1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

"Hayatta olmaz" falan demeye kalkmayın, mahcup olursunuz...

-Anavatan Partisinin genel başkanlığını yapan ve genel başkanlığı sırasında yeni kurulan AK Parti’yi eleştiren Erkan Mumcu, eleştirdiği AK parti’ye geçti ve Kültür bakanı oldu…
***
-HAS Parti’nin genel başkanlığını yapan ve genel başkanlığı sırasında AK parti’ye en ağır eleştirileri yönelterek, muhafazakar kesinde AK Parti’ye en büyük muhalefeti gerçekleştiren Numan Kurtulmuş, eleştirdiği AK parti’ye geçti. Geçtiği partide Bakanlık da yaptı, Genel başkan yardımcılığı da…
***
-Demokrat parti’nin genel başkanlığını yapan, genel başkanlığı döneminde zehir zemberet açıklamaları ile AK parti hükümetine ve Erdoğan’a en sert eleştirileri yönelten Süleyman Soylu, eleştirdiği AK parti’ye geçti. Geçtiği partide hem parti yöneticiliği yaptı hem bakanlık…
***
-CHP’nin genel başkandan sonra en etkili koltuğu olan Genel sekreterlik koltuğuna oturmuş bir isim olan Ertuğrul Günay, kurulduğundan beri AK partiyi eleştiren bir isimdi. Eleştirdiği AK parti’ye geçti ve kabineye girerek kültür bakanlığı yaptı.
HHH
-CHP’li Savcı sayan AK parti’yi en çok eleştirenler içindeydi. AK parti’ye geçti, şu anda AK parti Ağrı Belediye başkanı…
***
-AK partinin kurucuları arasında yer alan, hem Başbakan yardımcılığı hem de bakanlık yapan Abdüllatif Şener, partisinden istifa edip CHP’ye geçti.
***
-AK Parti’nin hem genel başkanlığını hem de AK parti hükümetinin Başbakanlığını ve bakanlığını yapmış olan Ahmet Davutoğlu, partiden istifa edip kendi partisini kurdu.
***
-AK partinin kurucuları arasında yer alan ve hem başbakan yardımcılığı hem de bakanlık yapan Ali Babacan AK partiden istifa edip, kendi partisini kurdu.
***
-AK parti’ye kuruluşundan itibaren 12-13 yıl boyunca en sert muhalefeti yapan, Erdoğan’dan eninde sonunda hesap soracağını her fırsatta dile getiren MHP lideri Devlet Bahçeli, daha söyledikleri unutulmamışken AK Parti hükümetinin ve cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en büyük destekçisi oldu.
***
Gerçekleşen bu olayların tümünün önceden olacağı söylense, bunun olacağına  hiç kimse inanmazdı.
Yani…
AK partili önemli isimlerin CHP’ye geçeceğini, CHP’li etkin isimlerin AK partili olacağı…
Hatta…
Erdoğan’ın yanında siyaset yapanların Erdoğan düşmanı, Erdoğan düşmanlarının Erdoğan ile birlikte hareket edeceğine hiç kimse ihtimal vermezdi.
Ama süreç içinde hepsi bir bir oldu…
***
Şimdi herkes, gerek Bahçeli’nin daveti gerekse Erdoğan’ın bu daveti onaylaması üzerine “İYİ Parti AK parti ile MHP cephesine katılır mı?” sorusuyla, “CHP’nin milletvekilliği ve Cumhurbaşkanı adaylığını yapmış Muharem İnce, CHP’ye karşı bir parti kurar mı?” sorusunun cevabını merak ediyor…
Diyeceğimiz şu ki; yukarıda sıraladığımız her bir olay, “siyasette olmayacak hiçbir şey yok” sözünü ispatlayan örnekler…
O yüzden…
“Kesinlikle olmaz” dediğiniz her şey olduğuna göre, sakın ola siyaset ile ilgili yorum yaparken “Hayatta olmaz” falan demeye kalkmayın…
Mahcup olursunuz!


.....


10 kat daha fazla!


öncelikle şunu söyleyim…
Salgın ile ilgili olarak açıklanan hasta, ölüm ve iyileşen sayısının doğru olduğuna inanmıyorum.
Kaldı ki…
Aynı konuda tüm devletlerin açıklamış olduğu rakamların gerçeği yansıttığını düşünmüyorum.
Test sayısı yükseltilirken, hasta, iyileşen ve ölen sayısının düşük gösterildiğini tahmin ediyorum.
Doğrusunu söylemek gerekirse, tüm ülkelerin yaptığı gibi, ekonomik kaygılar nedeniyle bizim ülkemizin de bunu yapmakta son derece haklı olduğunu düşünüyorum.
O yüzden…
Açıklanan hasta sayısının gerçekte 10 kat daha fazla olduğunu düşünüyorum.
Zaten…
Konuştuğum konuya yakından ilgili olan insanlardan da edinmiş olduğum bilgi bu yönde.
O halde yapılacak tek şey olduğuna inanıyorum.
Madem açıklanan hasta sayısı 10 kat daha fazla, o halde almam gereken tedbirin de 10 kat daha fazla olması gerektiğine inanıp, öyle hareket etmem gerektiğini düşünüyorum.
Ne diyeyim?
Umarım herkes iş işten geçmeden benim gibi düşünür…
***
Yukarıdaki metni yakın bir dostumuz göndermiş…
Umarız, kendisinin de dediği gibi herkes kendisi gibi düşünüp, kendisi gibi önlem alır…


.....


Daha yaşanabilir kent olmak için


-Adam kullandığı aracı yol üzerinde öyle bir yere koyuyor ki, koca yolun trafiğe kapanıyor olması umurunda bile değil…
-Adam kullandığı araçla kaldırımda yürüyen insanların yanından öylesine hızlı geçiyor ki, kaldırım kenarında biriken suyu sıçratarak, insanları tepeden tırnağa ıslatması derdi bile değil.
-Adam kullandığı araçla yaya geçidine öyle bir hızla geliyor ki, geçitten karşıya geçmeye çalışan yaya canını zor kurtarıyor. Bir de üstüne üstlük okkalı bir küfür yiyor.
-Adam kullandığı aracı AVM otoparkının kapısına yakın olsun diye göz göre göre getirip, engelliler için ayrılan yere bir güzel koyuyor. Uyardığınızda neredeyse “Ne olacak canım. Onlar da biraz yürüyüversin” diyecek.
-Adam öküzlüğe öyle alışmış ki,  ışık yanar yanmaz önünde araç olmasa dahi varmış gibi kornaya basıyor uzun uzun.
-Adam sicim gibi yağmurun yağdığı bir ortamda kavşağa öyle bir geliyor ki, bırakın o yağmurda karşıya geçmeye çalışan çoluk çocuk ve kadınlara yol vermeyi, neredeyse vatan haini ilan edecek.
-Adam kullandığı aracını kaldırım üzerine park edip gidiyor.
-Adam bisiklet ve motosikletini yaya yolu üzerindeki en yakın ağaca bağlayıp, yaptığı gayet normalmiş gibi davranıyor.
-Adam tramvay yolunu kendine ayrılmış yol gibi kullanıyor.
-Adam kullandığı araçla kırmızı ışık nedir bilmiyor.
“Adam” diyoruz ama yukarıda saydıklarımızı yapanların adamlık ile alakası yok.
***
Bir şehirde olması gereken tek şey insandır…
Kentte yaşayan insanlarda bulunması gereken 3 önemli özellik, yani Sevgi-Saygı-Hoşgörü olmalıdır.
Bu 3 önemli özellik, yaşam kalitesini doğurur.
Yani…
Yaşanabilirlikten ziyade yaşam kalitesinin olup olmadığıdır önemli olan.
Yaşam kalitesinin olup olmadığının en önemli göstergesi de, o şehirde yaşayan mutlu insanların sayısının çokluğudur.
Sonuç olarak:
Eskişehir yaşanabilir bir kenttir ama yukarıda saydıklarımızı yapmayanların sayısı ne kadar az olursa, bu şehir daha da yaşanabilir bir kent olur…


.....


BİRAZDA GüLMEK LAZIM


Adam barda dublelerle içki içip sonunda gömleğinin önüne kusunca:
— Eyvah! Karım bunu görünce canıma okuyacak!!
Barmen:
— Merak etme, bir fikrim var. Koy gömleğinin cebine 20 dolar, karına bara gittiğini, yanına oturan adamın kazara üzerine kustuğunu, özür dileyerek temizleme parası olarak da 20 dolar verdiğini söyle!
Adam bu fikre bayılmış ve dönmüş evine.Gömleğinin önünü gören karısı delirmiş tabii.. Adam da barmenin senaryosunu anlatarak yanında oturan adamın kendisine temizleme parası olarak 20 dolar verdiğini söylemiş ve uzatmış ön cebindeki parayı…
Uzatılan parayı gören karısı:
—Dur, ama burada 40 dolar var !
Adam başını öne eğerek:
—Şey, o herif bir de altıma kaçırdı!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi