1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Bak! yine bahar ayları geldi işte...

Yaklaşık 2 yıl "Doğuya mı? Yoksa Batıya mı uzasın?" diye bir tartışma sonrasında "Hem Doğuya hem de Batıya uzayacak" kararı verildi.
Havaalanı pistinden bahsediyoruz elbette.
Ve sonrasında ihalesi yapıldı pistin uzayacak olan kısmının.
İnşaat başladı ardından.
Milyonlarca ödenek ayrıldı.
Netice itibarıyla, pistin uzatılması tamamlandı.
Eskişehir böylelikle Ulaslararası standartta sahip bir Havaalanı pistine kavuştu.
Tam "Artık Büyük uçaklar da korkusuzca inebilir. Yeni yeni seferler başlayabilir" diye heveslenirken Mevcut Eskişehir-İstanbul seferleri bir anda kaldırıldı.
Artık uzayan ve Uluslararası standartta ulaşan pistten sadece Brüksel ve Umre uçuşlar yapılır oldu.
Hadi İstanbul seferlerinin kaldırılma nedenlerini doğru bulduğumuzu kabul edelim.
Sürekli olmasa bile başka güzergahlara seferler yapılamaz mıydı?
örneğin:
Eskişehir’den İzmir tam 5 saat...
Antalya’nın sahil yörelerine ulaşmak da en az 6 saat.
Bodrum ise 7-8 saat…
Kaldırılan İstanbul seferlerinin yerine haftanın bir-iki günü İzmir, Bodrum ve Antalya seferleri konulamaz mıydı?
Hem Yaz tatili hem de Ramazan ve Kurban bayramı tatili nedeniyle en az yaklaşık 30-40 Bin Eskişehirlinin bu illere gittiği düşünüldüğünde, konulacak seferler Eskişehirlilere büyük kolaylık sağlamış olsa fena mı olurdu?
Ne yazıktır ki dinleyen de olmadı bu istek ve öneriyi, değerlendiren de.
Halbuki bu yönlerde 3 ay yapılacak uçak seferleri, hem bu seferleri yapacak uçak firmalarını da ihya edecek, hem de Eskişehirlilere büyük bir kolaylık sağlayacaktı.
Olmadı…
Daha doğrusu yapmadılar.
Hatta üzerine dahi ciddi biçimde düşmediler

Ne diyelim?
Biz yine yapalım da önerimizi…
Ege ve Akdeniz’e, hiç olmazsa bahar ve yaz aylarını kapsayan 5 ay boyunca uçak seferlerinin başlatılmasını isteyelim.
Belki bir daha olur.
Ya da her zaman olduğu gibi bir başka bahara bırakılır.


.....


Eskişehir’de yaşananlar şimdi İstanbul’da yaşanıyor…


20 yıl boyunca Büyükerşen ile mecliste kavga etti Eskişehir’deki muhalefet görevini üstlenen iktidar partisi…
üstelik…
çoğu zaman kavga adabını bile bilmeden, çocukça yaptı bunu…
Sırf bu yüzden, her kavgadan bazen haklı bile olsa, haklılığını ispatlayamadan yenik çıktı.
-"Biz daha iyisini yapacağız" demesi gerektiği yerde, yapılanları kötüleyip madara oldu.
-Heykelleri ve Gondolları aşamayan bir eleştiri politikası üzerinden "mücadele ve muhalefet" yaptığını zannetti.
-Her seçim öncesi trafik ve ulaşımın kötü olduğuna endekslenen bir seçim stratejisinden ibaretti yaptıkları.
-"Bu adam bu kadar oyu nasıl alıyor?" diye bir tahlil yapma merak ve ihtiyaçları hiç olmadı.
-"Bize gelmeyen oylar nasıl oluyor da bu adama gidiyor?" diye bir kaygı sahibi de olmadılar…
-"Niçin bize inanmıyorlar da bu adamın söylediği her şeye inanıyorlar?" diye bir soru da akıllarına hiç düşmedi.
Sahip oldukları meclis çoğunluğuyla “Biz ne dersek o olur” havasını yaşadılar.
Mecliste, Büyükerşen’in getirdiği maddeleri ret etmeyi kudret bildiler.
Büyükerşen’in 80 Otobüs alıma isteğini önce ret edip, bir sonraki oturumda ‘100 tane otobüs alınsın’ teklifi gibi komik olayların içine düştüler.
Sırf Büyükerşen’in isteği ve görüşü olduğu için yeni Stadyumu Muttalip’e, yeni Gar binasını Şeker fabrikası arkasında bulunan alana yapmaktan vazgeçtiler.
Tamamlanmış gölet suyunu şehre getirecek boru hattına izin vermediler örneğin…
çevre kirliliği yaratan kurşun fabrikasının kalkmasına, belediyeye ait otopark ve mülklerin satışına karşı çıktılar
Mecliste kendisine 2-3 laf soktuklarını zannedip, “Nasıl gol attık” havasını yaşadılar bildiğiniz.
Ama gelin görün ki her seçim geldiğinde asıl golü atanın Büyükerşen olduğu gerçeğiyle 4 kez yüz yüze geldiler…
önceki gün Ekrem İmamoğlu’nun başkanlığını yaptığı ve AK Parti çoğunluğundaki İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis toplantısını izledik internet üzerinden.
Tıpkı Eskişehir Büyükşehir Meclisi’nde yaşananların birebir tekrarı gibiydi durum…
CHP’li başkan bir öneride bulunuyor, meclisin AK Partili çoğunluğu anında ret ediyordu.
Anlayacağınız üzere Eskişehir’de yıllardır yaşanan durumun tıpkısının aynısı, İstanbul’da şu günlerde yaşanmaya başlamıştı…


.....


Siyaset ne için!


Siyaset ne için yapılmalı?
Siyasetçi
Ya çeşitli menfaatler peşindedir…
Ya makam ve mevki duygusuna kapılmıştır…
Ya da şan ve şöhret peşindedir…
çoğunda “Her gün gazeteler benden bahsetsin’ eğilimi vardır.
Ama…
Aslına bakacak olursanız siyasetin hedefi insan sevgisi esas alınarak yapılacak hizmet olmalıdır…
Ne yazık ki, bizim ülkemizde siyaset “İnsan sevgisi ile hizmet” ten bir hayli uzaktadır.
Bunun yerine…
-“Ben merkezli” siyaset ön plandadır.
-Her türlü yeniliğe kapalıdır…
-Teslimiyetçidir örneğin.
-Nezaketten, zarafetten ve şahsiyetten epey uzaktadır.
-Belli bir birikim, belli bir donanım da gerektirmez.
O yüzden bu ülkede “İnsan sevgisiyle hizmet” etmek amacı ile siyaset yapılmaz.
çeşitli menfaatler elde etmek için yapılır.
Makam, mevkii elde etmek için yapılır…
Şan ve şöhret için yapılır.
Bunlar için yapıldığı içindir ki, siyasetçi gücünü hiçbir zaman halktan almaz.
Gücünü almadığı bir halka da hizmet etme gereği pek duymaz.
İçlerinde taşıyacakları belli bir insan sevgisine de gerek yoktur.

Zira…
İnsanların büyük bir çoğunluğu da kendilerinden farksızdır çünkü.
Güç neredeyse, o gücün yanında olmayı alışkanlık haline getirmiştir pek çoğu.
Kısacası…
Bu ülkede siyaset halk için kesinlikle yapılmaz.


....


Biraz da
gülmek lazım


Bir deniz yolculuğu sırasında, korkunç bir fırtına kopar ve gemi batar. Kazadan sadece bizim Temel, bir İngiliz ve bir Alman kurtulur. Issız bir adaya çıkarlar. Günlerden bir gün iyi huylu bir deniz perisi gelip;
– ‘Uzun zamandır sizleri izliyorum. Geminiz battıktan sonra burada çok acı çektiniz. İsteyin benden, ne isterseniz.’ der. İngiliz:
– ‘N’olur beni İngiltere’ye gönder, der. İngiliz hoop Londraya gitmiş. Alman:
– Beni de Almanya’ya lütfen, demiş. Alman  hoop Berlin’e. Sıra Temel’e gelmiş. Temel, düşünmüş taşınmış ve en sonunda dileğini söylemiş:
– O İngiluz ile Alman uşakları çok özledum. Onları yanıma getir!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi