1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Böyle de bir kitle var karşınıza ikide bir çıkan...

 


 


“Ekonomi hiç iyi değil. İşyerleri bir bir kapanıyor” diyorsunuz…


 


Karşınızdaki anında itiraz ediyor:


 


-“Sen öyle diyorsun ama bak her mekan ağzına kadar dolu. Madem ekonomi kötü bu insanlar bu mekanları niçin dolduruyor?” diye soruya soruyla cevap veriyor.


 


xxx


 


“İşsizlik had safhada. ülkenin gençlerine yazık oluyor” diyorsunuz…


 


Karşınızdaki anında itiraz ediyor:


 


-“sen öyle diyorsun ama bak Organize Sanayi’de adamlar işçi arıyor ama bulamıyor. Bence işsizlik yok. İş beğenemezlik var” diyor.


 


xxx


 


-“hayat çok pahalı hale geldi. Pazara-markete çıkılmaz oldu. Peynirin kilosu bile 20-30 lira” demeye kalkmayın sakın!


 


Karşınızdaki hemen itiraz ediyor.


 


-“Sen öyle diyorsun ama pazarda fiyatlar oldukça ucuz. Domates bile 1,5 lira. üstelik 5 liraya da peynir var. Git ondan al” diyerek, süt tozundan yapılan peyniri örnek gösteriyor.


 


xxx


 


“Alım gücü düştü ama” diyorsun, “Gidip en pahalı telefonu alma o zaman” diyor.


 


“Otomobilin iki katı vergi ödüyorsun” diyorsun, “İkinci el kullan” diyor.


 


“Her gün zam geliyor” diye yakınıyorsun, “Gelecek tabi. Dünyada böyle” cevabı veriyor.


 


“Akaryakıta bu kadar zam mı gelir” dediğinde, “Ne yapalım petrolün varil fiyatı yüksek” diyor.


 


“Döviz çok yükseldi” demeye gör, “senin dolarla işin ne?” diye cevaplıyor.


 


Kısacası…


 


Neden yakınırsanız yakının, mutlaka söylediğinizin tersini söyleyen bir kitle çıkıyor karşınıza…


 


En sonunda sinirlenip “Ne yani! O halde her şey dört dörtlük mü ülkede?” diye çıkışıyorsunuz…


 


Bazıları “O kadar da değil. Elbette aksayan yönler mutlaka var” diyor…


 


Bazıları ise aynı inat ve kararlılıkla! “Her şey dört dörtlük. Hiçbir sıkıntı yok. Sen iktidar ve AK parti düşmanısın. Sanki eskiden Türkiye dört dörtlüktü” diyor iyi mi?


 


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Mars da neymiş!


 


Bilin adamına soruyorlar “Niçin mars’a gitmeliyiz?” diye…
-“çok basit” diyor bilim adamı…
1- Dinozorları yok eden meteorlar dünyamıza yine çarpacak. Tavşandan büyük her şeyi öldürecek. İnsan nüfusu yok olacak. Bunun olmaması için başka bir gezegen bulmalıyız. Bunun için en uygun gezegen ise Mars.
2-Bilim çok yavaş ilerliyor. Hatırlanacağı üzere bilimde en büyük gelişme, insanoğlunun ay yolculuğuna hazırlık döneminde gerçekleşmiştir. Mars’a gidilmesi fikri bile bilimde büyük bir sıçrama yaratacaktır. Bilimin buna ihtiyacı var.
3-Dünya yıprandı. Kendini toparlaması için buradan gitmemiz, Mars’ı da yaşanabilir bir gezegen yapmamız için yine buradan gitmemiz gerekiyor…
Mars’a gidilmesi gerektiğinin çok basit ve anlaşılır gerekçeleri bunlar…
Oralarda bir yerlerde insanlar Mars’ı, Mars’a yapılacak seyahat ve yerleşmeyi konuşuyor.
Hiç düşündünüz mü?
Biz Eskişehir’de ve Türkiye’de neyi konuşuyoruz?


 


Biz söyleyelim:


 


örneğin 40 yıldır Eskişehir’in demiryolu ile liman bağlantısının yapılmadığını konuşuyoruz.


 


Havaalanımız olmasına rağmen, buradan hiç olmazsa yaz aylarında Akdeniz ve Ege’ye uçak seferlerini bir türlü yapamadığımızı konuşuyoruz.


 


Eskişehir’e bir tane alternatif çevre yolu yaptıramadığımızdan dem vuruyoruz…


 


Mars da neyin nesiymiş!


 


Biz ülkenin en verimli tarım arazilerinin üzerine Termik santral yapmayı konuşuyoruz!


 


 


 


......


 


Delege…


“Hadi ben partide çalışayım, delege olayım” diyemiyorsun…
Birilerinin seni “delege seçilecekler” listesine alması lazım. Ancak o zaman delege olabiliyorsun.
Zira…
Liste partinin üyelerine veriliyor ve  “Bu verdiğimiz insanları delege seçeceksiniz” deniyor.
Birilerinin sizi listeye almasıyla delege oldunuz diyelim…
İl ve İlçe başkanlarının belirleneceği kongrede oy kullanacaksın ya.
öyle istediğin adama gidip oy veremiyorsun…
Yukarıdan birileri tarafından belirlenmiş, muhtemelen de tek olan isime gidip oy vermek zorundasın.
öyle, “Ben bu adamı sevmiyorum. Kongreye ne giderim ne de oy kullanırım” falan da deme hakkın yok.
çünkü…
Sandıkta oy kullanmayanların ismi kabak gibi çıkıyor ortaya ve bunun hesabı  “Madem oy kullanmayacaktın niçin delege oldun?” diye soruluyor.
Delegesin delege olmasına ama amiyane tabir ile söylerler ya “Kedi kadar yolun yok” diye. İşte aynı o konumdasın.
Partinin meclis üyelerinin belirlenmesinde kimse sana bir şey sormaz.
Partinin Belediye Başkan adayları belirlenir, senin haberin dahi olmaz.
Partinin Milletvekili listesi yukarıda hazırlanır, senin ruhun duymaz.
Partinin genel başkanı seçilir, sen yine gidip, istemesen de, sevmesen de, onaylamasan da oy vermek zorunda kalırsın…
Sonuç olarak…
Adın delege olur ama partinin en etkisiz elemanı olmuşsundur artık.


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi