1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

"Yapılan iyi güzel ama" diye başlayan sözler var ya...

Yılmaz Büyükerşen’i kayıtsız şartsız seven ve destekleyenleri anlıyorum…
Neticede bir vizyon ve yüksek profile sahpi olduğunu düşünüyorlar.
Siyaseten kendilerine yakın buluyorlar.
Yanlış bir şey yapacağına kesinlikle inanmıyorlar.
Yanlışını gördüklerinde dahi o yanlışın içinde doğruyu arama ihtiyacı hissediyorlar.
Yaptıklarıyla övünüp, onunla gurur da duyuyorlar…
Yılmaz Büyükerşen’i kesinlikle sevmeyen ve asla desteklemeyenleri de anlıyorum.
Siyaseten kendilerine uzak buluyorlar.
Yaptıklarını beğenmiyorlar.
Doğru hiçbir şey yaptığına inanmıyorlar.
Hatta…
Doğrularının içinde yanlışı bulmak için çaba harcıyorlar…
İsmi geçtiğinde ne övünüyorlar ne de gurur duyuyorlar…
Kısacası…
Büyükerşen’i seven de var sevmeyen de…
Her iki taraf da Büyükerşen hakkında hissettiklerini hem söylemleri hem de tavırlarıyla açıkça dile getiriyorlar…
Ancak…
Bunların dışında bir üçüncü taraf var ki, işte onları anlamak mümkün değil…
-“Tramvay yaptı iyi güzel ama trafiği mahvetti” diyenleri örneğin…
-“çok güzel park yaptığı iyi güzel ama içine Korsan Gemisi koydu” diyenleri mesela…
Hatta…
-“Porsuğu güzel yaptı iyi güzel ama çok para harcadı” diyenleri…
Dahası…
-“Eskişehir’de turizmi yarattı iyi güzel ama gelen turist para harcamadan gidiyor” diye eleştiri yapanları…
Durun daha bitmedi…
-“şehirdeki heykeller çok güzel oldu iyi güzel ama niçin bizim kültürümüzü yansıtmıyor” diyenleri…
-“Belediye büfelerinde halka ekmek-süt satılıyor iyi güzel ama esnaf ne satacak?” diye soranları…
-“çiftçiyi-Köylüyü fide ve fidan dağıtarak desteklemesi iyi güzel ama niye aklına şimdi geldi?” diye konuşanları…
-“Tramvay’ın her mahalleye uzaması iyi güzel ama hat döşeme inşaatı çevreye rahatsızlık veriyor?” diye serzenişte bulunanları…
İnsan gerçekten anlamakta zorluk çekiyor…
çünkü samimi gelmiyor bu tür eleştiri sözleri…
Başka bir konudan doğan kızgınlığın belirtisiymiş gibi geliyor insana…
“Eleştirmek için eleştiriyor” sözünü getiriyor akla…


.....


“Neler olmuş neler?” diye yazmak isterdik ama…


Sağlık Sen şube başkanı ve beraberinde birkaç yöneticinin, Şehir Hastanesi yoğun bakım servisine girmek istemesi ve görevli doktorun onları içeriye sokmak istememesi üzerine yaşanan olayı önceki gün köşemize taşımıştık.
Olayın önce sosyal medya’da yankılandığını, Türk Tabipler Birliği ve diğer mesleki sendikalarının olaya tepki gösterdiğini, buna karşın Sağlık sen Şube başkanının “Bize operasyon çekiyorlar” diyerek suçlamaları kabul etmediğini dile getirdiğimiz yazıyı da “Ben sendika başkanı olsam, yoğun bakıma beni almayan o doktora plaket verilmesini sağlardım, kamuoyundan özür dilerdim, empati yapar ve hükümete yakın sendika olmanın sopasın yerine özür dileme erdemini gösterirdim” diye sonlandırmıştık…
O günden bu yana şu gelişmeler olmuş…
-Yoğun bakım’da görevli doktor hakkını arayarak, hem kuruma hem de savcılığa şikayette bulunmuş…
-Hastane yönetimi olayla ilgili anında soruşturma açmış.
-Sağlık müdürü sendikacıların bundan böyle yoğun bakım servislerine girişini yasaklamış.
-Vali, “bu duruma ben el koyuyorum” diyerek harekete geçmiş.
-AK parti il başkanı “Partiyi siz mi yönetiyorsun yoksa biz mi?” diye sendikacılara verip veriştirmiş.
-İktidar partisi milletvekilleri olaya büyük tepki göstermiş, “Gereken neyse yapacağız” demiş.
-Genel müdürlük olayla ilgili müfettişler görevlendirmiş.
-Bakanlık tüm şehir hastanelerine yazı gönderip “Bu tür olaylara bundan sonra asla izin verilmesin” demiş.
-Sendika genel merkezi Eskişehir şubesine uyarı gönderip, “bu tür olaylar içinde asla olmayın” demiş…
-Cumhurbaşkanı “Biz Türkiye’nin en büyük hastanesini oraya yapıyoruz, sizin şu yaptığınıza bak. Biz neyle uğraşıyoruz, siz neyle uğraşıyorsunuz?” diyerek, doktorundan, sendika başkanına, hatta sağlık bakanına kadar, yukarıda adı geçen herkesi tepeden tırnağa fırçalamış…
Bir an gerçek zannettiniz bu yazdıklarımızı değil mi?
Keşke olsaydı, olabilseydi…
Tabii ki bu söylediklerimizin hiçbiri olmamış.
Zira…
Bu dediklerimizin biri dahi hayatta olmaz, olamaz…
Zaten bu dediklerimiz olabileceği bir ortam bulunsaydı,  o hastanede böyle bir olay yaşanabilir miydi?
Peki ne olmuş biliyor musunuz?
Her zaman olduğu gibi herkes bir gözünü kapatmış, herkes “başıma bela mı alacağım şimdi” demiş, herkes kendince olayı sümen altı etmiş…

Sonuç olarak,  olay Türk Tabipler Birliğinin üzerine yıkılarak siyasi bir pozisyona da sokulmuş…

Kısaca unutulup gitmiş her şey, her zman yapıldığı gibi…
Hem de, bir dahaki benzer olaylarda buluşulmak üzere…


.....


Koca 5 yılda hiç mi bir şey değişmez?


Yılmaz Büyükerşen şüphesiz Eskişehir’in en çok tanınan ismi.
15 yıldır Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapıyor.
Tanınırlığı, Büyükşehir belediye Başkanı olmadan önce de vardı.
Yaptıkları, her ne kadar beğenmeyen ve eleştirenler olsa da beğenilip takdir ediliyor.
En son yapılan seçimde yüzde 52 oy aldı.
Böylesine önemli bir avantajla giriyor seçime.

HHH

Ahmet Ataç, Eskişehir’in tanınan bir ismi.
99 seçimlerinde Tepebaşı Belediye Başkanı oldu.
2004’de kaybetmesine rağmen 2009’da yine Belediye Başkanı seçildi.
Bölgede hem tanınıyor hem seviniyor.
Hem de Belediye Başkanı olmanın verdiği avantajla seçime giriyor.
Yaptıkları zaman zaman eleştirilse de, genelde beğenilip, takdir ediliyor.
HHH

Kazım Kurt, Eskişehir’in tanınmış siyasetçilerinin arasında.
Milletvekilliği dönemi oldukça verimli ve başarılı.
Tanınırlığı bir hayli yüksek. Şimdi Odunpazarı adayı.
Bölge zaten Sol ağırlıklı.
İsmi de son derece ciddi bir aday.
HHH

Netice olarak…
CHP, hem parti hem de adayların ismi ve konumları açısından son derece avantajlı bir seçime giriyor.
Bir de buna ekonominin  iktidar Partisi’nde yarattığı olumsuzlukları eklediğinizde, Belediyelerde bu seçimin galibinin CHP olması çok da şaşırtmayacak.
İşte böylesine bir tablo karşısında Belediyeleri kazanma mücadelesi verecek olan AKP nin ve adaylarının Eskişehir’e yeni bir şeyler söylemesi gerekiyor.
Gerekiyor ki, Eskişehir seçmeninin tercihi kendilerinden yana olsun.
Söyleyecek yeni bir söz yoksa zaten Eskişehir’in büyük bölümü, hem Büyükerşen hem de Ataç’tan memnun.
Bunlara bir de Kazım Kurt ekleniverir.
O nedenle…
AKP için Belediyelerin kazınılması, bir anlamda Eskişehir seçmenine söylenecek yeni bir şeylerden geçiyor.
Bakalım bu seçim sürecinde AKP Eskişehir seçmenine yeni neler söyleyecek?
HHH

İnanmayacaksınız belki ama bu yazıyı 2014 seçimlerinin hemen öncesinde yazmışız.
Aradan 5 yıla yakın bir zaman geçmiş ve yine seçim gündeme gelmiş.
Her ne kadar yazı 5 yıl öncesi seçime yönelik olsa da bugünü de anlatıyor aslında.
Okuduğunuzda, geçen 5 yıla rağmen insan ister istemez “Koca 5 yılda hiç mi bir şey değişmez?” diye sorguluyor.

Baksanıza!
Aynı yazıyı bugün koyduğumuzda, adaylardan tutun da AK Parti’nin yapması gerekenlere kadar her şey 5 yıl öncesinden hiç de farklı değil…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi