1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Usta mantığıyla şehir ve ülke mi yönetilir?

Avrupa ülkelerinden hangisine giderseniz gidin bakın!
Ambulans 2 dakika geç gelsin, ya da talep edilen bir hizmet yerine gelmesin, o insanlar kıyameti kopartır.
-“Ben vergi ödüyorum. Vergimi de zamanında ödüyorum. Siz de bunun karşılığında talep edilen hizmeti anında yapacaksınız.” Diye bar bar bağırırlar.
Verdikleri verginin karşılığını anında almak isterler anlayacağınız.
Alamadıklarında ise bulabildikleri her yere şikâyette bulunup, işin peşini asla bırakmazlar.
O yüzden, sözünü ettiğimiz ülkelerde işler anında yapılır.
Hiç kimse yapacağı işi savsaklayamaz.
-“Aman! Bir ara gider yaparım” diyemez.
-“Ben vergimi ödüyorum kardeşim!” diyen birinin şikayeti bile yapması gereken işi anında yapmayana pahalıya mal olur.
Hatta işinden bile olur…
HHH

Bizim ülkemizde “Usta çalışma mantığı” diye bir uygulama vardır herkesin bildiği.
Evinizde, bahçenizde ya da iş yerinizde yapılması gereken bir iş vardır örneğin.
Bir usta gelir bakar fiyat çıkartır.
-“Şu kadar günde bitiririm” der…
çıkarttığı fiyatın bir bölümünü de peşin alır.
İlk gün gelir bir şeyleri yerinden söker.
Zannedersiniz ki yaptırdığınız iş çabuk bitecek.
Fakat ertesi gün göremezsiniz o ustayı.
Sonraki gün ve günlerde de…
Aradığınızda “Acil bir iş vardı” der geçiştirir.
3 günde bitecek iş 10 günde bitmez.
Perişan olursunuz…
HHH
İşte, bizdeki devlet işleri de “usta çalışma mantığından” farksızdır…
Devlete ve Belediyelere vergiyi peşin peşin veririz ama sıra iş yaptırmaya geldiğinde, karşımıza aynı usta mantığı çıkar.
Hakkınız olan hizmet ya başlamaz, ya da başladığında bitmez.
-“Ben vergimi veriyorum kardeşim! Karşılığında bu hizmeti tam ve zamanında almam lazım” demeye kalksanız “Ne yapalım vergi veriyorsan! Bir tek sen mi vergi veriyorsun” diye fırça yersiniz.
O yüzden…
Bizde devlet hizmetleri biraz usta mantığı çerçevesinde yürür…
Hizmet ya zamanında olmaz.
Ya hiç olmaz.
Ya da başlar ama tamamlanmaz.


.....


Geldiğimiz nokta…


“Nasıl gidiyor?” diye sorduğumuz bir dostumuz, “önce sana bir fıkra anlatayım. Sen durumdan vazife çıkar” diyerek anlatmaya başladı.
Seçim kampanyasında, "Her vatandaşımla tek tek ilgileneceğim" sloganını kullanan Temel, seçimi ezici bir üstünlükle kazanmış. Başkan olan Temel, bu sözünü tutmak için bir cezaevini ziyarete gitmiş. Mahkumlara sorular sormaya başlamış:
- Sen niçin buradasın?
- Kader kurbanıyım Sayın Başkanım, suçsuzum!..
Başka bir mahkuma sormuş:
- Sen niçin buradasın?
- Yanlışlıkla buradayım Sayın Başkanım, suçsuzum!
üçüncü mahkuma sormuş:
- Peki, sen niçin buradasın?
- İftiraya uğradım Sayın Başkanım, günahsızım!
Cezaevindeki son mahkuma kadar aynı soruyu soran Temel, hep aynı yanıtları almış:
- Suçsuzum Sayın Başkanım!
Aynı soruyu son mahkuma sormuş:
- Peki, sen niçin buradasın?
- Suçluyum, Sayın Başkanım, cezama razıyım!..
Temel sinirlenmiş ve cezaevi müdürüne emir vermiş:
- Atın bu adamı dışarı, içerdekilerin ahlakını bozacak!


.....


Hiçbir bilgi alamıyoruz…


Gündoğdu Mahallesi’nden Muzaffer Gül aradı.
Gündoğdu 1. Bölge Kentsel Dönüşüm projesinin ne zaman başlayacağına dair hiçbir bilgilerinin olmadığını söyledi önce.
Ardından da…
-“Sadece Kentsel Dönüşüm ile ilgili imza verdik. O günden bu yana bize herhangi bir bilgi verilmiş değil. Ne zaman başlayacak? Ne zaman bitecek? Hiçbir şey bilmiyoruz. En azından projenin başlayacağına ilişkin herhangi bir bilgimiz olsa, biz de buna göre bir hazırlık yaparız” dedi.
Umarız projeyi gerçekleştirecek olan belediye bu konuda Gündoğdu’da yaşayan vatandaşlara gerekli bilgiyi en kısa sürede verir.
Zira…
Süreç daha da uzarsa belirsizlik can sıkıcı hale gelebilir…


.....


Biraz da gülmek lazım


Karı koca sabaha karşı samimi bir yatak sohbetindeler,
-- “Ben ölsem yeniden evlenir miydin?” diye sormuş kadın,
-- “Yalnızlık zor” diye cevap vermiş adam, “Sanırım evlenirim.”
Bu kez
-- “O zaman bu evde mi yaşardınız?” diye gelmiş ikinci soru.
-- “Evimi seviyorum. Başka bir yerde yaşayamam ki?” demiş adam.
-- “Bu yatakta mı yatarsınız?” sorusuna
-- “Mmmm, çok rahat bir yatak bu.. Sanırım bunu kullanırız” cevabını vermiş adam.
-- “Onun benim arabamı da kullanmasına izin verecek misin?” diyerek hafiften sertleşmiş kadın,
-- “Yok aşkım, olur mu hiç?” demiş adam sırtını dönerken,
-- “O düz vites arabayı hayatta kullanamaz ki..”


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi