HAK- İŞ ESKİŞEHİR İL BAŞKANI AYŞEGÜL DURUR"KADINLAR EVDE DEĞİL İŞ HAYATINDA YIPRANIYOR"

HAK- İŞ ESKİŞEHİR İL BAŞKANI AYŞEGÜL DURUR“KADINLAR EVDE DEĞİL İŞ HAYATINDA YIPRANIYOR”
Yine güçlü bir kadınla daha karşınızdayım.Hak-İş Eskişehir İl Başkanı Ayşegül Durur’u konuk ediyoruz.Güçlü duruşu, kendinden emin hali dikkatimizi çekiyor.Kadın bir sendika başkanını karşımızda görmekten onur duyuyoruz...

Yine güçlü bir kadınla daha karşınızdayım.
Hak-İş Eskişehir İl Başkanı Ayşegül Durur’u konuk ediyoruz.
Güçlü duruşu, kendinden emin hali dikkatimizi çekiyor.
Kadın bir sendika başkanını karşımızda görmekten onur duyuyoruz ve dalıyoruz koyu bir sohbete…
Evde yemek yapmak mı daha zor sokakta örgütlenmek mi diye sorduğumda kahkahayı basıyor Ayşegül Hanım ve şöyle yanıtlıyor:
“Cevaplaması kolay gibi görülse de zor bir soru sordunuz. Bence ikisi de zor.”


 


Röportaj:


Eskişehir’deki üye sayısından da bahseden Ayşegül Durur, “Hizmet- İş Sendikası olarak Eskişehir de iki bin beş yüz civarında, Hak- İş olarak ise sekiz bini aşkın üyemiz mevcut. HAK-İŞ Konfederasyonu, bünyesindeki 20 iş kolu ile geniş bir örgütlenme çalışmasını yürütmektedir. Eskişehir deki hemen hemen tüm kamu kurumlarında örgütlüyüz” diyor.


Sendikal mücadelenin başında biri olarak diğer kadınlara önerilerde bulunuyor Hak- İş/ Hizmet İş Eskişehir Şube Başkanı Ayşegül Durur:  “İş dünyasında, daha fazla kadın görmemiz için toplumda ve ev içinde kadına dayatılan geleneksel rollerin eş, çocuklar, kardeş, anne ve babalar tarafından iş paylaşımı ile mümkün olabilir. Kadının işi gibi görülen ev işleri aile bireyleri tarafından paylaşıldıkça kadınların yükü hafifler, kadının sosyal ve iş hayatında daha çok var olmasını sağlar.”



Sizi kısaca tanıyalım mı?

Sivrihisar doğumluyum. Evli ve 2 çocuk annesiyim. Selçuk üniversitesi ön lisans mezunuyum, halen AöF Sağlık Kurumları İşletmeciliği öğrencisiyim. 13.11.2015 tarihinden itibaren Hizmet-İş Sendikası Eskişehir İl Başkanlığı görevini, Haziran 2018 tarihinden itibaren Hak-İş Eskişehir İl Başkanlığı görevini yapmaktayım.

Kadın olarak sendikal mücadelenin başındasınız.  Zorlukları var mı?

İş hayatın da ve sosyal birçok alan da kadın olarak var olabilmek zor ancak sendikal mücadele içinde kadın olmak daha da zor. Zorluğun sebebi toplumun erkek sendikacı görmeye alışmış olması, kadın mücadele edemez diye önyargı ve düşünce içinde olabiliyor ancak unutulmamalı ki kadınlar her türlü zorluğa erkeklerden daha çok dayanır. Sendikal mücadeleye yön veren, yol gösteren, liderlik eden ve mücadelenin içinde olan o erkekleri de doğuran, yetiştiren bir kadın, bir anne değil midir? Bir tarafta toplum tarafından dayatılan anne, eş, kız kardeş ve kız evlat rolleri, bir tarafta iş hayatının sorumlulukları ve sendikal mücadele hem de başkan olarak var olmak zor bir süreç. Sendikal faaliyetlerin içinde olmak demek daha çok efor, daha çok stres ve daha çok ikili ilişkiler demek. İkili ilişkiler dediğimizde de biz kadınlar erkekler kadar rahat olamıyoruz. Sendikal faaliyetlere katılmak, toplantılar düzenlemek, emekçinin sorun ve sıkıntılarını dinleyerek çözüm yolları üretmek, doğrudan sapmadan yol yürümemiz gerekiyor. Ben hem anne hem eş hem evlat hem bir hastane idari birim çalışanı hem de sendika başkanlığını ailemden aldığım destek ve HAK-İŞ’in bu kutsal mücadelede kadın sendikacılarla yol yürüme inancından aldığım güç ile yürüttüğüme inanıyorum.

“8 BİNİ AŞKIN
üYEMİZ VAR”
Size kattığı artıları oldu mu peki bu sürecin?
çalışma hayatımın sendikadan öncesi de var tabi ki, çalışmaya âşık bir kişiliğim var. Sendikaya girmemle beraber sivil toplum kuruluşlarında, kamu kurumlarında ve belediyelerde her kadrodan emekçi ve yönetici ile tanışma, görüşme, konuşma fırsatım oldu. Sosyal etkinliklere katılım konusunda çok da aktif değildim ama artık katılmak bir yana etkinlikleri bizzat düzenler oldum.

Kaç üyeniz var? Nerelerde örgütlüsünüz?

Hizmet- İş Sendikası olarak Eskişehir de iki bin beş yüz civarında, Hak- İş olarak ise sekiz bini aşkın üyemiz mevcut. HAK-İŞ Konfederasyonu, bünyesindeki 20 iş kolu ile geniş bir örgütlenme çalışmasını yürütmektedir. Eskişehir deki hemen hemen tüm kamu kurumlarında örgütlüyüz. Genel işler(temizlik işleri), otomasyon, güvenlik, klinik destek, teknik ekip, iletişim, orman ve daha pek çok iş kolunda çalışan işçiler sendikalarımızın üyesidir.  örgütlü olduğumuz kurum ve işyerleri arasında; İl  Sağlık Müdürlüğü ve bağlı Hastaneler( Yunus Emre Devlet Hastanesi, Şehir Hastanesi, Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi, Sivrihisar, çifteler Devlet Hastanesi…) çalışma, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ve bağlı Kuruluşlar( Maide Bolel, Halis Toprak, Safiye Gönül Bayar,Hacı Süleyman çakır Huzurevi, Sevgi Evleri, Kadın Sığınma ve Kadın Konukevi, Sosyal Hizmetler İlçe Müdürlükleri…) Anadolu üniversitesi, Osman Gazi üniversitesi, Osman Gazi üniversitesi Tıp Fakültesi, Kredi Yurtlar Kurumu, Sosyal Güvenlik Kurumu, Devlet Su İşleri, İller Bankası, Toprak Mahsulleri, Devlet Malzeme Ofisi, Vergi Dairesi, Adliye,Kırka Eti Bor Maden İşletmesi, Orman Bölge Müdürlüğü, Organize Sanayi Sarar Giyim ,Milli Eğitim Müdürlüğüne Bağlı Okullar, İlçe Belediyeler bulunmaktadır.

Sendikalarda, derneklerde daha fazla kadın başkan görmek istiyoruz. Kadınlara önerileriniz var mı bu yönde?

İş dünyasında, daha fazla kadın görmemiz için toplumda ve ev içinde kadına dayatılan geleneksel rollerin eş, çocuklar, kardeş, anne ve babalar tarafından iş paylaşımı ile mümkün olabilir. Kadının işi gibi görülen ev işleri aile bireyleri tarafından paylaşıldıkça kadınların yükü hafifler, kadının sosyal ve iş hayatında daha çok var olmasını sağlar.

Sendikal faaliyetleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
2014 yılında kamuda çalışan işçilere sendikalı olma hakkı tanındıktan sonra HAK-İŞ / HİZMET-İŞ Sendikası ile tanıştım. Taşeron işçilerin sendikalarımızda örgütlenmesi için ilimizde öncülük ettim. Taşeron iş yerlerinde sendikalaşmanın neredeyse imkansız ve hayal olduğu dönemde Genel Başkanımız Sayın Mahmut Arslan’ın önderliğinde azimle, kararlılıkla işçilere ulaştık. İşçi sendikaya, sendika işçiye güç verir bunu anlattık. İşçi arkadaşlarımızın sendikamız ile tanışması ve üye olmaları ile birlikte yetki belgeleri alınarak, toplu sözleşme yapma aşamasına geldik, ancak sistemin çok yeni olması sebebi ile toplu sözleşmeler masada çözümlenmedi. Yüksek Hakem Kurulundan gelen toplu sözleşmeler ile geriye dönük haklar, sosyal yardımlar ve ücret farkları alındı. Sonrasında HAK-İŞ’ in taşıdığı bayrak ile taşeron şirketler aradan çıkartıldı, kadrolu işçi olarak istihdam edildik.

“EVDE YEMEK YAPMAK MI SOKAKTA öRGüTLENMEK Mİ?”
Mücadele ettiğiniz başka konular var mı?

Kamu kurum ve kuruluşlarının sürekli işçi kadrolarına ve yönetimlerin şirketlerinde sürekli işçi pozisyonlarına getirilen işçilerin ücretleri 2020 yılının son dönemine kadar Yüksek Hakem Kurulu tarafından bağlanmış olan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmektedir ancak ülkemiz ekonomik krizle karşı karşıya kalmış yüksek döviz, yüksek faiz ve enflasyon artışı nedeniyle, çalışanların ücretlerinin satın alma gücünün azaldığı belirlenen ücret ve sosyal hakların yetersiz kaldığı bir dönemi yaşıyoruz. Bu nedenle çalışanların ücret ve sosyal haklarının enflasyon karşısında korunması ve ücretlerin daha uygun hale getirilmesi için düzenlemeler yapılmasının 2019 yılı Kamu Toplu İş sözleşmelerine dahil edilmeleri için mücadele içindeyiz. 696 Sayılı KHK ile kamu kurum ve kuruluşlarının sürekli işçi kadrolarına geçirilen çalışanlara 52 günlük ilave tediye vermekte iken, yerel yönetimlerin şirketlerinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışmakta olan işçiler ilave tediyeden yararlanamamaktadır. Bu çifte standarda son verilmesi, adil olmayan bu durumun bir an önce çözüme kavuşturulmasının mücadelesi içindeyiz.  Kapsam dışında kalan kadroya alınmayan KİT çalışanları, Hastane Bilgi Yönetim Sistemi çalışanları, Yemekhane hizmetinde çalışanlar, şoför olarak çalışanlar, yedek (joker) personellerinde kadroya alınması için mücadele vermekteyiz.  İşyeri temsilcilerimizin, mevcut KHK’dan kaynaklı olarak, sendikal izin haklarını kullanamaması sebebi ile işçiyi temsil etmekte zorluklar yaşanmaktadırlar.

Evde yemek yapmak mı daha kolay sokakta örgütlenmek mi?
 Cevaplaması kolay gibi görülse de zor bir soru sordunuz. İkisini de iyi yapmak zorundasınız. Bir kişi beğeniyorken diğerleri beğenmeyebilir, herkese beğendirmek mümkün olmayabilir. Yemeği yapmakla iş bitmiyor ki; lezzeti, sunumu da çok önemli. örgütlenmek ise bildiklerinizi karşınızdakine doğru aktarmak, anlaşılabildiğinizden emin olmak ve örgütlediğiniz grubu elinizde tutabilmek çok önemli. Bence ikisi de zor.
Hem evde yemek yapan hem de sokakta örgütlenen bir kadın olarak ekmek mücadelesi vermek nasıl bir duygu?
Evde kendimizi ispat etmeye çok gerek olmadığını düşünüyorum, en başta da söylediğim gibi sosyal dayatmalar sebebi ile kadının asıl işi ev olarak görüldüğü için sorun yok, ancak sokakta yani iş hayatında kadın olarak daha çalışkan ve daha iyi işler yaptığımızı ispat etmemizi isteyen düşünce yapısı var. Kadın olarak akıllı olduğumuzu kanıtlamamız gerekiyor ki çalışma hayatında kabul görelim. Bu sebepten biz kadınların evden daha çok iş hayatında zorlandığımızı ve yıprandığımızı düşünüyorum. Tek ihtiyacımız olan desteklenmek fazla bir beklentimiz yok.

Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?

HAK-İŞ ve ülkemizin en büyük işçi sendikası HİZMET-İŞ’ i temsil etmek, zor zamanda sorumluluk almak ve bu mücadelenin bir parçası olmak bana onur vermektedir. HAK-İŞ kadınların sendikal harekette etkin roller üstlenmeleri için birçok projeye imza atmıştır. Kadın Başkanları, Kadın Komiteleri, Kadın Delegeleri ve Kadın İşyeri Temsilcileri ile etkin sendikal çalışmalar yürütmektedir. “önce İnsan önce Emek”, “İmzamız İşçinin Kararıdır” sloganları ile emekçi kardeşlerimizle bu hak mücadelesinde sonuna kadar el eleyiz.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.