarına tevbe edenler için) mağfireti ve rızası vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçinmeden başka bir şey değildir” (Hadid Suresi A:20, Sh:539)
Aman dikkat! Allah’ın rızasından ümit kesmeden tevbe ve yalvarış ve dualarla bağışlanmamızı Yüce Rabbimizden isteyelim.
Hoşçakalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA) Arşivi