İktidara yakın Yeni Şafak gazetesi “Bugün seçim olsa” diye yayınladığı bir anket var…

öylesine kafadan yapılmış bir anket ki, partilerin aldıkları oylar alt alta bile toplanma gereği duyulmamış.

Zira…

Partilerin oy oranları toplandığında yüzde 104.9 çıkmış.

Sonucun sosyal medya üzerinde geyiği yapılınca Yeni Şafak gazetesi bir yanlışlık olduğunu söyleyip, düzeltilmiş şekliyle ikinci kez yayınlamış anket sonuçlarını.

Fakat bu kez de partilerin oy oranları yüzde 99,4’de kalmış…

Yani…

Gazete, sözde yapılan ankette bir türlü yüzde 100’ü tutturamamış…

Anlayacağınız…

İktidara koşulsuz destekte sınır falan kalmadı…

Ne diyelim?

Ben iktidarın yerinde olsam, yayınladığı iki ankette de çok basit olan yüzde 100 oranını bile tutturmayı başaramayan bir yandaşımın, sağlamak istediği destekten dolayı korkar,  ürperirim!

Ben iktidarcın yerinde olsam “Hey senin yaratacağın algıya! Hay senin bana vereceğin desteğe! Sen kendini çok akıllı zannedip, milletin de zekasıyla alay mı ediyorsun?” der, “senin gibi yandaş düşman başına” diye beddua ederim…

İktidarın yerinde olsam var ya, kafadan ve masa başında bile anket sonucu yapamayıp, yüzde 100’ü tutturamayan bu yandaşlarıma “siz ne olur gidin CHP’yi, İYİ Partiyi falan destekleyin” diye zorlarım…

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Bürokratın son durağı, öğrencinin dönüp dolaşıp gediği…

çeşitli vesilelerle tanıştığımız kişilerin Eskişehir’e bürokrat olarak tayin olup geldiğini ve emekli olduktan sonra Eskişehir’e yerleşme kararı verdiğini öğreniyoruz…

Yine…

çeşitli vesilelerle tanıştığımız kişilerin, Eskişehir’de üniversite eğitimi gördüğünü, mezun olduktan sonra Eskişehir’e yerleştiklerine tanık oluyoruz…

Bu enteresan bir durum aslında…

Eskişehir, Ulaşım konusunda önemli bir geçiş noktası.
Tabii bu söylediğimiz seyahatler için geçerli.
Bürokratlar için ise Eskişehir, adeta "Son durak" konumunda.
Eskişehir, üzerinde barındırdığı özellikleri itibarıyla Türkiye'nin her yerinde görev yapan bürokratlar için tercihli illerin başında geliyor.
Belki de ilk sırada…
İstanbul'un pahalılığı, Ankara'nın karmaşıklığı, İzmir'in uzaklığı, Antalya'nın sıcaklığı hesap edildiğinde, saydığımız illerin tüm özelliklerini içinde barındıran Eskişehir, bürokrasinin de gözbebeği konumunda.
İşte bu yüzden, Eskişehir'e atanmalarda büyük torpiller işliyor.
Dahası…
Eskişehir'den tayini çıkan eğer emekliliğini hak etmişse, basıyor emekliliği ve yerleşiyor Eskişehir'e.
Eğer, emekliliği dolmamışsa…
çaresiz büyük bir üzüntüyle gidiyor Eskişehir'den.
Hem de aklı Eskişehir'de kalarak.
Anlayacağınız…
Eskişehir, özellikle bürokratlar için adeta son durak vaziyetinde.
Hiçbir bürokrat, belki de başta şüphe ile geldikleri bu kentten, bir daha kopmak istemiyor.
Birçoğu, daha görevdeyken ilk iş olarak bir daire satın alıp yerleşme kararı veriyor.

xxx

Benzeri bir durum Eskişehir’de üniversite eğitimi gören öğrenciler için de geçerli…

Pek çok öğrenci mezun olduktan sonra ya memleketlerine ya da Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük illere iş bulup çalışmak için gidiyor.

Fakat…

Pek çoğu Eskişehir’e geri dönüyor ve yerleşiyor…
Kısacası…
Eskişehir'in üzerinde taşıdığı pek çok kimlik mevcuttu.
Şimdi bir de bunlara “Bürokratların son durağı, öğrencilerin de dönüp dolaşıp geri döndüğü şehir” kimliği eklenmek üzere…

.....,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Kimse kalkıp bunu söylemesin!

-Genel başkan, kendisine muhalefet etmeyecek Milletvekili isterse…

-Milletvekili, kendisine muhalefet etmeyecek İl Başkanı isterse…

-Belediye Başkanı, kendisine muhalefet etmeyecek il başkanı ve Milletvekili isterse…

-İl Başkanı, kendisine muhalif olmayacak yöneticiler isterse…

-Milletvekili, kendisine muhalefet etmeyecek Belediye Başkanı olmasını isterse…

-Belediye Başkanı, Mecliste kendisine muhalefet etmeyecek, her söylediğini kabul edecek ve elini “Kaldır” dediğinde kaldırıp, “İndir” dediğinde indirecek meclis üyeleri isterse…

-Her Meclis üyesi, Belediye Başkanının en birinci adamı olmak isterse…

-Parti yöneticileri, kendisini her kongrede kayıtsız şartsız destekleyecek delegeler isterse…

-Parti delegeleri, kendilerine her seçimde oy verecek parti üyeleri isterse…

-Her parti üyesi, kendi isteklerini anında yerine getirebilecek Milletvekili, Belediye Başkanı, il Başkanı, parti yöneticisi ve meclis üyesi isterse…

Siyasette herkes, kendisine tabi olacak, sözünden çıkmayacak, kendi koltuğu için tehlike yaratmayacak insanları isterse…

Kimse kalkıp partilerinde demokrasi olduğunu falan söylemesin…

………………………………………….

Biraz da gülmek lazım…

Bizim Temel uluslararası ekonomi toplantısına katılır... Toplantıda devletin topladığı vergilerin ne şekilde dağıtıldığı tartışılıyor.Konuşmacılardan biri Amerikalı, biri Avrupalı, biri de Temel..

Amerikan vatandaşı söz alır:
-Bizim Amerika'da önce yere bir çizgi çizeriz ve sonra topladığımız vergileri havaya atarız... çizginin soluna düşen paraları halka hizmet olarak geri veririz, sağ tarafta kalan devlete kalır, yatırım yaparız...
Derken Avrupalı söz alır ve:
- Bizim Avrupa'da başka ama ona benzer bir uygulama yaparız... önce yere bir daire çizeriz... Halktan toplanan vergileri havaya atarız. Dairenin dışında kalan halka hizmet olarak geri döner, dairenin içine düşenleri devlet harcamalarına kullanırız...

Sıra bizim Temel'e gelir ve başlar anlatmaya:
- İnanun bizum öyle bir uygulamamız yok... Bizde bu iş  daha kısa oluyi...

Bi kere öyle yere çizgi çizmezuk... Bizde hükümet halktan toplar vergileri... Atar havaya. Yere düşenleri kendilerine harcama yaparlar... Havada kalanlar halka hizmet olarak geri döner...

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Biraz müsaade…

Gündemden kopmamak, okuyuculardan uzun süre ayrı kalmamak nedeniyle uzun uzadıya tatiller yapamıyoruz…

Ancak…

Zaman zaman da tatil ihtiyacı hissetmiyor değiliz.

En azından, birkaç günle sınırlı da olsa ortam değişikliği gerekiyor.

Kısa bir tatil nedeniyle birkaç gün birlikte olamayacağız.

Umarım bunu anlayışla karşılarsınız.

Yeniden görüşmek dileğiyle ve müsaadenizle…