4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

GÖRSEL SANATLAR

                                     
          Avrasya AVM’ de, açılan Engelsiz Yaşam Bağımsız Gelecek İçin üreten çoçuklar Sergisini, gezerken, her seviyedeki, engelli insanalrımız için,  Görsel Sanatların (Resim ve İş), çalışmalarının, ne kadar önemli olduğuna, bir kez daha tanık olduk.
             Sergide, engelli kızımız, Sayın İlayda KAYA’ nın, çalışmaları, dikkat çekti. Eserlerini,   anlatırken, hazzı yüzü ve sesine yansıdı. Kız Meslek Lisesi’ nin, yiyecek ve içecek bölümünü de bitiren, Sayın İlayda KAYA, her engelli insanımıza, örnek teşkil edecek, azim,heyecan, sabır, başarma gibi meziyetlere de sahiptir.
             Sayın İlayda KAYA’ nın, anne ve babasının, ilgisi gösteriyor ki, engelliler dünyasında, babalar, özellikle de anneler, en büyük rehberdir. çünkü onları, dinleyen ve hissettiklerini de anlayan, kişi/kişilerdir onlar. Ayrıca engelli bir çocuğa, sahip baba ve annelerin, her biri, birer isimsiz kahramandır.
                 Sergide, eserleri ve Atatürk Eğitim Parkı  Ali Numan Kıraç Etkinlik Merkezi' ndeki, bu alandakiçalışmaları izlerken, görsel sanatlaral uğraşan insanların, özellikle de çocuk ve  engelli insanlarımızın, yaşamla bütünleştiklerine,yaşamayı sevdiklerine, çevresine ilgi duyduklarına, sorumluluk alıdıkalarına da tanık olduk..
             İnsan, özellikle de öğrenciler, algı, beceri ve yaratıcı gücünü, çizgi ve renklerle ifade ederken, göz-el koordinasyonu başarıyla sağladıklarını, kendine göre, yeni kişiler, nesneler, figürler başarıyla, nasıl çizdiklerine de tanık olduk.
              Aslında  görsel sanatlar, insan, özelliklede eçocuklar için, bir iletişim ve kendini ifade etme aracıdır. Kullandığı renklerle, çizdiği çizgilerle iç dünyasını kağıda yansıtır. Onları rahatlatır. duygularını ve enerjilerini kağıda dökerler.
              Her yaştaki insanlar, istek, özlem, hayal, korku, endişe, merak gibi düşünce ve hisleri resim aracılığıyla dışa vurulur. çocukların resim yapmasının temelinde istek duymayla beraber, beğenilme ve haz alma amacı yatar.
               Görsel santlarla uğraşan insanlar, özellikle çocuklara, müdahale edilmemeli. çünkü görsel sanat insan özellikle de  çocuğun,  içselliğini simgelerle ifade etme süreci olup, insanın, düş gücünü geliştirici, bir işleve de sahiptir.
             Ne var ki Milli Eğitim Bakanlığı, öğrenciler gibi düşünmüyor. ülkemizde her dereceli okullardaki haftalık ders çizelgesinde, “RESİM” dersi seçmeli olarak yerini aldı.
               Oysa Resim dersi, bir ifade dersidir. Türkçe dersi, kadarda önemlidir. Neden bilinmez, yıllardır ülkemizde, bir kesim resim dersine ve bu alandaki sanata karşı tepkilidir. Yasaklamak veya etkinliğini azaltmak içinde her fırsatı en iyi şekilde değerlendiriyorlar.
              Adalet İlkokulu’nda, görevli olduğum yıllarda, Japonya’da iki kardeş okulumuz vardı. Bu okullarda, “RESİM” dersi olmazsa olmaz konumda idi.  çünkü, Japon okullarında “RESİM” ve “YAZI” önemli bir yer tutar. Japon insanının eğitim düzeyini gösteren önemli bir göstergedir. öğretmenler, öğrencilerini, tanımayı ve değerlendirmeyi, yazı   yaptıkları resme ve fırça darbelerine bakarak, ruhsal gelimini izleler. Kişinin yazısının ve fırça darbelerinin, bir ayna gibi ruh yapısını yansıttığına da inanırlar.
              Dünyada, resim ve iş çalışmalarının,  önemi ortada iken, Milli Eğitim Bakanlığı her iki derse de, niçin yeteri kadar önem vermiyor bilinmez ama,  Resim dersinin seçmeli olması  ülke ve özellikle de insanımız açısından, hiçte olumlu bir karar değildir.
              Aslında resim dersi de bir ifade ve beceri dersidir.  çocuklarımız, gözlem, izlenim, duygu, düşünce ve heyecanlarını,“RESİM” ve “FIçA DARBELERİ”  hatta “RENKLERLE” ile ifade ederler. Kendi kendilerini tanırlar. Gizli güç ve yeteneklerini keşfederler.
              Resim dersi, bir takım temel becerileri kazandırmakla beraber, insanımızn ve özellikle de çocuklarda düşünce ve duyguyu da geliştirir. Düş kurmalarına da yardımcı olur. Düşler ise güzellikleri yaratmanın ilk adımıdır..
             Nitekim Dalai Lama’nın, dediği gibi,”GüZEL BİR BAHçE DüŞLENMEDEN, BAHçE SAHİBİ OLUNAMAZ” demiştir.
             Resim yapmak, insanımızın, bilhassa da öğrencilerin, serbest zamanlarını, en iyi şekilde değerlendirme, zararlı akımlardan koruma.  En önemlisi de İnsanımızın ruh sağlığı açısından da önemli bir uğraştır.
            Milli Eğitim Bakanlığı, Sosyal Bilimler ve Güzel sanatların, temel derslerini, seçmeli yaparak, Okullarda “EĞİTİM” olgusuna zarar vermiştir.. çünkü Eğitim, sosyal etkinlik  içinde verilir. Nitekim Almanya’da ve gelişmiş diğer ülkelerde, okullara,”HER DERS BİR SOSYAL ETKİNLİKTİR” ” felsefesi hakimdir.
               Milli Eğitim Bakanlığı, göresel santlarla ilgili kararını veya  Eğitim sistemi içindeki yerini ve değerini bir kez daha gözden geçirmelidir. çünkü Resim dersi, her seviyedeki insanımızın,  ruh sağlığı ve sektörler için, önemli bir unsurdur.  Bu gerçeği göz ardı etmek, insanımıza ve ülkemize, karşı yapılmış ve telafisi de olmayan bir yanlışlıktır.         
             Nitekim Büyük önder ATATüRK,” Güzel sanatlarda, muvaffak olmak, bütün inkilaplarda başarıya ulaşmak demektir. Güzel sanatlarda, muvaffak olamayan milletler, ne yazık ki, medeniyet alanında, yüksek insanlık sıfatıyla, yer almaktan ilelebet mahrum kalacaklardır.” demiştir.
























Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi