"Bize eleştiri alanı bırakın"

“Bize eleştiri alanı bırakın”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen 86. Yerel Medya Seminerinin son günü Divan Otel’de gerçekleştirildi. 2 oturumun gerçekleştiği program, katılımcılara sertifika verilmesi ile son buldu.86. Yerel Medya Seminerinin...


Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen 86. Yerel Medya Seminerinin son günü Divan Otel’de gerçekleştirildi. 2 oturumun gerçekleştiği program, katılımcılara sertifika verilmesi ile son buldu.

86. Yerel Medya Seminerinin ikinci gününün ilk oturumunun moderatörlüğünü Gülseren Ergezer Güver yaptı. Bu oturumda Cumhuriyet Vakfı Başkanı Orhan Erinç, Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici ve çağdaş Gazeteciler Derneği 2. Başkanı ve Yenigün Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Deniz çağlar Fırat konuşma yaptı.
Seminerin ikinci gününe katılan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ise katılımcıları selamlayarak, seminerin Eskişehir'de yapılmasından dolayı mutluluğunu ifade etti.
“TüRKİYE HİçBİR DöNEMİNDE DEMOKRASİYİ YAŞAMAMIŞTIR”
Cumhuriyet Vakfı Başkanı Orhan Erinç siyaset medya ilişkisi hakkında konuştu. Türkiye’de demokrasi kavramının tam manasıyla yaşanmadığını savunan Erinç, “Türkiye hiçbir döneminde demokrasiyi yaşamamıştır. Demokrasiyi içselleştirmek biraz zor. Demokrasiyi içselleştirmek yerine daha da yozlaştırdık. Demokrasi, iktidarın istediğini yapma hakkı olarak görülüyor” dedi.
 “VAZİYET VAHİM AMA UMUTSUZ DEĞİL”
“Gazeteciliği tehlike bir meslek olarak gösterme konusunda çalışmalar başarıya ulaştı” diyen Erinç sözlerini şöyle sürdürdü: “üniversite tercihlerinde gazetecilik bölümünü seçme sayısı azalıyor. çünkü gazetecilik okumaya niyetlenen gençlerin iş bulma endişeleri var. Bunun yanında gazeteciliği öğrendikleri gibi yapmaya kalkarlarsa karşılaşacakları sorunları biliyorlar. Gazetecilik yaparken birtakım tehlikeleri göze almak gerekiyor. Bu gazeteciliğin olmazsa olmazı haline geldi. Vaziyet vahim ama umutsuz değil.”
Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici ise eleştirel gazeteciliğin iktidara katkısı konusunda konuşma yaptı. Bildirici, “Gazeteci kimsenin dostu da düşmanı da değildir. Dostu olsa o kişinin hatalarını göremez. Düşmanı olsa sadece eksiklerini görür. O zaman gazeteci işini yapamaz. Bugünkü iktidardan da tüm iktidarlardan da beklentimiz bize eleştiri alanı bırakmalarıdır. Bunu sadece Türkiye için değil tüm dünya için söylemek mümkün. Gazetecilik kuralları içinde onları eleştirelim ve onlar bu eleştirilerden yararlansınlar. Olması gereken budur” dedi.
GAZETECİ NE KAHRAMANDIR NE DE HAİN
Günün ilk oturumunda son konuşmayı ise çağdaş Gazeteciler Derneği 2. Başkanı ve Yenigün Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Deniz çağlar Fırat yaptı. Fırat, konuşmasında yerel medyanın sorunları hakkında konuştu.
Otosansüre dikkat çeken Fırat, "Bizim üzerinde en sık tartıştığımız konuların başında otosansür geliyor. Bunun yerel basın olarak şöyle bir yansıması var otosansür geliştirme mekanizması gelişiyor. Otosansür bizim mesleğimiz içerisinde en sık karşılaştığımız problemlerin arasında. Yerel meydanın gerek milletvekilleri, belediye başkanları ya da dernek başkanları arasında dengeyi sağlama çabası beraberinde otosansürü getiriyor" dedi.
"Bugün iktidar gazeteciliği tehlikeli bir meslek haline getirme sürecini başlatıyor” diyen Fırat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Büyükşehir ya da alt belediye meclisinde bir konu tartışılıyor. Milletvekiliyle ilgili bir süreç başlatılıyor, siz bunu değerlendirebiliyor musunuz? Değerlendiremiyor musunuz? Soru burada. Bunun haber değeri var ama siz bunu ne kadar cesur kullanabiliyorsunuz. Bunu kullanırsanız neyle karşılaşacaksınız? Bu süreci yaşadığınız andan itibaren siz aslında kamuyu cezalandırıyorsunuz ve haberi görmezden geliyorsunuz. Haberi öldürerek veriyorsunuz. Vicdanınızı rahatlıyorsunuz ama aslında ifade özgürlüğüne en büyük darbeyi otosansür sürecini başlatarak veriyorsunuz.”
RESMİ İLAN FİYATLARI ARTMIYOR
Günün ikinci oturumunda ilk sözü Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet özdemir aldı. özdemir, resmi ilanlar ve yerel gazetecilik hakkında bilgiler verdi. Resmi ilan fiyatlarının artmadığına dikkat çeken özdemir, “Bir yandan resmi ilan fiyat tarifesi artmazken, diğer yandan resmi ilanlar da yok olmaya başladı. Pek çok kurum, kuruluş resmi ilan kapsamı dışında kalmaya başladı. İlandan kaçınma, ilanları birleştirme, işleri bölme, tahtaya asma gibi yollarla resmi ilanlardan kaçınma yöntemleri uygulanmakta. Bunlara karşın acil tedbir alınması gerekiyor. Gazetelere asıl ekonomik darbe budur. Son yıllarda sürekli olarak resmi ilanlar mum gibi erimekte. Yerel basının yakından ilgilendiren bu konu, yerel basında yok oluşlara sebep olmakta” diye konuştu.
Konuşmaların ardından, seminere katılım gösteren gazetecilere sertifikaları verildi. Program toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.