VAZGEÇMEYENLERİN HİKAYESİ...

Kim olsa bu kulüp yerinde çoktan gitmişti alt lige… Kim olsa koşmazdı artık tribünlere… Kim olsa parçalanmıştı çok kere… Eskişehirspor hala koşabiliyorsa umutla güzel günlere… Tarih saklayacak bunda emeği olanları en güzel yerinde…

Sezon başından başlarsak hikayeye, anlatacaklarımız için yetmez sayfalar dolusu gazete… 3 ay konuşsak indikçe ineriz en derinlere… Artık geleceğe umutla bakmak adına çalışmalar yapmalı, fikirler üretmeli…  Nereden geldiğimizi unutmayarak, geçmişteki hatalarda tekrara düşmeyerek…

 Ligde kalmak adına dev adım atan ve işi %90 bitiren Eskişehirspor şimdiden gelecek sezonun hazırlıklarına başlamalı. Yönetim kendi kaderine bırakılmamalı. Artık sözde değil, özde icraatlar yapılmalı. Biz önümüzde ki sezonu da gözden çıkartmaya razı olabiliriz ama geleceği asla…

Bu yüzden en doğru yol seçilmeli. Bu şehir en güzel kitabı yazdı. Adı 
‘Vazgeçmeyenlerin hikayesi…’ Kulübe sonradan gelenler dahi bu kimyadan etkilendi. Zaten kim etkilenmezdi ki? Ama artık pusulamızı doğru yolu bulmak adına kullanalım. çünkü daha yazılacak çok öykü var. Ve böylesine sevda ateşi de hepimizi yakar.


VAR MI GALİBİYET GİBİSİ…
Elazığ maçı öncesi çok konuşuldu prim meselesi. Rakibin yönetimi iyiden iyiye kesenin ağzını açarken, Eskişehirspor yönetimi de Osmanlıspor maçı öncesi verdiği sözü hafta içinde şartları seferber ederek tuttu.
İlk yarıda direnen Elazığ karşısında atak sonlandırmada sıkıntılar yaşayan Eskişehirspor geriye düşmesine rağmen kilidi usta ayaklarıyla açtı. Galibiyetin fitilini maestro İbrahim Sissoko ateşlerken, ikinci yarıda oyuna dahil olarak gidişatı değiştiren Jesse geceyi bizim adımıza aydınlattı. Son noktayı ise Osmanlı’yı yıkan Emre Güral koydu.
Maçın sonunda ise uzun süredir iç sahada galibiyete hasret olanların müthiş buluşması yaşandı. Duygu patlaması ile oluşan tablo görülmeye değerdi. Eskişehirspor önümüzde ki sezonun biletini şimdiden cebine koyarken, ligin ilk yarısında bu çocuklara ‘Es-Es Kümeye’ diye haykıranlar, kötü kaderlerine resmen teslim oldu.