4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

YEREL SEÇİMLER VE KADINLAR

                             
            Orta Asya, Türk devletleri olan, İskitler, Hunlar, Göktürkler, Uygurlar, kadın önemli hak ve yetkilere sahiptiler. örneğin İskitler'de, her kadının, İskit erkekleri gibi, savaşçı ve asker olarak yetiştirilmesi geleneği vardı. Bundan dolayıdır ki İskit'li göçebe kadınlar,  her savaşta erkekleriyle birlikte çarpışıyorlardı.
           Hülasa tarihte, Türkler’ de, kadın, erkek konumu eşitti. Nitekim geçmişte, Devlet yönetiminde, Hakan ile Hatun’un, ortak karar verdikleri biliniyor. Bir yazılı emre yalnızca, ”Hakan emrediyor ki” sözleriyle başlamak, o emre boyun eğmemek için, geçerli bir nedendi. “Hakan ve Hatun emrediyor ki” ifadesi, buyruğun geçerli olduğunu gösteriyordu. Hakan, tek başına bir elçiyi kabul etmiyordu. Şölenlerde, kurultaylarda, ibadetlerde, ayinlerde savaş ve barış meclislerinde, Hakan ve Hatun birlikte yer alıyorlardı.
.           Yine tarihte, Türk kadınları, bu tür faaliyetleri, büyük bir vakar ve haysiyetle yürüttüler. Hatta bu türlü faaliyetlerde, öylesine büyük yetkilerle hareket etmişlerdir ki Büyük Hun İmparatorluğu adına, çin ile ilk barış antlaşmasını, Mete'nin, hatunu imzalamıştır.
              Türklerin, İslami kabul etmeleriyle, sadece dinî inanışları değişmemiş, ayrıca toplumda, siyasal ve toplumsal değişiklikler de yaşanmıştır. Türk insanı, İslam‟a girdikten sonra bir taraftan, kendi örf ve adetlerini korumaya çalışırken, bir taraftan da Arap, Fars  Mısır ve ileriki dönemlerde, Bizans  kültürünün, etkisine maruz kalmışlardır,
               İslamiyet, kadına, büyük değer vermesine rağmen,  özellikle de Arap ve Mısır kültürleri, Türk kadınının, tarihte sahip olduğu konumunu kaybettirmiştir.
               Ve Nihayet!
                Atatürk, kadına, 3. Nisan 1930’ da, belediye seçimlerine katılma, 5 Aralık 1934’te milletvekili seçme ve seçilme hakkını verdi. Böylece Türk kadını, siyasi haklarını, Batılı ülke kadınlarından, çok daha kolay elde etti.
                Yine ülkemizde, 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunun, bazı maddelerinin değiştirilmesi, hakkında, kanun tasarısı, teklifi yapılmıştı. Tasarının ilgili bir maddesine göre de, " Siyasi partilerin, her derecedeki teşkilatı ile grupları, her bir cinsiyetin en az %30 temsili ve katılımı esaslarına, uygun olarak oluşturulur. “İfadeleri, yer almıştı.
               Ancak bu siyasi haklar arzu edilen boyutta  bir türlü hayata geçirilemedi.
                Eskişehir’ de de durum, ülke genelinden farklı değildir. Nitekim 2009 yılında STGM’ nin, Arama Konferansı’nda, Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA-DER) Eskişehir Şube Başkanı, İlknur KAHVECİOĞLU’ lu ile "kadın ve Siyaset" üzerine sohbet ettik. Eskişehir’ de, partiler tarafından, il Genel ve Belediye meclis üyelerinin tespitinde, en az %30’ kontenjan beklediklerini söylemişti.
            Hatta o günlerdeki bir yazımızda,  “DSP ve CHP dışındaki partiler, Belediye Başkanlığı için, kadın aday göstermedi. DSP’ den aday olan Odunpazarı Belediye Başkan Adayı, Sayın Jale Nur SüLü ve CHP Tepebaşı Belediye Başkanlığı için, aday gösterilen Mimar Ayşegül üNüGüR, kadınlar için, ciddi bir fırsattır. Şayet seçilirlerse, diğer partilere örnek teşkil edecektir.” İfadelerini kullanmıştık.  Ancak seçilemediler.
              Maalesef kadınlar çok partili dönemde, arzu edilen boyutta siyasette yer alamadı Oysa Avrupalı kadınlar, siyasal haklarını, çok daha geç elde etmelerine rağmen, kendi meclislerinde, daha fazla sayıda temsil ediliyor. örneğin İsveç’ de, bu oran yüzde 40.4, Norveç’te %36.6, Danimarka’ da %33.71 milletvekili var. 
             31 Mart 2019 Yerel Seçimleri, Eskişehir’ deki partiler ve kadınlarımız açısından, ciddi bir fırsattır.  çünkü Eskişehir’ de, her sektörde, başarılı kadınlarımız var. Bu kadınlarımızdan biri de siyasette yer alır mı bilinmez ama EkMM koordinatörü, Sayın Sevim ŞAHİN’ dir. Her türlü vefasızlığa ve tüm zorluklara rağmen, gönüllü olarak, yıllardır, EkMM, dolayısıyla da Eskişehir için, her türlü fedakârlığı yapıyor. ülke ve kent sorunlarının çözümüne de katkıda bulunıyor. Ona, kent olarak da, çok şey borçluyuz.
             Hülasa kadınlar, ülke nüfusunun yarısını teşkil etmelerine rağmen, gerek TBMM’ de, gerekse belediye meclislerinde, yeteri kadar temsil edilmiyorlar. Ayrıca Türkiye’de, her 10 yöneticinin, ancak biri kadındır. İşveren konumundaki, her 100 erkeğe karşın 2 kadın var.               öte taraftan Türk kadını, İyi bir eş ve iyi bir anne olmak yanında, modern kadın, bir taraftan evine çeki-düzen veren, temizliğini ve ihtiyaçlarını karşılayan, "iyi bir ev hanımı" olurken, diğer taraftan da eğer çalışıyorsa, işini özenle, gayret ve istekle yürüten, "iyi bir üretici" olma sorumluluğunu taşımaktadır. 
             ülkemizde, toplum ve ailelerin, mimarı ve direği olan kadın, birey olarak dikkate alınmadıkça, kadın erkek eşitliğinden ve demokrasiden, söz edilmesi de mümkün değildir. O nedenle de 31 Mart 2019’ da, yapılacak yerel seçimlerde, ülke ve Eskişehir, bazında, partiler, belediye meclis listelerinde, daha fazla kadın adaya,  yer verilmelidir. çünkü Büyük önder ATATüRK’ ün söylediği gibi, Yeryüzünde gördüğümüz, her şey, kadının eseridir. 




















Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi