8-Sümeyye EROĞLU (Diyetisyen)

8-Sümeyye EROĞLU (Diyetisyen)

MENTAL FONKSİYON BOZUKLUKLARI VE BESLENME

Beynimizin çok karmaşık bir yapısı vardır, bu hafta sizlere zihinsel işlevlerin beslenmeyle olan ilintisini ve kullanılabilecek besin desteklerini anlatmak istedim. Mental fonksiyon kısaca beynimizin üstlendiği görevlerdir. İnsan beyni, oldukça karmaşık ve nispeten sistemli bir şekilde bir çok ardışık değişikliklerin bir sonucu olarak ektodermden gelişir. Gelişimin büyük bölümü anne karnındaki dönemlerde gerçekleşmesine rağmen, bazı önemli değişiklikler doğumdan sonra da yaşam süresince farklı dönemlerde, farklı derecelerde devam eder. Beyin gelişimi erken dönemlerde genetik, geç dönemlerde daha çok çevresel şartlardan etkilenir. Zihinsel işlevlerin beslenmeyle de ilintisi beslenme profesörleri ve araştırmacılar tarafından savunulmaktadır.

Mental Fonksiyon Bozukluklarında Beslenme

Yetişkinlerde ve çocuklarda mental fonksiyon gelişiminin çoğunlukla genetik olduğu bilinse de çevresel etkenlerin ve beslenmenin de etkili olduğu bilinir. Besin Desteği (Supleman) ise kelime olarak aktif özlerin, vitaminlerin ve minerallerin (mikronutrienlerin) yüksek dozlara karşılık gelen miktarlarının hap, kapsül, şurup şeklinde kullanılabilir formları olarak tanımlanmaktadır. Besin desteği, beslenmemizde yer alan besinlere (besin öğeleri içeriklerine) ek anlamına gelmektedir. Zihinsel işlev bozukluklarında veya zihinsel işlevlerin veriminin azalmasında beslenme üzerinde durulabilir veya besin destekleri de tercih edilebilir.

Yağ asitleri

Yağ, insan yaşamı için gerekli olan temel besin öğelerinden biridir. Besinlerin doğal bileşiminde yağlar bulunur fakat bazı yağlar vücutta sentezlenebilirken bazı yağlar senzetlenememektedir. İnsan vücudunda yapılamayan çoklu doymamış yağ asitleri vücut için oldukça önemlidir. çoklu doymamış yağ asitleri halk arasında bilinen ismiyle omega 3 ve omega 6 (n-3 ve n-6) yağ asitleri olmak üzere 2 grup altında toplanmaktadır. Vücutta yapılamayan ve özel işlevlerinden dolayı elzem olarak kabul edilen bu çoklu doymamış yağ asitlerinin (n-3 ve n-6) miktarları anne sütünde inek sütüne göre daha fazladır. Ayrıca, anne sütünde beyin gelişiminde etkin role sahip olan n-3 yağ asitlerinden alfa-linolenik asit (ALA) ve bundan sentezlenen eikosapentoenoik asit (EPA) ve dekosahekzoenoik asit (DHA) bulunmasına karşın, inek sütünün bileşiminde bu yağ asitleri bulunmamaktadır.

Beyin gelişiminin hızlı olduğu gebeliğin son döneminde plasenta bebeğe n-6 yağ asitlerinden AA (Araşidonik Asit) ve n-3 yağ asitlerinden DHA’yı sağlamaktadır. Diyetle DHA’nın yetersiz alınması öğrenmeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Merkezi sinir sisteminin gelişimi anne karnındaki son dönem yaşamın son ve anne karnından sonraki yaşamın ilk aylarında tüketilen yağların kalitesine ve miktarına bağlıdır. Bu dönemlerde bebeklere bu yağları, plasenta ve anne sütü sağlamaktadır.

Zihinsel gelişim için yağ asitlerinin yeterli ve dengeli beslenmedeki yeri oldukça önemlidir. Omega-3 yağ asitlerinin vücuttaki yetersizliği bazı duygudurum bozuklukları ve zihinsel işlev bozukluğunda kendini göstermektedir. örnek : Depresyon. Omega 3 eksikliği depresyon ve kardiovasküler hastalıkların (KVH) sıklığında artışla ilişkilidir. Hem depresyon, hem de KVH ile ilişkili 2 faktörün; omega-3 (W-3) yağ asidi eksikliği ve yükselmiş homosistein (HOM) düzeyleri olduğu bilinmektedir. (Homosistein:Vücutta yükselmesini pek istediğimiz aminoasit) Bu nedenle diyette n-6/n-3 oranı metabolik açıdan önemlidir. Hayvanlarda büyüme sırasında n-3 yağ asitlerinin diyetle yetersiz alımının beyin ve retina DHA düzeyini azalttığı, bu durumunda, görme fonksiyonlarını ve öğrenme performanslarını etkilediği bulunmuştur.

Vitaminler


Beyinde ; stres, beyin dokusuna zarar vererek Parkinson, Alzheimer hastalığı gibi çeşitli sinir sistemi ile ilgili hastalıkların oluşmasına neden olmaktadır. Dünyada yaşlı (65 yaş ve üstü) bireylerin sayısı hızla artmaktadır. Amerika’da 2020 yılında elli milyondan fazla yaşlı birey olması beklenirken, yaşlılarda bilişsel fonksiyonlarda görülen azalmalar ürkütücüdür. Yaşın ilerlemesiyle birlikte azalan bilişsel fonksiyonların en önemli nedeninin, oksidatif stres ve antioksidan kapasitedeki azalma olduğu, bu nedenle yaşlılarda hafıza ve bilişsel fonksiyonlar ile ilişkili olarak antioksidan durumunun değerlendirilmesi gerekmektedir. özellikle koruyucu özellik gösteren antioksidanların yetersizliği durumunda oksidatif stres metabolizmaya daha fazla zarar vermektedir.

Deneysel ve klinik çalışmalarda diyetle antioksidanların yetersiz alınmasının bilişsel işlevler ile ilişkili olarak Alzheimer ve Parkinson hastalığının oluşmasına zemin hazırladığı bildirilmiştir. Alzheimer ve vasküler demanslı hastalarda vitamin A, C, E ve b-karoten; Parkinsonlu hastalarda da vitamin C ve laykopen düzeyleri sağlıklı kişilere göre daha düşük bulunmuştur. Bu sebeple demanslı hastalarda antioksidan düzeyindeki azalma, oksidatif stresin arttığının, bu da bilişsel fonksiyonların kayba uğradığının göstergesidir.

Dünya Sağlık örgütü ve Dünya Tarım ve Gıda örgütü tarafından belirlendiği gibi bir vitamin veya mineral besin desteği için, günlük alım dozunun içermesi gereken minimum vitamin veya mineral seviyesi günlük önerilen besin öğesi alım miktarının (RDA) en az %15’ini karşılayacak şekilde olmalıdır. Vitamin-mineral besin desteklerinin günlük alım miktarlarının içermesi gereken maksimum vitamin veya mineral miktarları belirlenirken iki önemli kriter dikkate alınmalıdır : 1. Besin desteğinin, değişik tüketici gruplarının değişken duyarlılık dü- zeyleri göz önünde tutularak, bilimsel verilere dayanan ve bilimsel risk değerlendirmesi yapılan güvenli olabilecek en üst (Upper Safe Level-UL ) miktarlarda vitamin ve mineralleri içermesi, 2. Besinlerden ve diğer kaynaklardan alınan günlük vitamin veya mineral miktarının dikkate alınmasıdır (zenginleştirilmiş besin tüketimi vb.).

Klinikteki hastalarıma, danışanlarıma ve siz okuyuculara tavsiyem ; sağlıklı beslenme adına adımlar atmanız ve bilinçsiz şekilde besin destekleri kullanmamanız olacaktır.

Sağlıkcakla kalın, hoşça kalın ...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8-Sümeyye EROĞLU (Diyetisyen) Arşivi