Ak Parti’nin seçim kaybetme nedenleri arasında şehrin değerlerine ilişkin bir bölümü yazar dururuz.
“Eskişehir son yıllarda büyük bir değişim gösterdi.
Bu değişim kültür, sanat ve sosyal anlamda çok daha fazla.
Halk bu kazanımların gitmesini istemiyor” diyoruz.
Ak Parti’nin bu konuda topluma güven vermesi gerektiğini sürekli dile getiriyoruz.
+++
Aslında bu konu, Türkiye’nin durumu ile paralel bir seyir gösteriyor.
 “Erdoğan döneminde Türkiye’nin kazanımlarının kaybedilmemesi isteniyor ve bundan dolayı Erdoğan’a halk arka çıkıyorsa, aynı durumu Eskişehir için de benzetebiliriz”
Eskişehir’de insanlar, sosyal anlamda oldukça özgür ve bu özgürlüğün daha da artmasını istiyor.
Bunu sağlayan belediyelere de her yerel seçimde arka çıkıyor, koruyor, kolluyor.
Bunu yaparken de mevcut düzenin hangi siyasi partiden olduğuna da bakmıyor!”
+++
Ak Parti, geçmişte bu durumu çok iyi analiz edemedi.
özellikle heykeller üzerinden şehirde yaratılan algının tuzağına düştü.
Ak Parti’nin heykel karşıtı olduğu dilden dile yayılmasına engel olunamadı.
Bırakın heykellerin yıkılmasını, yapılan tramvay raylarının bile Ak Parti belediyesi tarafından söküleceği söylentilerinin arkası alınamadı.
Halk içinde kulaktan kulağa yayılan bu söylentiler seçmende büyük etki yarattı.
“Kentin elde ettiği kazanımların gideceği endişesi” baştanbaşa yayıldı gitti.
+++
Seçime kısa süre aslında bilindik durumları yine yaşıyoruz.
Ve bu alışılan senaryoya, seçim öncesi yine birileri çanak tutuyor.
Belediyelerin kültürel etkinliklerini “din karşıtı” gibi gösterme telaşına giriyor.
Bale başta olmak üzere tiyatrolar ve operalar sanki fuzuli işmiş gibi gösterilmeye çalışılıyor.
Bunu yapanların daha çok sağa yakın isimler olması ise, hedefe elbette Ak Parti’yi koyuyor.
Bu kişiler bilerek ya da bilmeyerek Ak Parti’ye büyük zarar veriyor.
+++
“Bale tukaka,
Opera bizim kültürümüz değil,
Tiyatrolarda sadece geleneksel oyunlarımız olsun,
Festivaller, sempozyumlar iptal edilsin.
Gece yaşamına çeki düzen verilsin” gibi ipe sapa gelmez sözlerle yine toplumun kafasını bulandırmaya çalışan kesimlerin şu günlerde yine sahne aldığını görüyoruz.
Şehri kültür ve sanat anlamında çığır atlatan bu projelerin gereksiz olduğu, eskiden olduğu gibi topluma empoze edilmeye çalışılıyor.
Ve yine bilindik olarak bu algının hedefine elbette Ak Parti konuluyor.
“Ak Parti, belediyeleri aldığı zaman baleyi de, operayı da, tiyatroları da kapatır” mantığı seçmene aşılanmaya çalışılıyor.
+++
öncelikle şunu söylemek gerekli ki;
“Ak Parti artık bu tür tuzaklara düşmüyor.
Ak Parti’de artık aklı başında, bu tür konularda nasıl tavır takınacağını bilen ve hatta sosyal yönü kuvvetli isimler var”
örneğin, Volkan Doğan tarafından açıklamalara baktığımızda, bu tuzağa karşı nasıl konulacağını da ispatlamış durumdalar.
Yani Ak Parti her seçim öncesinin handikabını şu günlerde iyi siyasetçileri sayesinde aşıyor.
Ancak!
Söylemeden geçmemek gerekir ki;
Ak Parti’nin bu konuda yapacağı başka bir şey daha var!
Partiyi hedefe koyan bu ve benzer sözlerin fısıltı gazetesine haber olmasının daha da önüne geçmeliler!
Bu tür konuşmaları yapanlara asla prim vermeliler.
Aksinde, her seçim öncesinde yine bu tür sorunlarla boğuşmaya devam edecekler.
Uyarmadan geçmek istemedik…