AKIL DEĞİL, AKLI KULLANMAK-1

 


Kur’an, anlaşılmak ve böylece de öğüt alınıp ona göre yaşanılması ile Dünya okulundan mezun olmayı başarmak üzere indirildiğini vurgulamaktadır.


Zumer-28. Bu nedenle de içinde çelişki olmayan ve açık, kolay anlaşılır (arabiyyen) Kur’an'ı indirdik ki, belki yanlış yolda olanlar anlarlar da öğüt alırlar ve Allah'ın doğru yoluna yönelirler diye.


Müddessir-54. Hâlbuki bu Kur’an, öğüt veren ve anlaşıldığında düşündüren bir yol göstericidir.


Bu amacı gerçekleştirmek için de 3 aşamalı bir yol izlenmelidir;


1) Okunan veya dinlenen şeyin anlaşılır bir dilde olması,


2) üzerinde düşünülmesi, yani aklın kullanılması ile olumlu veya olumsuz bir sonuca varılması,


3) Bu sonucun benimsenip ona göre yaşanması gerekmektedir.


Bu paralelde olmak üzere Hz. Muhammed’e anlayışının daha iyi olacağı gece saatlerinde Kur’an’a çalışması yönünde öneride bulunulmuştur.


Müzzemmil-1. Ey gece örtünerek yatan /uyuyan /sıkılıp içine kapanan (Muhammed)! 2. Gecenin başlangıcında /ilk döneminde kalk uyuma, 3. Yarısından önce bir vakitte kalk, 4. Kendine göre bir zaman ayırarak kalk ve Kur’an’ı anlaya anlaya, düşüne düşüne oku /iyice öğren ve onları tertil et /sırala.


İlâhî sistem ve görevlilerle haberleşmemiz, konuşma dili ile değil, ancak düşündüğümüzde beynimizde oluşan düşünce enerjisi iledir. çünkü hangi konuda olursa olsun, o konuyu düşününce beyinde oluşan düşünce enerjisi, konuşulan dil önemli olmaksızın bütün insanlarda aynı olmaktadır.


Mülk-13. Ey insanlar! Şunu iyice bilin ki, sizler duygularınızı veya herhangi bir sözünüzü gizleseniz de, açıklasanız da hiç fark etmez. çünkü Allah, sizin gönlünüzdeki gizli düşüncelerinizi de çok iyi bilendir. 14. Hiç yaratan yarattığının her şeyini bilmez mi? Allah, en ince ayrıntıları gören, bilen ve her şeyden haberdar olandır /Latif  ve Habir’dir.


Hangi konuda olursa olsun görülen veya işitilenle ilgili beyne ulaşan bir bilgi, önce beynin görme ve işitme uyarılarını ilk alan bölgelerindeki sinir hücreleri tarafından hafif bir güçle alınır. Eğer alınan işitme ve görme kelimeleri anlaşılmayan bir dilde ise, beyin bu kelimeleri sadece ses ve görüntü olarak alır ve bu sinir hücreleri güçlü uyarılmayacakları için düşünme işlemi gerçekleşmez, ancak bazen sadece duygusal etkilenim olabilir. Beynin algıladığı bu kelimeler anlamlı ise, bu defa beynin ilk algılayıcı sinir hücreleri daha kuvvetle uyarılır ve beynin her iki yarım kürelerindeki anlama ile ilgili sinir hücreleri uyarılır. Bu hücrelerin uyarılması ile de bütün beyin faaliyete geçerek düşünce işlemi, yani aklını kullanma gerçekleşir. Böylece de olumlu veya olumsuz bir karara varılarak, bu karar benimsenir ve kişi buna göre yaşamını gerçekleştirmeye başlar. İşte bu işlemler demek bir düşünce enerjisinin oluşması demektir ve ilâhî birimlerle haberleşme ile kayıtlama bu enerji sayesinde gerçekleşir.


Kur’an’da, bu düşünme demek olan aklını kullanma işleminin önemi birçok ayette vurgulanmış ve bu anlama yönelik Tefekkür, Teakkul, Tezekkür ifadeleri kullanılmıştır.


A’raf-3. Ey insanlar! Rabbinizden size indirilen bu Kur'an'ın bildirdiklerine uyun. O'nu bırakıp da evliyanın /velilerin /kutsallık payesi verdiğiniz dostlarınızın Kur’an’a uymayan sözlerinin peşinden gitmeyin. Aklınızı ne kadar da az kullanıyor ve az düşünüyorsunuz /tezekkür ediyorsunuz.


A’raf-176. Hâlbuki imanından vazgeçip yanlış yola yönelmeseydi, onu desteklemeye devam edecektik. Fakat o sadece Dünyanın süslerine kapıldı ve aşırı derecede heveslerinin peşine düştü. O adamın durumu, üstüne varsan da, kendi haline bıraksan da, dili sarkarak soluyarak havlayan köpeğin durumuna benzer. Ayetlerimizi yalanlayanların durumu işte böyle olmaktadır. Geçmişte yaşanan bu öyküyü onlara anlat ki, belki düşünüp /tefekkür edip ibret alırlar.


Şuara-28. Musa; "O doğunun, batının ve aralarındakilerin de Rabbidir. Keşke aklınızı kullanıp /akıl edip Allah'ı tek ilah olarak tanıma ve şirk koşmama demek olan doğruya yönelseniz" diyerek konuşmasına devam etti.


Buna paralel olmak üzere, Kur’an’ın kolaylaştırılmış ve açıklayıcı olma yanında, ilk tebliğ edildiği toplumun, dolayısıyla da O’na iman eden her toplumun ana dilinde olmalıdır. özellikle de tercümesinin anlaşılır ve akıcı bir dilde olması gereklidir.


 Meryem-97. İşte Biz, bu Kur'an'ı, okuyacak olanlar anlayıp düşünsünler ve benimsesinler diye kolaylaştırdık ve kendi ana dilinizde gönderdik. Ayrıca takva sahiplerine, buyruklarımıza olacak uygunluklarına karşılık olarak ne ödüller verileceğini müjdelemen ve şirk koşup, bildirdiklerimizi inkâr ederek küfre sapmış olanları da, verilecek azaplar konusunda kendi ana dilleri ile uyarman için böyle yaptık.


çünkü Kur’an, anlaşılıp düşünülsün diye indirilmiş olduğunu vurgulamaktadır.


Zuhruf-3. İnsanlar anlasınlar, akıllarını kullanıp düşünsünler diye, bu kitabı apaçık ve kolay /arabiyyen bir Kur' an olarak hazırladık.   


Nahl-44. Biz, seçtiğimiz elçilere, uyarıcı sahifeler ve kitaplar /zuburlar gönderdik. İnsanlara anlatman ve iyice anlayıp üzerinde düşünmeleri için, Sana da bu Kur'an'ı /zikri indirdik.


NOT-1: Şu kitaplarımın gelirleri ile Eskişehir Tıp öğrencilerine burs veriyoruz. Almanızla bize destek olursanız, öğrenci sayımız artacaktır: "DİN VE BEYİN", "TüRKçE KUR'AN", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "İSLÂM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL", "OKU! KONULARINA GöRE KUR'AN AYETLERİ" ve "KUR'AN'IN KULU KöLESİ MEVLANA".


NOT-2: 13 ARALIK 2017 çarşamba günü saat 17.30-19.00 arasında özdilek Sanat Merkezinde inşallah halka açık "KUR'AN SOHBETİ" nde olacağım.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gazi Özdemir Arşivi