4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

DEPREMLERDEN DERS ALINMIYOR

         Elazığ Sivrice'de, Richer ölçeğine göre, 6,8 büyüklüğünde deprem yaşandı. Deprem başta Malatya olmak üzere bölgenin tamamında hissedildi Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Elazığ’daki depremde enkazdan sağ kurtarılan kişi sayısının 45’e yükseldiğini, hastanelere başvuran vatandaş sayısının da 1556’ya ulaştığını açıkladı. Depremde hayatını kaybedenlerin sayısı ise 31'e yükseldi.


            Oysa İstanbul Teknik üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Naci Görür “Elazığlı olmam nedeniyle, Elazığ'da bir zamanlar Elazığ'ın depremselliği ile ilgili konferanslar verdim uyarılar yaptım, Elazığ ve köylerini depreme hazırlayın dedim.(En çok hasar da köyler gerçekleşti) Bu konuda kitaplar basıldı.  Ama maalesef pek birşey yapılmadı. Tıpkı İstanbul'da olduğu gibi…” diyerek, bir gerçeği kamuoyu ile paylaştı.


            Ayrıca Sayın Prof. Dr. GöRüR, bununla da kalınmadı. Yine Elazığlı olan, Prof. Namık çağatay ve İTü'deki arkadaşlarla birlikte, Bingöl, Elazığ, Malatya, Maraş valilik ve belediye başkanlıklarını ve bu kentlerdeki üniversiteleri bir araya getirdi. Harita Genel Komutanlığını da işe katarak proje hazırlandı.


        Sayın Prof. Dr. GöRüR,” TüBİTAK, DPT gibi, birçok yere başvurduk, reddedildi. Oysa her fay kuşağında, depremin ergeç geleceği biliniyor. Neden, daha ortada deprem yokken, oralar ele alınmıyor? Bileniniz var mı? “ diyerek, ilgilileri eleştirdi.


          İlgililer, Elazığ’ da, depremle ilgili, önceden yapılan önerileri ve uyarıları dikkate almadıkları gibi,  depremlerden de ders alınmıyor. Elazığ depremi gösterdi ki maalesef deprem konusunda da toplum olarak hazırlıklı değiliz.


               Eskişehir’ de, ilgililer de deprem hazırlıklarına karşı gerekli duyarlılığı göstemiyor. çünkü 17 Ağustos depreminde,  Eskişehir’ de, 490 bina ve 49 işyeri hasar gördü. İki binadan, biri depremde, diğeri ise kendiliğinden çöktü. 4 adet ağır hasarlı bina da sonradan yıkıldı. 32 vatandaşımızda, hayatını kaybetti. Onlarca bina hasar gördü. Ancak hasarlı binalarla ilgili, arzu edilen boyutta, bir çalışma yapılmadı.


         Oysa İstanbul depremi, Eskişehir’i de etkileyecek. NitekimProf. Dr. Şükrü Ersoy göre: "Marmara Bölgesi'ndeki Eskişehir’ inde içinde bulunduğu, 11 ili etkileyecek. Bu illerde 25 milyon insan yaşıyor. 6 milyon konut var. Dolayısıyla tablo vahim.” demiştir.


               Yine uzmanlar, olası İstanbul depreminin, Gölcük depreminden, daha şiddetli olacağı hususda hemfikirdir.   Eskişehir,  İstanbul depreminde, Gölcük depreminden daha fazla etkilenecektir. Eskişehir, vakit kaybetmeden, depremle ilgili önlemleri, sürekli, gündemde tutmalı, özellikle de hasarlı binalar, ivedilikle güçlendirilmeli veya yeniden inşa edilmelidir. çünkü insanı, deprem değil binalar öldürüyor.


               Aslında ilgililer de tehlikenin farkındadır. Nitekim Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Prof. Dr. Yılmaz BüYüKERŞEN, "Eskişehir’de geçmişten bu yana gelen ekonomik, yapısal ve teknolojik eksiklikler ile yapılmış pek çok bina var. Eskişehir’de çürük bina sadece Marangozlar sitesi değildi. Bunun gibi pek çok bina var. Bu yüzden şapkamızı önümüze koymalı, deprem gerçeğini aklımızdan çıkarmadan ve unutmadan hareket etmeliyiz"  demiştir.


               Eskişehir’de, depremde,  tehlike arz eden binaların, bir an önce yenilenmesi için, vilayet ve belediyeler kendi imkânları veya müştereken,  kenteki tüm binaları, değerlendirmeli hangi tedbirlerin alınabileceği, vatandaşın binasını yıkıp yenilemesi için, ona ne gibi kolaylıkları sağlayabilecekleri hususunda, bina sahipleri bilgilendirilmelidir.


            GöLCüK depreminde,  3 gün çalışmalara katkıda bulunmuş, Eskişehir Valilerimizden,  Sayın Ali Fuat Güven’e, Gölcük depremin’ de, yaşadıklarımızı aktarmış,  hatta Eskişehir’ de, birkaç alt yapısı bitmiş, deprem toplanma veya çadırların kurulacağı yerlerin, tespit edilmesini de istemiştik. önerilerimizin, büyük çoğunluğu, o yıllarda, hayata geçti. Hatta üç yerde, çadır kent gerçekleştirilmişti.


.           Ancak Eskişehir’de, 17 Ağustos sonrası, Zincirlikuyu Mahallesinde gerçekleştirilen 62500 m2, çadır kent ne halde bilinmiyor.  Mamuca da gerçekleştirilen 55500 m2 çadır kent TOKİ ev yaparak yok ettti.  Şahin tepesindeki çadır kent sahası da bir Kooperatife tahsis edilerek, ortadan kaldırılmıştır.


               Oysa bu çadır kent sahalarının, her an hazır olacak şekilde, muhafaza edilmesi ve depremde gerekli malzemenin de her an hazır olması gerekir.  Eskişehir’de, yeniden çadır kentlerin veya deprem toplanma yerleri tespit edilmeli,  Sivil Savunma ve İl Acil Yardım Ekipleri ve Sivil Savunma yükümlülerinin, eğitimleri de sürekli olarak yapılmalı ve  tatbikatlarla da  pekiştirilmelidir.    


              Sivil Savunma depoları kurularak, gerekli araç-gereç ve malzeme stokları yapılmalı ve kent düzeyinde etkin bir “Haber Alma ve İkaz Sistemleri”, ilgili sivil ve resmi kuruluşlar ile koordine edilerek kurulmalıdır. Belediyelerdeki itfaiye teşkilâtları, bir afet anında kurtarma ve ilk yardım yapacak şekilde yeniden örgütlenmeli, donatılmalı ve eğitilmelidir.            


            Eskişehir’ de, deprem gerçeği, her depremlerden sonra masaya yatırıldı ve deprem konusunda çalışan uzmanlar, sürekli bir araya geldi.  Pek çok toplantı yapıldı, öneriler getirildi. Eskişehir’de, gölcük depreminden sonra hasarlı ve 1998 yılından önce, yapılan binaların, güçlendirilmesi gerektiği de hep söylendi, Ancak hepsi de sözde kaldı. Kentte depremle ilgili, arzu edilen boyutta önlemler de alınmadı.


           Oysa Eskişehir, her an depreme hazılıklı olmak zorundadır. çünkü  deprem ihmale gelmez. ünlü Japon Fizikçi TERAD’ ın, söylediği gibi, "Doğal afet, unutulduğu zaman gelir."


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi