Bir Kentin Gelecek Tasarımı


Bir örnek oluşturalım. Diyelim ki; elinde yüksek miktarda yatırım sermayesi olan bir girişimci yaşadığımız kente geldi ve yatırım yapmak için kendisine konu veya alan arıyor. Bu kişi; örneğin kentin valisi, büyükşehir belediye başkanı veya merkez ilçelerin belediye başkanları, meslek odaları başkanları, üniversite rektörleri ve kentin yatırımla ilgili yöneticileri ile diğer zevat ile görüşse, fikir sorsa ve danışsa; sizce nasıl bir kanaate varır? Yatırım konusunun ne olacağı bir yana, kent yöneticileri yatırımcıya ortak paydaları olan ve kentin vizyonuyla çakışan öneriler de bulunurlar mı? Yoksa danışılan her kişinin yatırımcıya söyledikleri sadece kendisinin veya kurumunun görüşleri mi olur?
Sokağa çıksak, kentin değişik semt ve mahallelerini dolaşsak; karşılaştığımız vatandaşlara “Sence bu kentin 5 yıl sonrası, 10 yıl sonraki görünümü nasıl olur?” diye sorsak birbirine benzeyen cevaplar alır mıyız? Yoksa her birinin verdiği cevaplar kendi sübjektif fikirleri veya kendi yakın çevresinin talep ve ihtiyaçları mı olur? O kişiye “Seni bu kentte nasıl bir gelecek bekliyor?” şeklinde sorsak, kentin geleceğini kafamızda biçimlendirebilecek cevaplara ulaşabilir miyiz?
Şimdi de kendi kendimize soralım. O kent, önümüzdeki 10 yıl içinde giderek daha kalabalık hale gelen bir ‘öğrenci kenti’ mi olacaktır? Kentin sanayisinde hangi sektörlerin kalıcılığı ve sürdürülebilirliği var? Kent açısından hangi ekonomik sektörler daha yüksek katma değerli olur? Kenti nüfus olarak nasıl bir gelecek bekliyor? Kentte şu anda var olan çok boyutlu altyapı ne büyüklükte bir nüfusu karşılayabilecek haldedir? önümüzdeki 5-10 yıl içinde hangi altyapı işlerine kaynak ayrılmalıdır?
Bunlara benzer daha onlarca soru sıralayabilirim. Her yerleşimin kendine özgü beklenen ve beklenmeyen sorunları ve ihtiyaçları olabilir. Ama önemli olan, bunları öngörebilmek ve zamanında önlem alabilmektir. Ne yazık ki; ülkemizdeki pek çok kentte olduğu gibi, bu soruların cevapları ya kişisel oluyor ya da kurumların kendi çalışmalarına göre veriliyor. Kentli yurttaşlar, kurum ve kuruluşlar arasında kentin geleceğine ilişkin bir ortak payda oluşmuş değil. Ortaklaşa üretilmiş bir stratejik plan yok. Her kurum veya kuruluş kendi başına bir şeyler yapma hevesinde… Bazı çalışmalar için oluşturulan katılımlı faaliyetler ise tek bir konu çerçevesinde yapıldığından; diğer kentsel çalışma ve projelerle çatışma durumu ya da ilgili konuda kaynakların varlığı ve yeterliliği bilinmiyor. Muhtemelen kentin kaynaklarını master plansızlık, koordinasyonsuzluk ve kendi başına iş yapma hevesi yüzünden yitiriyoruz.
Ne yapılmalı? öncelikle kentin tümünü içine alan bir gelecek tasarımı oluşturmanın kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum. Yapılması gereken çalışma, basit anlamda sadece bir beyin fırtınası veya arama toplantısı olarak algılanmamalı. Böyle bir çalışma daha uzun soluklu, kalıcılığı ve sürdürülebilirliği olan mekanizma ve yöntemlere sahip olmalı. Kentin aktörlerinin tam katılımı için yöntem, teknik ve araçlarıyla gerekli iş modeli üretilmeli. Belediyeler veya meslek odaları geçmişte buna benzer çalışmalar yapmaya heveslendiler; ama ne yazık ki, gerekli iş modeli üretilmemiş olduğundan yapılanlar, genelde kâğıt üzerinde yazılar olarak kaldı. Ayrıca kentin tamamını içine almayı öngören bir çalışma, sadece bir belediye veya meslek odası tarafından da gerçekleştirilemez.
Bir belediye, meslek odası veya üniversite ya da bir başka kent ölçekli kuruluş kendi stratejik planını yaparken, yukarıda değindiğim türden bir kentsel gelecek tasarımından ilke ve yaklaşımlar edinmeli; kendi çalışmasını buna göre düzenlemelidir. örneğin üniversiteler kendi müfredatlarını ve bunların uygulama planlarını kent ekonomisinin ihtiyaçlarından bağımsız olarak öngöremezler. Bu nedenle plan geliştirirken, kent ile ilgili konularda kentin master planına uyumlu davranmak zorundadırlar.
Bugün muhtemelen yaşadığımız kent için üretilmiş bir gelecek tasarımı yok. Aslına bakarsanız; kentin bir vizyonu olduğu da şüpheli. Kentteki güçlü kurum ve kuruluşların yaptıkları, sanki kentin geleceğini oluşturuyormuş gibi görünüyor. Ama bir vizyon ve ortak üretilmiş bir gelecek tasarımı master planı olsa, muhtemelen kentin aktörleri de bundan haberdar olacak ve çalışmalarını bu yörüngeye göre düzenleyeceklerdir.
Tekrar aynı soruya dönelim. Ne yapılmalı? önce gelecek tasarımının nasıl üretileceğine ilişkin bir modele ihtiyaç var. Gelecek tasarımını üretmek üzere ne türden faaliyetler yapılacağı, hangi yöntem ve mekanizmalardan yararlanılacağı gibi konularda bir ön hazırlık gerekli.
Böyle bir çalışma önerildiğinde; akla ilk gelen soruya da değineyim. Acaba bu türden bir kentsel gelecek tasarımı için gerekli katılım sağlanabilir mi? Yoksa bazı kurum ve kuruluşların üst düzey yöneticileri birbirlerine küs, dargın, kırgın olduklarından veya başka nedenlerden katılmayabilirler mi? Siz, o kentin hangisi olduğunu hemen bildiniz zaten: Yaşadığınız kent…





Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi