4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

KÜRESEL ISINMA VE AĞAÇLANDIRMA

 


             Orman Bölge Müdürlüğü’ nün, Kaymaz’ daki, ağaçlandırma sahasına gezerken


Küresel ısınma ve iklim değişikliği, tehlikesine karşı uluslararası düzeyde yapılan mücadeleyi hatırladık ve ülkemiz ve Eskişehir açısından da umutlandık. çünkü ülkemiz, küresel ısınmanın zararlı sonuçlarını, ilk ve en şiddetli şekilde yaşayacak, ülkelerden biri olacaktır.


            Küresel ısınmada, “ORMANLAŞMANIN” nın önemi göz ardı edilmeyecek derecede önemlidir. çünkü;  bilimsel araştırmalara göre, bitkilerin fotosentez yoluyla, karbondioksit gazını bünyesine hapseder ve kimyasal tepkimelerle organik maddelere dönüştürerek tutulmasını sağlar. Ormanlar ise bitki türleri arasında, karbondioksit tüketimini, büyük oranda gerçekleştiren bitki topluluklarıdır


            Yetişkin normal bir ağaç, bir saatte ortalama 2.3 kg karbondioksiti bünyesine alır, fotosentezle 1.7 kg oksijen üretir. Bu da ağaçlandırmanın küresel ısınmayla mücadelede en etkin yöntemlerden biri olduğunu ispatlamaktadır.


            TEMA Vakfı, yaptığı ağaçlandırma çalışmaları çerçevesinde, 15 yılda 4 milyonu aşkın fidanın ve 600 milyonu üzerinde meşe tohumunun toprakla buluşmasını sağlamıştır. Ağaçlandırma çalışmaları sonucunda yaklaşık 100 yıl sonra, toplamda 8.673.720 ton CO2 emilimi yapılmış olacaktır.


            Yine TEMA’ ya göre, her bölgenin, farklı bitki türleri vardır, bu kurala sadık kalırsak endemik yapıyı koruyabiliriz. Bu şekilde bitki toprağa daha çabuk adapte olacaktır ve çabuk büyücektir. Sonuç olarak, her yöreye özgü ağaç türünün dikilmesinde fayda görüyor.


             Nitekim Kaymaz ağaçlandırma alanına, badem ağaçları da dikilmiştir.


            Ayrıca küresel ısınmayı önlemek için, tarım, orman ve mera alanlarının korunması da gerekiyor. çünkü atmosferdeki sera gazı artışlarının yaklaşık yüzde 31’i tarım, orman, mera ve korunan alanların yapılaşma ile kaybedilmesinden kaynaklanıyor.


             Küresel ısınmada önleme ve dünya'nın yaşanılabilir olmasında etkisi olan ve "Dünya'nın akciğerleri" diye tanımlanan yağmur ormanları da  son yıllarda büyük zarar gördü.


             öte yandan bilim adamları, dünyada,  Karbondioksit oranı artığını, deniz seviyesi yükseldiğini, okyanusların ısındığını, buzulların erdiğini, kürsel ısınmanın önüne geçilmezse felaketin kapıda olduğunu sürekli tekrar ediyorlar.


              Diğer yandan son yıllarda, dünyada, orman yangınları artıyor, göller küçülüyor,  ırmaklar kuruyor, ilkbahar erken geliyor, sonbahar gecikiyor, bitkiler erken çiçek açıyor, göç dönemleri değişiyor, yüksek enlemlerde, sıcaklık artıyor ama hala insanlar bu gelişmeleri, yeteri kadar dikkate almıyor.


               Oysa bütün bu gelişmelerin, sebebi olarak da,” Küresel ısınma” gösteriliyor   


                Atmosferdeki karbondioksit gazı tabakası tıpkı bir “sera” gibi güneş ışınlarının içeri girmesine izin veriyor ancak ısının dışarı çıkmasına engel oluyor. Eğer sera etkisi olmasaydı, dünyada yaşam  da olmazdı.


                Son yıllarda ise Küresel ısınma bu dengeyi altüst etti.  Bu alanda incelemede bulunan bilim adamları, çin ve Hindistan’ın bu artışa, büyük katkısı olduğunu öne sürüyorlar. Ancak, “dünya karbondioksit üretimi”ni sıraya koyduğunda, ABD başı çekiyor. Atmosfere, yılda 220 milyon ton karbondioksit bırakan Türkiye ise 20.sırada. 2010 yılında, bu rakam 400 milyon tonlara ulaşacağı söyleniyor.


                Dünyada Atmosfere, yılda ortalama 21 milyar ton karbondioksit salınıyor ve bu miktar giderek artıyor.   Dünya Yaban Hayatı Koruma Fonu (WWF) nın raporuna göre de Akdeniz havzasında bulunan Türkiye’de, 40 dereceye yakın sıcaklıklar, mevsim normali olacak ve tarım alanlarının, yüzde 40’ı kuruyacaktır.


             Kuzey Yarımküre’nin, en büyük buz kütlesi olan Grönland adası, küresel ısınma nedeniyle eriyor. Grönland kütlesinin erimesi, düşük seviyedeki sahil şeridinde bulunan yerleşim yerlerinin, sular altında kalmasına neden olacaktır.. 


             Ankara Ticaret Odası’nın hazırladığı “Küresel Isınma Kıskacında Türkiye” raporuna göre, Türkiye iklim değişikliğinin olumsuz etkileri açısından “risk grubundaki ülkeler” arasında yer alıyor. Türkiye’de kuraklaşma, seller hızla artıyor, içme suları ise azalıyor. Son 70 yılda 70 istasyonda kaydedilen sıcaklık verilerine göre, Türkiye'nin yıllık ortalama sıcaklıkları artma eğiliminde.


              Elbette küresel ısınmadan, Eskişehir’ de etkilenecek. Bu etkinin yaratacağı zarar, il bazında yapılacak, ağaçlandırma ve erozyon çalışmaları yanında,  İlimizdeki ormanların ve su havzalarının, özellikle de yeraltı sularının korunması ile de orantılı olacaktır. Bu alanlarda kentin stratejileri belirlenmeli, sürekli ve kalıcı bir şekilde gündemde tutulmalıdır.


              Ayrıca ülkemiz ve Eskişehir’de, “Kürsel Isınma” ile ilgili olarak,  kurum/kuruluşlar ve kişi/kişiler elini taşın altına koymalı, üzerine düşenleri de eksiksiz yerine getirilmeli, özellikle de  Kaymaz’ da olduğu gibi, ağaçlandırma çalışmaları, sürekli ve kalıcı bir şekilde gündemde tutulmalıdır.  çünkü gidebileceğimiz, bir başka dünya, Türkiye ve Eskişehir yok…      


 


 


 


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi