Kur'an'da bazı gizli mesajlar ve gerçekler, çoğunlukla zıtlık ifade eden kelimelerde saklanarak verilmektedir. Diğer bir ifade ile Kur'an'da doğru bilgi, yanlış üzerinden ve içine gizlenerek anlatılır. Geçen haftaki köşe yazımda belirtmiş olduğum A'raf-20’deki Meleklik ifadesinde, Dünya öğrencisi olan ruhun, Meleklik aşamasına aday olduğunun, Şeytan'ın Âdem’i ikna etmesinde kullandığı "Ebedi yaşamlı ve Melek olmamanız için meyveden yemeniz yasaklandı" ifadesinde gizlenmesi gibi. Yani Cennet'e hazırlık ön katında olduğu belirtilen Âdem'in bedenini kullanacak olan Ruh /İns, daha önce cansız madde, mikroorganizma, bitki ve hayvan bedenlerindeki eğitim aşamalarını başarmış, Dünya'da Dinazorlar döneminde ilim yapmamalı ilkel aşamada iken tekâmül etmiş ve son olarak Cennet'in bu hazırlık bölümünde Melek eğitiminin son aşamasına  kadar yükselebilmiştir diye düşünüyorum. Ancak Meleklik diplomasına ulaşabilmek için ilkel insan vücudunu kullanmasından farklı olmak üzere RUH /İNS kısmına yüklenmiş olan Evren bilgisini araştıracağı, ilim yapacağı, yine yüklenmiş olan vahiy şeklinde Peygamberle biz beşerlere birer yaşam kullanma kılavuzu olmak üzere gönderilmiş olan sahife veya kitaplardaki (Tevrat, Zebur, İncil ve Kur’an) muhkem /kesin ana hükümleri de anlayarak okuyup, kesin ana kurallarına uyacağına dair ek iki konuda da anlaşma yapılıp sadakat sözü alınıyor ve son birkaç nefs derslerini başarması da gerekli görülerek Cennet öncesi bir yere yine sınav için daha gelişmiş bir vücut ile yaratılıp gönderiliyor. İşte burada son Nefs dersleri olan yükselme hırsı ve yeme nefslerinden de başarılı olması da gerekmektedir (Bakara- 35. Allah Âdem’e: "Ey Âdem! Eşinle birlikte bu Cennet'te /bahçede kalın ve tüm nimetlerinden bol bol yiyin ve özgürce yaşayın. Ancak şu ağaca yaklaşmayın ve size yasakladığım meyvesinden yemeyin. Dikkatli olun. çünkü bu buyruğumu tutmazsanız, kendinize yazık etmiş ve zalimlerden olmuş olursunuz!" diyerek de tembihledi). Bu iki konuda son sınavlara girecek iken, o sırada Melekler arasına yükselmeyi başarmış olan İblis’in ona yardım etmeyi red etmesi üzerine, ilkel haldeki gibi İblis’e uyan Cinlerden Şeytan'ı düşman kabul etme şartı da eklenerek sınav devam ettirilmiştir. İşte Âdem, bulunduğu alt öncü Cennet'te, ilk olarak "doygunluk demek olan yemek nefsi ile haksız ve aşırı yükselme hırsı" yanında, kendisine yardım etmeyi red etmiş olan İblis ve taraftarı olan Şeytanı da tek düşman kabul etme sözüne sadakat" ten tutulduğu sınavlardan başarısız olmuştur. Bakara-30 ve 35 nci ayetlerde belirtildiği gibi bu son sınavı başaramayınca, bu defa Meleklik eğitimi yeri olan alt ön Cennet'ten çıkarılıp, bu eğitimine daha alt ilkel seviyede, fakat Dinazorlar döneminden farklı bir yapıda hazırlanan Dünya'ya geri gönderilmiş olmaktadır (Bakara-30. Bir vakit Rabbin, Meleklere: "Yeryüzüne halife olmak üzere yeni bir varlık var ettim " deyince, Melekler: "Yeryüzünde yine bozgunculuk yapacak ve kan akıtacak birini mi var ettin? Hâlbuki biz Seni hamd /teşekkür ederek anıyoruz /tespih ediyoruz ve varlığını kabul edip duruyoruz” diyerek itiraz ettiler. Bunun üzerine Allah da Meleklere: "Benim bildiklerimi siz bilemezsiniz" diyerek onlara durumlarını hatırlattı ve susturdu).  Diğer bir ifade ile Meleklik eğitim okulunun yeri, Cennet'in hazırlık yerinden tekrar Dünya'ya değiştirilmiştir. Fakat bu defaki okula, Tin-5 ve Taha-123 ncü ayetlere göre önceki okuldan farklı olarak hafızasında Allah'ı tek ilah kabul etme, Evren bilgisi ve ilim yapma farklılığı, nefsler ve Şeytan düşmanlığı yanında 3 konuda daha anlaşma yapılarak (Kur'an'daki kesin hükümler, İslâm'ı tek din ve İnsanları tek nesil kabul etme) Dünya'ya geri gönderiliyor (Tin-5. Fakat sonra insanı saptığı yanlış yolun karşılığı olarak, aşağıların aşağısına geri gönderdik. Taha-123. Daha sonra da, "Siz ve sizden üreyecek olanlar, birbirinize düşmanlar olarak, hepiniz bulunduğunuz alt Cennetten çıkın. Bu arada Benden bir rahmet olarak size bir yol gösterici geldiğinde, bildireceklerine uyacak olan, hem doğru yola yönelecek, hem de mutsuz olmayacaktır".

Demek ki Âdem, bu özellik ve ölümsüz Melekliğe yükseliş imkânı olduğu halde, şeytan Adem'in bu konudaki bilgisizliğinden yararlanıp bunları gizlemiş ve sanki bu imkân yokmuş düşüncesine yönelik vesvesesini vermiş olmaktadır. Âdem neslinden önce kan dökücü, savaşçı ve nankör bir nesil olduğu Bakara-30 ncu ayette açıklanmıştır. Bu duruma göre, bu nesil yine Adem neslinden, fakat Evren bilgisi olmayan daha düşük düzeyde olan, Dinazorlarla birlikte yaşayan ilkel bir insan nesli olmaktadır diye düşünüyorum. Daha gelişmiş yeni insan, yani Adem projesinde, öncekinden farklı olarak İns /öğrenci Ruh ile toplam 7 konuda anlaşma yapılmış, hafızasına Evren bilgisi yanında Peygamberlere tebliğ ettirilen kesin hükümler de yüklenmiş, eleştirel akıl, özgür irade ile karar verme ve daha fazla bir sorumluluk verilmiştir. Yine Âdem ile başlatılan bu yeni insan neslinin Dünya'ya sahiplenmek, yani Halife, Allah'ın Melek görevlisi olmak üzere gönderilmiş olduğunu Yunus-14 ncü ayetten de anlayabiliyoruz (Yunus-14. Sonra da, halife olmayı becerip, beceremeyeceğinizi /performansınızı anlamak üzere sizleri yeryüzüne yerleştirdik).

Bu duruma göre, bizlerin birer öğrenci Ruh olarak, Meleklik aşamasına varmak üzere eğitim fırsatı verilmiş olmayı çok iyi değerlendirmemiz ve Dünya’ya gönderilmeden önce Allah ile yaptığımız 7 konudaki anlaşma maddelerine sadakat sözümüze uygun yaşamamızın bilincinde olmamız gerekmektedir. Bunu başarmamız için de nefs derslerimiz olan olumlu nefslerimizi orta düzeyde (sıratan-müstakiym) kullanmamız, olumsuz olanları ise öldürmemiz şarttır. Böylece de birer Mümin ve İnsan-ı Kȃmil olarak Dünya okulundan mezun olup MELEKLİK GöREVİ DİPLOMASI alabileceğiz.

Hepimize bu sınav Dünya’sında başarılar diliyorum. İnşallah

NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi NöVAK Vakfının "SON DAVET KUR'AN (Kısa tefsirli tercümesi)", "İSLÂM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL" ve "OKU! KONULARINA GöRE KUR'AN AYETLERİ" kitaplarında  bulabilirsiniz.

NOT-2: 25 Ocak 2017 çarşamba günü saat 17.30-19.00 da ise özdilek Sanat Merkezinde Halka açık "KUR'AN SOHBETLERİ"ne inşallah devam edeceğim.