KUR'AN'DA Hz. MUHAMMED-1


Bütün Peygamberler, Dünya’ya gelmeden önce Elest-i Bezmi makamında “Peygamberlik görevini en iyi şekilde ve kendilerine indirilen Muhkem /değişmez ana kurallara göre yerine getireceklerine, bu kurallara göre yaşayıp, diğer beşerlere örnek olacaklarına dair anlaşma yapıp, söz veriyorlar (Al-i İmran-81. Kaldı ki Allah, elçilik görevi ile Dünyaya gönderirken nebilerle: “Size kitap ve hikmet vereceğim. Sizden sonra da, size verdiklerimi tasdik etmek üzere yerinize görevlendireceğim yeni bir elçi /resul olacağını kabul edecek ve onu desteklemek üzere onun hakkında ön bilgiler vermeyi ve onun da geleceğini haber vermeyi kabul ediyor ve bu sözleşmeyi yerine getireceğinize söz veriyor musunuz?" şeklinde bir anlaşma /misak yapmıştı. Tüm peygamberler de "Kabul ettik, söz veriyoruz" deyince, Allah da "öyleyse hepiniz bu sözleriniz için birbirinize şahit olun, Ben de sizinle beraber şahit olanlardanım" demişti). Dolayısıyla aynı anlaşma Hz. Muhammed ile de yapılmıştır. Ancak doğduğunda bu anlaşma ve Peygamberlik görevliliği unutuluyor. Peygamberlerden Hz. Musa ve Hz. Muhammed’e 40 yaşlarına varınca bu görevde oldukları bizzat Allah tarafından ve araya bir ağaç konarak bildirilmiştir (Kasas-  30. Musa oraya varınca,  dağlı bölgedeki vadinin sağ yanındaki bir ağaçtan kendisine: "Ya Musa! Benim Ben, Alemlerin Rabbi olan Allah". Tekviyr-23. Yemin olsun! Muhammed, O görünmeyeni /Allah’ın kudretinin yansımasını /tecellisini apaçık ufukta görmüştü. Necm-9. Araları iki yay aralığı kadar, belki de daha yakın oldu. 10. O anda Allah, ilk vahyedeceğini kuluna vahyetti /ilk vahiy olarak peygamberlik görevini bildirdi). Daha sonra da, haberleşme meleği olan Cebrail tarafından ve ‘Alak suresinden başlamak üzere yaklaşık 23 yıl süre ile, ayet ayet ve Vahiy yolu ile, Allah’ın tek dini olan İslâm dininin son kitabı olarak Kur’an indirilmiştir (Furkan-32. Şirk koşup, bildirilen gerçekleri inkâr da ederek küfre sapanlar, "Kuran, Muhammed'e niye bir defada, topluca indirilmedi?" diyorlar. Ya Muhammed! Biz, Kur'an’ı bölüm bölüm indiriyoruz  ki, belleğine iyice yerleşsin. Ve O’nu, belirlenmiş ve tutarlı bir diziliş sırasına göre Sana peyder pey vahyediyoruz.).
Kur’an, Hz. İbrahim’den itibaren bütün Peygamberlerin tebliğ ettikleri tek din olan İslâm’ın ana kurallarının tamamlanmış olduğu son kitap, Hz. Muhammed de son resul ve nebi olmuştur (Nahl-123. Ya Muhammed! Şimdi de Sana: "Bu makbul özellikleri yanında, hiçbir şekilde Allah'a şirk koşması olmayan ve hanif olan İbrahim’in dinine uy" diye vahyediyoruz. Ahzab-40. Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirisinin öz babası değildir. O, Allah'ın elçisidir /resulüdür ve nebi olanların sonuncusudur ve şunu iyice bilin ki Allah, her şeyi de en iyi bilendir.).
    Hz. Muhammed, diğer bütün insanlar gibi bir beşerdi ve hem Dünya öğrencisi Ruhlar (İns’ler), hem de Cinler için Allah’ın bir rahmeti olarak görevlendirilmiştir (Fussilet-6. Ya Muhammed! Sen de onlara şunu söyle "Ben de sizin gibi bir beşerim. Bana, sizin ve bizim ilahımızın aynı ve tek ilah olduğu vahyediliyor /bildiriliyor. Artık, O'na yönelin ve O'ndan bağışlanma dileyin. Enbiya-107. Ya Muhammed! İşte Biz Seni de tüm âlemlere, doğruya yönelmeleri /muhkem /değişmez amaç hükümlere uygun yaşamda olmayı başarabilmeleri için rahmetimiz sonucu gönderdik.). Beşer olduğunun vurgulanması gibi, gaybı, yani gelecekteki bilinmeyeni bilemeyeceği üzerinde de durulmuştur (A’raf-188. Ya Muhammed! "Ben Allah'ın uygun görmesi dışında, kendi nefsime yarar sağlama, ya da zarar verme yetkisine de sahip değilim. Ayrıca gaybı /bilinmeyen geleceği bilseydim, Bana dokunacak zarar için daha önceden tedbirimi alırdım. Böylece Bana hiçbir zarar ve kötülük de gelemezdi. Ben iman etsinler diye insanlar için, sadece bir müjdeci ve uyarıcıyım" diyerek insanları durumun hakkında bilgilendir). Bunun gibi, en yakınları da dahil, hiç kimseye şefaat etme yetkisinin de olmadığı, hatta kendi günahlarının affı için dua da etmesi şartına da değinilmiştir (Mümin-55…..Sen kendi günahların için Allah'tan bağışlanma /şefaat iste ve Rabbine sabah-akşam teşekkür etmek üzere O'nu tespih et /O’nu an ve sadece O'ndan yardım dileyecek şekilde dua et. Nasr-3. İşte artık o zaman, bu sonuca ulaşmış olman nedeniyle Rabbini hamd ederek tespih et /an ve günahların için ondan bağışlanma /şefaat dile. çünkü Allah, tevbeleri sürekli kabul edendir). Sadece Mekke’nin sonraki yıllarda fethedileceğine dair Hz. Muhammed’e rüya şeklinde bir bilgi verilmiş olduğu Fetih-27 nci ayette değinilmiştir (Fetih-27. Yemin olsun ki Allah, elçisinin rüyasını gerçekleştirecek ve şu da bilinsin ki; "Allah uygun bulup kabul ederse, güvenlik içinde Mescid-i Haram'a gireceksiniz. Saçınızı traş etmiş veya kısaltmış olarak. Bir korku da duymayacaksınız. Ayrıca zaten Allah, bilmediklerinizi bilmekte ve size bundan önce başka zafer de hazırlamış bulunmaktadır").
Hz. Muhammed, tüccardı ve okur-yazardı. Kur’an’ı okuyup iyice öğrenmesi, daha sonra da insanlara tebliğ etmesi istenmiştir. O’nun için kullanılan “ümmi” kelimesi, hem Mekke’li olması, hem de diğer din ve vahiy kitaplarını okumamış anlamında olan bir kelimedir.  örneğin Furkan-5 ve Neml-92 nci ayetlerde, okuma-yazma bildiğini gösteren bir ifade bulunmaktadır (Furkan-5. Ve "Muhammed'in anlattıkları, daha öncekilerin öyküleridir ve birileri durmadan sabah-akşam kendisine yazdırıyor” diyorlar. Neml-92. Ayrıca Kuran'ı okuyup tebliğ etmekle görevlendirildim.). Kaldı ki, Hz. Muhammed’in farklı özelliklerde olduğuna da değinilmiştir (Kalem-4. çünkü Sen, üstün ve farklı bir yaratılış ve iyi bir ahlâk üzeresin). Bu farklı yaratılışı sayesinde de müşrik olanların kandırma girişimlerinden kendini kurtarma başarısını gösterebildiğine vurgu yapılmıştır (İsra-73. Ya Muhammed! Şirk koşanlar, Kur'an'dan başka bir şey uydurup 'Allah böyle söylüyor' demen için, nerdeyse Seni vahyettiğimiz Kur'an'dan koparıp saptıracaklardı. Ve eğer istedikleri şekilde konuşup dediklerine uysaydın, Seni candan dost edinecekler ve karşı gelmekten de vazgeçeceklerdi. 74. Şunu da iyice bil ki, Biz Seni güçlü yaratmamış olsaydık yemin olsun, şirk koşanlara meyledip az daha onlara uyacaktın).
    Hz. Muhammed’in isminin Tevrat’ta Ahmet olarak geçmiş olduğu Saff-6 ncı ayette açıklanmıştır (Saff-6. Yine bir zamanlar Meryem oğlu İsa da kavmine: "Ey İsrailoğulları! Ben, Tevrat'tan elinizde kalmış olanları onaylayıcı ve Benden sonra gelecek ve ismi çok övülmüş - Ahmed isminde olan bir elçiyi müjdelemek üzere size gönderilmiş Allah'ın bir elçisiyim" diyerek yol gösterici apaçık gerçekleri de onlara açıkladığı halde, önce O'na inanmışlar, fakat sonra "Bu apaçık bir büyüdür" diyerek sözlerinden caymışlardı).
    İnşallah haftaya devam etmek üzere.
NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi NöVAK Vakfının "SON DAVET KUR'AN (Kısa tefsirli tercümesi)", ve "OKU! KONULARINA GöRE KUR'AN AYETLERİ" kitaplarında  bulabilirsiniz.  
NOT-2: 26 TEMMUZ 2017 çarşamba günü saat 17.30-19.00 da ise özdilek Sanat Merkezinde Halka açık "KUR'AN SOHBETLERİ"ne inşallah devam edeceğim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gazi Özdemir Arşivi