"Tedbir alınmazsa büyük acılar yaşanır"

“Tedbir alınmazsa  büyük acılar yaşanır”
Her yıl dünyada ve ülkemizde doğal ve jeolojik nedenlerle deprem, heyelan, su baskınları, kaya düşmeleri vb. can ve mal kaybına neden olan tehlikeli ve büyük çaplı birçok doğa kaynaklı olayın gerçekleştiğini söyleyen Prof....

Her yıl dünyada ve ülkemizde doğal ve jeolojik nedenlerle deprem, heyelan, su baskınları, kaya düşmeleri vb. can ve mal kaybına neden olan tehlikeli ve büyük çaplı birçok doğa kaynaklı olayın gerçekleştiğini söyleyen Prof. Dr. Can Ayday,

“FAY SİSTEMLERİ TETİKLİYOR”

“Genellikle insanların kontrolü dışında gerçekleşen bu olayların oluşum zamanının önceden kestirilmesi ve önlenmesi çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Bu olaylardan biri de son yıllarda gündemimize oldukça yoğun olarak giren obruk oluşumlarıdır. Obruk oluşumlarında temel faktörler litolojik, hidrojeolojik, tektonik, klimatolojik vb. gibi doğal unsurlar olup, bazen antropojenik etkiler, yani insan aktiviteleri de bu doğal oluşumu hızlandırmakta ve sayısını arttırmaktadır. Obrukların oluşumlarına etki eden temel faktörler genellikle obrukların içinde oluştukları kayaçların litolojik özellikleri, çevre kayaçlarla etkileşimleri ve bu kayaçların etkileşim halinde bulunduğu yüzey ve yeraltısuyunun nitelikleri ve kuraklık gibi iklimsel faktörlerdir. Ayrıca fay sistemleri ve insana bağlı olarak değişen ortam şartları obruk oluşumlarını tetikleyici etmenlerdir. Orta Anadolu’da gerçekleştirilen jeolojik, yapısal jeoloji, jeoteknik, mineralojik, jeokimyasal ve hidrojeolojik araştırmalarda obrukların artmasının temel nedeninin aşırı ve kontrolsüz yeraltısuyu kullanımı ve yeraltısu seviyesindeki düşümlere bağlı olduğu öne sürülmektedir” dedi.

“KONTROLSüZ YER ALTI SUYU KULLANIMI OBRUK OLUŞUMUNU ARTTIRIYOR”

Orta Anadolu’da su ile temas halinde çözünerek obruk oluşturabilen litolojik özelliklere sahip olan genç çökellerin oldukça yaygın olduğunu, özellikle Karapınar (Konya)-Eskil (Aksaray) arasında kalan bölgede obruk oluşumlarının son yıllarda hızla arttığını vurgulayan Can Ayday,
“Ayrıca Konya Kapalı Havzası’nda Altınekin, çumra ve Kadınhanı bölgelerinde de 2000’li yıllardan sonra obruklar oluşmuştur. Son birkaç yıllık dönemde yıllık obruk oluşum sayısı 10’un üzerindedir. Sadece 2019 yılında yaklaşık 20 yeni obruk oluşmuş ve 2019 yılı Eylül ayı itibariyle bölgede çapları birkaç m’den 1 km’ye, derinlikleri de 30-40 cm’den 110 m’ye kadar değişen ve sayıca yaklaşık 350 obruk oluşumu tespit edilmiştir. Karapınar dışında başta Sivrihisar (Eskişehir) olmak üzere Karaman, Aksaray, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi 8 çankırı, Sivas, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Afyonkarahisar, Manisa ve İzmir gibi birçok bölgede obruk oluşumları gerçekleşmektedir. Obruk oluşumlarının son yıllarda artmasının en temel nedenlerinden biri aşırı ve kontrolsüz yeraltı suyu kullanımıdır” ifadelerini kullandı.

“ACİL öNLEM ALINMALI”

Sivrihisar (Eskişehir) ilçesi Sığırcık, Göktepe, Kaldırımköy ve Yeniköy köyleri arasındaki bölgede son birkaç yıl içinde çapları 2 m ile 50 m ve derinlikleri ise 0.5 m ile 15 m arasında değişen 8 adet obruk oluştuğunu vurgulayan Ayday,
“Obruk oluşan bu bölgenin, tarımsal alan olması önemli sorunlara yol açmazken, bu alanın yapım çalışmaları devam eden Ankara-İzmir Yüksek Hızlı Tren yolu güzergâhının sadece 1.5 km güneyinde yer alması nedeniyle acil önlemler alınmasını gerekli kılmaktadır. öte yandan obruklar, ilk görenlerde şaşkınlık ve hayranlık uyandıran doğal bir güzellik ve doğal anıt niteliğinde jeolojik miras alanlarıdır. Yerbilimleri açısından da çok değerli ve olağanüstü güzel obruk gölleri, yeryüzünde seyrek bulunan ve jeopark özelliği kazanmış karst yapıları olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla obruk oluşumu bakımından riskli bölgelerin tespit edilmesi, yeni obrukların oluşumunun azaltılması için kontrollü yeraltısuyu kullanımın gerçekleştirilmesi önem taşırken, diğer taraftan da obrukların uluslararası düzeyde tanıtılması, canlı yaşamı için gerekli önlemlerin alınması ile birlikte bu alanın Jeo-turizme kazandırılması gerekmektedir” şeklinde konuştu.

“OBRUK OLUŞUMLARINI
GİZLİYORLAR”

çalışma alanının; Eskişehir ilinin, Sivrihisar ilçesinin yaklaşık 37 km güneyinde yer aldığını kaydeden Ayday,
“Saha Eskişehir’e karayolu ile yaklaşık 120 km uzaklıkta Sivrihisar-Emirdağ Karayolunun 35 km doğusunda yer almaktadır. Konya ve Afyon İl sınırlarının kesiştiği noktaya yakındır. Sığırcık Köyüne kadar yol asfalt olup, daha sonra toprak yol olarak devam etmektedir. Obrukların bulunduğu yerler ise tarlalar arasında kaldığı için ulaşım zordur. Sahanın yaklaşık 1.5 km. kuzeyinden Ankara-İzmir Yüksek Hızlı Tren yolu geçmektedir. Şu anda hızlı tren yolu yapım çalışmaları devam etmektedir. Yine sahanın 22 km doğusunda ise DSİ’nin yapmakta olduğu Gökpınar Barajı inşaatının çalışmaları sürmektedir. Bu çalışma Sığırcık, Göktepe, Kaldırımköy ve Yeniköy (Sivrihsar-Eskişehir) arasındaki bölgede meydana gelen obruk oluşumlarının arazide gözlemlenmesini, konumlandırılmasını ve yorumlanmasını kapsamaktadır. Arazide obrukların yerleri GPS ile belirlenmiştir. Obrukların çapları ve derinlikleri laser uzunluk ölçüm cihazı ile ölçülmüştür. Arazi çalışmaları sırasında bölgede bildirilenden çok daha fazla obruk olduğu anlaşılmaktadır. Bölgede yapılan çalışma esnasında kırsal kesimde yaşayan çiftçilerin kendilerine ve top- TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi 12 raklarına zarar gelebileceği düşüncesi ile obruk oluşumlarını bildirmedikleri ve gizledikleri belirlenmiştir” ifadelerini kullandı.
Sivrihisar İlçesi Sığırcık, Göktepe, Kaldırımköy ve Yeniköy köyleri arasında kalan alanda çapları 1.5 m ile 50 m arasında, derinlikleri ise 0.5 m ile 15 m arasında değişen 8 adet obruğun tespit edildiğini vurgulayan Ayday,
“Sığırcık Köyü’nün yaklaşık 3.6 km güneyinde gözlenen obruk, bu bölgede gözlenen en büyük obruklardan biridir (Şekil 7). Kaldırım Köyün 5.3 km batısında gözlenen obruk ise en büyük obruktur. Kaldırım Köyünün yaklaşık 5.3 km batısında gözlenen en büyük obruğun bulunduğu alanda sadece obruk değil, yaklaşık 3 futbol sahası büyüklüğünde bölgesel bir çökme olduğu belirlenmiştir. Buradaki çökme üzerindeki ayçiçeği tarlasındaki ürünün de eğilmesine yol açmıştır.Bu çalışma kapsamında daha önce yapılan çalışmaların derlenmesi ile araziden toplanan veriler birlikte değerlendirilmiştir. Açık Kaynak Kodlu Coğrafi Bilgi Sistemleri yazılımı (QGIS) kullanılarak sayısallaştırılmış haritalar üzerine obrukların, arazide ölçülen konumsal ve boyutsal özellikleri tabloya dönüştürülerek obruk dağılım haritası oluşturulmuştur. Sivrihisar ilçesi güneyinde Sığırcık Köyü güneyinde arazide gözlenen obruk oluşum yerleri BingMap uydu görüntüsü üzerine yerleştirilmiştir Bu yerlerin genellikle Sığırcık Köyü ile Kaldırım Mahallesi arasında olduğu belirlenmiştir” diye belirtti.

“NEDENLERİ ORTAYA
çIKARILMALI”

Yukarıda belirtilen çalışmaların göz önüne alınarak belirtilen önlemlerin acilen alınması gerektiğinin altını çizen Ayday, önerilerini şöyle sıraladı:
• Obruk oluşumlarının bulunduğu bölgede çok sayıda sulama amaçlı açılan yeraltı suyu üretim kuyuları bulunmaktadır. Bu durum uydu görüntüleri üzerinden de gözlenebilmektedir. Bazı yerlerde birbirlerine yakın açılan su kuyuları arasında uzaklık 250 m’nin altına düşmektedir. Açılan su kuyularının çoğunluğu, tarımsal faaliyetler için kullanılmak üzere çiftçiler tarafından açılmıştır. Yine yörede yaşayan çiftçilerin belirttiğine göre Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün (DSİ) açtığı su kuyuları arasındaki uzaklığın 1000 m civarında olduğu, bu nedenle bu yerlerde obruk oluşumunun olmadığını ifade edilmiştir. Bu durumun araştırılması gerekmektedir.
• Obruk oluşumuna etki eden nedenlerin başında yeraltısu seviyesinde görülen düşümdür. Bunun nedeni ise, geçmiş yıllarda bölgede yoğun olarak yapılan buğday ve arpa ekiminin yerini son yıllarda mısır ve ayçiçeği gibi aşırı su teminine dayalı tarımsal faaliyetler olduğu anlaşılmaktadır. Bu duruma ilişkin ayrıntılı araştırmalar yapılmalı ve gerekiyorsa bu alanlarda yeraltı suyu düşünün önlenmesi amacıyla tarımsal üretim paterninde gerekli değişiklikler yapılmalıdır. Ayrıca ülke genelinde sayılıları 500.000’i geçtiği tahmin edilen ve DSİ Genel Müdürlüğünden gerekli izinler alınmadan açılan kaçak yeraltısuyu kuyusu açım işlemleri durdurulmasını sağlayacak önlemler arttırılmalı veya kaçak olduğu tes- TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi 26 pit edilen kuyular ise kapatılmalıdır.
• Arazide yapılan gözlem ve daha sonrasında uydu görüntüleri üzerinde yapılan çalışmalara göre; Ankara-İzmir Yüksek Hızlı Tren Güzergahının Polatlı-Afyon kısmının obrukların yoğun olarak gözlendiği bölgenin yaklaşık 1.5 km kuzeyinden geçtiği belirlenmiştir. Bu kısımda yüksek hızlı tren güzergahının belli bir kısmının evaporitik kayaçlar üzerinden geçtiği tespit edilmiştir. Yüksek Hızlı Tren gibi önemli bir mühendislik yapısının geçtiği güzergahın bölgesel olarak jeolojik-jeoteknik etütlerinin, obruk oluşumuna kaynaklık eden nedenleri ortaya çıkarılmasını sağlayacak şekilde yapılması planlanmalıdır.
• Yine bu sahanın yaklaşık 25 km KD tarafında İlyaspaşa Köyü GD’sunda DSİ’nin Baraj inşaatı devam etmektedir. Bu inşaat da, evaporitli kayaların egemen olduğu birimler üzerine inşa edilmektedir. Bu tür zemin birimleri üzerine inşa edilen çok sayıdaki baraj ve göletin su tutma konusunda önemli sıkıntıları olduğu bilinmektedir. Bu barajın planlama süreçlerinde evaporitik yapılara karşı gerekli önlemlerin alındığı varsayılmaktadır.
• DSİ Genel Müdürlüğünün sahanın içinde bulunduğu havzanın özelliklerini ayrıntılı olarak belirlemesi gerekmektedir. Havzanın yeraltısuyu potansiyelinin belirleyerek, havzada yeraltısuyu kuyusu açılması konusunda planlama yapması ve strateji geliştirmesi gerekmektedir.
• Yapılan çalışmalar obruk oluşumunun yoğunlaştığı alan ve yakın dolayında tarımsal su kullanımın yeraltısuyu seviyesinde neden olduğu düşümlerin yanı sıra sulamadan geri dönen suların süzülerek çözünme ve obruk oluşumunu hızlandırabileceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, bölgesel ve yerel doğal hidrodinamik yapı ile birlikte tarım başta olmak üzere insan faaliyetlerinin doğal hidrodinamik yapıya etkilerinin ortaya konması gerekmektedir. • Tarım ve Orman Bakanlığı obruk oluşma riski yüksek alanlarda yeraltısuyu kullanımına dayalı sulu tarım paternine dayalı tarımsal ürün planlanmasını değiştirerek, bölgenin jeolojik özellikleri ile su potansiyelini göz önüne alarak buna uygun tarımsal ürün paternini belirlemelidir.

“OBRUK RİSK HARİTASI
HAZIRLANMALIDIR”

• MTA Genel Müdürlüğü, DSİ Genel Müdürlüğü ile AFAD Başkanlığı konunun önemi ön plana alarak, üniversitelerin ilgili bölümleri ile TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası da başta olmak üzere ilgili meslek örgütleri ile birlikte belirli bir plan dahilinde ülkemizde can ve mal güvenliği için Eskişehir- Sivrihisar YHT Güzergahında Obruk Oluşumu ve Riskleri Hakkında Rapor 27 tehdit oluşturan obruk alanlarının görüldüğü bölgelerin ayrıntılı jeolojik, jeoteknik, hidrojeolojik ve mühendislik jeoloji açısından inceleme ve araştırmaları yapılarak “Obruk Risk Haritaları” hazırlanmalıdır. Bu haritalar halkın kullanımına açık hale getirilerek gerekli önlemlerin alınması sağlanmalıdır.
• Başta Ankara-İzmir Hızlı tren projesini gerçekleştirmekte olan T.C. Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü olmak üzere, bu bölgede planlama ve mühendislik hizmeti gerçekleştiren tüm kişi, kurum ve kuruluşlar bölgede oluşan ve sayıları her geçen gün artan obruk oluşumunu dikkate alarak mühendislik yapılarının araştırma, planlama ve yapım süreçlerini gerçekleştirmelidir.

“CAN GüVENLİĞİNİ
TEHDİT EDİYOR”

• TCDDY Genel Müdürlüğü yapım çalışmaları devam eden İzmir-Ankara Hızlı Tren Projesinin, Polatlı-Afyon güzergahının obruk oluşumlarının görüldüğü alanlara yakın bulunan bölümlerinde, jeolojik–jeoteknik ve mühendislik jeoloji araştırmalarını yenileyerek hızlı tren projesinin olası obruk oluşumlarından etkilenmeyeceğini ortaya koymalıdır. Aksi durumda işletme esnasında oluşabilecek obruklar can güvenliğini tehdit edebilecektir.
• Obruk oluşumlarının görüldüğü bölgelere yakın alanlarda yaşayan yurttaşlarımızın can ve mal güvenliklerinin sağlanması amacıyla DSİ Genel Müdürlüğü veya ilgili valilikler tarafından, obrukların görüldüğü tarımsal alanlarda, kullanım öncesi gerekli ön kontrolleri yapılmalı, herhangi bir sorun görülmediği durumlarda söz konusu alanlardaki tarlaların kullanılması gerektiği belirtilmelidir.
• Mahalle veya köy muhtarlarına oluşan obrukları ilgili kurumlara bildirme zorunluluğu getirilerek, ilgili kamu kurumlarının zamanında gerekli tedbirleri alması sağlanmalıdır. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak, DDY Genel Müdürlüğünü bir kez daha uyarıyoruz. Can ve mal güvenliği açısından önem arz eden, ülkemizin prestij projelerinden biri olabilecek nitelikteki Ankara-İzmir YHT projesinin geçtiği güzergah üzerinde yer alan ve obruk oluşumuna elverişli bölgelerden biri olan ve yukarıda yeri belirtilen Eskişehir-Sivrihisar bölgesindeki kesiminde, YHT projesinin olası obruk oluşumu etkisinden korunması amacıyla ayrıntılı, jeolojik, jeoteknik, hidrojeolojik ve mühendislik jeolojisi açısından yeniden irdelenmesi gerekmektedir. Tersi durumunda olabilecek olası can ve mal kayıplarından ilgi idareler sorumlu olacaklardır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.