AK partinin üye takıntısı

AK parti’de bir üye sayısı takıntısı var…

-“çok üyem olsun” istiyor.

Aynı takıntı, geçmişin Refah Partisi’nde de vardı.

Hatta…

Parti genel başkanı olan Necmettin Erbakan bir açıklamasında “üye sayımız, seçmen sayısının yarısını aştığında direkt iktidara geleceğiz. Seçim falan yapmamıza gerek kalmayacak” demiş, bu açıklaması o dönem siyasette espri konusu haline gelmişti.

Şimdi, üye sayısıyla ilgili aynı çaba AK parti’de sürüyor.

Parti üye sayısını arttırmak için kampanyalar bile düzenler hale geldi.

öyle ki;

Partiye üye olacaklara Cumhurbaşkanlığı külliyesinde bir gün geçirme vaadi dahi veriliyor.

Halbuki üye sayısının partilere psikolojik etkiden başka kattığı bir şey yok.

Kaldı ki…

Gönlünden geçtiği için değil de, Saray gezmek için partiye olanların da, aslında o partiye katacağı bir şey yok!

Neticede…

üye sayısının fazla olmasının psikolojik faydası mutlaka vardır.

Umarız seçimde üye sayısının altında oy alınmaz…

çünkü…

üye sayısının altına düşen oy sayısı, o psikolojik faydayı psikolojik felakete dönüştürüverir…

.....

Heryer başkan ama biz hala iyi yönetilemiyoruz…

Adıyaman Vali Yardımcısı otobüsle Ankara’ya gidiyormuş.

Vali yardımcısının en büyük özelliği; çok su içmesiymiş.

Otobüs Adıyaman’dan hareket edeli on dakika kadar olmuş veya olmamış, otobüsün muavinine işaret ederek bir su vermesini istemiş.

Muavin de suyu getirmiş.

Aradan geçen bir on dakika sonra yine işaret yine su, bir on dakika sonra yine aynı.

Derken otobüs Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesine gelmiş. Aradaki 60 km lik yolda vali yardımcısı 5-6 defa su istemiş. Gölbaşı’ndaki yarım saatlik moladan sonra hareket edilmiş ve on dakika sonra Balkar beldesi civarına geldiklerinde Vali yardımcısı yine işaret ederek:

- “Bir su verir misiniz?” Demiş.
Adıyaman’dan bu yana su vermekten bıkmış olan muavin:
- “Bu ne babam? Kelle mi yedin? Adıyaman’dan çıktık çıkalı, su...su... su... Yok bitti, arabada su kalmadı!” Deyince, Vali yardımcısı:

- “Terbiyesiz herif! Sen benle nasıl konuşuyorsun? Ben Vali Muaviniyim”, diye tepki göstermiş adama.

Bizim otobüs muavini gayet rahat bir şekilde cevap vermiş:

- “Ne yapalım yani!, ben de bu otobüsün muaviniyim!”

xxx

Vali Muavininin, Otobüs muavinini bulabileceği tek yer otobüs…

Başka yerde pek denk geleceklerini zannetmiyoruz.

Ancak...

Yaşamın her aşamasında denk geldiğimiz, sayıları bir hayli fazla olan başka bir unvan var ki; İsmine “Başkan” deniliyor.

Parti başkanı, Belediye Başkanı,Oda Başkanı, Dernek başkanı,. Kooperatif başkanı, STK başkanı, Apartman başkanı vs.

O kadar çok ki sayıları…

10 kişiden sorumlu olanı da,100 kişiden, Bin kişiden, on birlerce, hatta yüz binlerce kişiden sorumlu olanı da ve 81 milyondan sorumlu olanı da aynı isimle, yani “Başkan” olarak anılıyor.

İlginçtir; eskilere bile, başkanlığı bitmesine rağmen “Başkan” olarak hitap ediliyor.

Hatırlıyorum da; bir zamanlar, Türkiye’de her 12-13 kişiye bir başkan düştüğü yapılan araştırmayla çıkmıştı ortaya.

Hatta…

Bir topluluğa yönelik “Başkanım” diye seslenildiğinde, o topluluk içinden en az 4-5 kişinin dönüp “Efendim” diye tepki vermesi espri konusu olmuştu.

xxx

Sonuç olarak söylemek istediğimiz şu;

Türkiye’de gün gelir her şeyin sıkıntısı çekilir ama Başkan sıkıntısı asla çekilmez…

öte yandan…

Bu kadar çok başkan’a rağmen hala hiç iyi yönetilmiyor olmamız, tez konusu olsa yeridir!

öyle ya;

Bu kadar çok başkanın olduğu bir ülkede, yönetimlerden kaynaklı hiçbir zafiyeti yaşamamamız gerekmiyor mu?

.....

Bugün güncellense ne olur?

En son 5 yıl önce yapılmış mesleklerin kamuoyundaki itibar listesi…

Artık kaç kişiyle konuşulduğunu, kaç veri üzerinden yapıldığını bilemiyoruz.

Mutlaka vardır ama biz ulaşamadık söz konusu araştırmanın veri dışındaki bilgilerine…