ŞEFAAT'İN USUL VE KABUL ŞARTLARI-2

Geçen haftaki yazıda şefaat konusuna başlamıştım ve bugün devam ediyorum.


Geçen yazımda yaptığım açıklamalarda görüldüğü gibi, peygamberler de günah işleyebilmekte ve bu nedenle kendi günahlarının af edilmesi amacıyla Allah’a dua etmekteler. Fakat af kapsamına girmeyecek kadar olumsuz puanları olan yakınları da olsa onlar için dua etseler bile af edilmediklerinin örneklerini Kur’an’da görmekteyiz. örneğin Hz. İbrahim babasının, Hz. Nuh oğlu ve eşinin, Hz. Lut eşinin ve Hz. Muhammed de amcalarının af edilmelerini sağlayamamışlardır Tevbe-113. Allah’a şirk koşmaları nedeniyle Cehennem'lik oldukları açıkça belli olan ölmüş müşrikler için, akrabaları bile olsalar, ne peygamber, ne de iman edenler, onlar in bağışlanma dileyemez ve dua etseler bile, böyle bir bağışlanmayı sağlayamazlar da). 


Peygamberlere bile doğrudan ve Allah adına şefaatte bulunmalarına müsaade edilmemiş olmasına karşın, Yahudilikte bir günahın tavuğa yüklenmesi ve kesilmesi ile Hıristiyanlığın Katolik ve Ortodoks gruplarında da papazlara günah çıkartma uygulamalarının varlığı, açıkça boşuna birer uğraş ve şirk koşma olmaktadırlar. Bu görüş Nisa-49 ncu ayette vurgulanmış bulunmaktadır (Nisa-49. Allah'ın, kendisine karşı işlenmiş böylesi bir şirk koşma günahını doğrudan af etmesinin mümkün olmadığını açıkça belirtmesine rağmen, kendi kendilerine bu günahlarının af edilmiş olduğunu kabul edenleri veya birbirlerinin günahlarını af etmekte olanları görüyor musun? Bir daha söylüyoruz, Allah ancak uygun bulduğunun günahlarını af eder ve onlara bir kıl kadar bile haksızlık da yapılmaz).


Şefaat’in kabul şartları:


Ayetlere baktığımızda, Allah’ın henüz Dünya’da iken olduğu gibi son ve hassas hesaplaşmanın yapılacağı Mahşer toplantısı sırasında da yapılmakta ve yapılacağına yönelik açıklamalara rastlamaktayız.



  • Dünya’da iken af edilme, iman etme, faydalı işler gerçekleştirme, tevbe ettiğini belirtme ve doğruyu bulma çabasında olma gibi şartlara bağlanmıştır:


öğrenci Ruh’umuz sürekli izlenmekte ve olumlu veya olumsuzluklarına göre de sürekli puanlandırılmaktadır. Ankebud-7 nci ayette, iman etmiş ve faydalı işler gerçekleştirmiş olanların varsa bazı günahlarının, henüz Dünya’da iken affedilip yok sayılacağına değinilmiştir (Ankebud-7. Biz, iman edip, salih ameller gerçekleştirenleri kötülüklerden uzak tutarak, uygun bulduğumuz günahlarını /hatalarını yok sayacağız ve onları yapmış oldukları olumluluklarının daha fazlası ve iyisiyle ödüllendireceğiz). Ancak bu af edilmenin kırk yaş öncesi dönemle sınırlı olması yanında, yine bu günahların aşırı olmayanları ile ilgili olacağı, faydalı işler ve tevbe etme şartına da bağlı olarak yapılacağı açıklamalarına Ahkaf-16 ve Furkan-70 nci ayetlerde rastlamaktayız (Ahkaf-16. İşte böyle söyleyen ve içtenlikle davrananın olumlu amellerini, daha önceki yıllarda inancı ne olursa olsun o cinsel ergenliği geçip irade ve mantığın en güçlü olacağı dinsel olgunluk çağı olan kırk yaşına” gelinceye kadar fazlasıyla değerlendireceğiz ve yaptıkları kötülüklerinin de aşırı olmayanlarını, tevbe etmiş oldukları takdirde görmezlikten geleceğiz. Dolayısıyla bu kimselerin çoğu Cennet halkı arasında olacaklardır. Cennet sözü de, şüpheniz olmasın ki, söz veren Biz'lerin gerçek bir sözüdür /vaadidir. Furkan-70. Günah işledikten sonra, içtenlikle iman ve tevbe edip, salih ameller gerçekleştiren kimselerin, durumları uygun görülürse günahları bağışlanır ve sevapları değerlendirmeye ahrette alınır. Şüpheniz olmasın ki Allah, bağış­layan /Gafur ve sevgisi ile merhameti oldukça bol /Rahim olandır). Taha-82 nci ayette, böylesi bir günahın affı için ayrıca doğruyu bulma çabası içinde olma şartına da yer verilmiştir (Taha-82. Buna karşılık Ben, tevbe ederek af dileyen, iman eden, salih /olumlu ameller gerçekleştirerek sürekli doğruyu bulma çabası içinde olanlar için bağışlayıcıyım /Gaffar'ım).



  • Mahşer’de şefaat durumu:


Mahşer’de hesaplaşma toplantısı sırasında şefaat konusu gündem de olacak ki, bu sırada şefaat edilmeyeceklere değinilmiştir. Müddessir-43 ve 47 arası ayetlerde Cehennem’i hak edenlerin Cehennem’e yönelirken, o sırada Cennet’i hak edenlere “sosyal yardımlaşma ve dayanışma toplantılarına katılmamaları, muhtaçlara yardım etmemeleri, boş ve günah getirici olumsuz işler yapmaları ve din gününün olacağını red edip inanmamaları nedenleri sonucu Cehennem’i hak ettiklerine değinilmiş ve Müddessir-48 nci ayette de bu durumda olanlara şefaat edilmeyeceğine dikkat çekilmiştir. Meryem-85 nci ayette ise Dünya’ya gönderilmeden önce Elest-i Bezmi denilen yerde Allah ile 7 konuda sadakat göstereceklerine dair yaptıkları anlaşmaya uymayanlara şefaat edilmeyeceği belirtilmiştir (Müddessir-48. Ya Muhammed! Şunu bil ve bildir ki, işte böylelerine (Mahşer’de sol tarafta olanlara), hesap günü şefaat yetkisi verilmiş olan şefaatçilerin bile şefaatinin onlara bir faydası olmayacaktır. Meryem-85. Takva sahiplerinin, sevgisi ve merhameti bol olan Allah'ın huzurunda gruplar halinde toplanacağı, 86.  Ve suçluların, susuz olarak Cehenneme sürüleceği gün, 87. Allah ile yapılan anlaşmaya sadık kalmış olanların dışında kimseye şefaat edilmeyecektir).


       Şefaat dediğimiz af etme yetkisi sadece Allah’a ait olmasına karşın, insanın başka bir insanı affetmesi ise sadece kasden ve bilerek bir başkasını öldürmesi durumunda söz konusu edilmiştir. Bakara-178 ve Maide-45 nci ayetlere göre, adam öldürmede kısas yerine, öldürülenin yakınları tarafından öldürenin fidye karşılığı af edilmesi ve kan davası güdülmemesi istenmekte ve bu davranışın, af edenin günahlarına karşı bir kefaret olarak da kabul edileceği açıklanmıştır (Bakara-178. Ey iman edenler! Masumları kasıtlı olarak öldürmede, size adalet üzere karşılık vermek /kısas müsaadesi verildi. özgür kişiye karşı özgür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın. Ama öldüren, öldürülenin varsa kardeşi veya en yakınları tarafından ba­ğışlanırsa, uygun görülen diyeti de güzelce ödemesi gerekir. Maide-45…..Kim kısas hakkından vazgeçerse, günahları için bir nevi kefaret ödemiş gibi olur).


     Haftaya başka bir Kur’an temelli konuda buluşmak ümidi ile inşallah!


NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi NöVAK Vakfının "SON DAVET KUR'AN (Kısa tefsirli tercümesi)", "İSLÂM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL" ve "OKU! KONULARINA GöRE KUR'AN AYETLERİ" kitaplarında bulabilirsiniz.


NOT-2: 3 MAYIS 2017 çarşamba günü saat 17.30-19.00 da ise özdilek Sanat Merkezinde Halka açık "KUR'AN SOHBETLERİ"ne inşallah devam edeceğim.


NOT-3: 12 Mayıs 2017 Cuma akşamı saat 22.45’te Cem TV’de “KUR’AN’A GöRE KUR’AN” konusunu konuşmaya devam edeceğim.


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gazi Özdemir Arşivi