İşler iyice sarpa sardı.
Görünüşe göre, bir eksi üç puan daha kapıya dayanmış.
Sonucu ne olur kestirmek zor.
Ancak yeni bir puan silme cezası, artık denizin bittiği yer olur.
Gemi tamamen karaya oturur.
Sonrası malum zaten!
Kocaelispor ve Sakaryaspor gibi bataktan kurtulmak için yıllarımızı heba ederiz.
Belki sıfırlanarak döneriz ama çile dolu yıllara ilk adımı atmış oluruz.
+++
Ahali tüm bunları şimdiden görmüş durumda.
Herkes içten içe yanıyor.
50 Yılık çınar, sevenlerinin elinden kayıp gidiyor çünkü.
Hepimiz bir çıkış, bir çare arıyoruz.
O çıkışın anahtarı olarakta tüm camia tek bir adresi işaret ediyor.
“Yılmaz Büyükerşen”
+++
önceki günden bu yana sosyal medya üzerinden Yılmaz Büyükerşen’e adeta tüm kesimler çağrıda bulunuyor.
Binlerce tweet atıldı bu yönde.
Şundan eminiz ki;
“Başkan Büyükerşen’in kulübün şimdiki haline yüreği yanıyordur”
çünkü;
Yıllar yılı çıkış kapısını hep gösterdi tüm kente.
Bir kulübün nasıl yönetilmesi gerektiğini dilinde tüy bitene kadar anlattı.
Süper Lig’e çıkıldığında, para muslukları açıkken, paranın nasıl işletilmesi gerektiğini;
Tesisleşmenin değerini;
Alt yapının kıymetini hep söyledi.
Ancak hiç kimse oralı bile olmadı.
Büyükerşen’in paradan daha değerli fikirleri yerine paranın kendisi istendi.
Oysa o günlerde Büyükerşen aleyhine kentte gündem yaratmak yerine;
Büyükerşen’in kaynak yaratmadan tutunda, şirketleşmeye kadar tüm tavsiyelerine kulak verilseydi, bugün çok farklı şeyler konuşuyor olacaktık.
+++
Yıllar içerisinde kulübün sağladığı gelirlerin nasıl heba edildiği ortada.
Bir de belediye aracılığı ile gelecek paraların da heba edildiğini düşünün.
Şehre yapılması gereken yatırımlar için bulunan kaynakların da menajerlere, üç kuruşluk  oyunculara falan gittiğini hayal edin.
Ki mutlaka öyle olacaktı!
Büyükerşen’in yıllar içerisindeki tavrının ne denli doğru olduğunun bir sağlaması da bu şekilde yapılamaz mı?
Elbette yapılır.
Evet…
“Büyükerşen hep doğru yolu gösterdi”
Ancak kimse o yoldan gitme zahmetine katlanmadı.
Herkes günlük başarının peşine düştü.
Süper Lig’de iken Büyükşehnir Belediyesi kadar yıllık bütçe yapan Eskişehirspor;
O yıllarda tüm bütçeyi kurda kuşa kaptırdı.
Hem de göz göre göre!
Zaman içerisinde bu işi düzeltmeye kalkanlar çıksa da;
Kuyunun ne kadar uçsuz bucaksız olduğunu görünce de hemen kenara çekildi.
+++
Bugün geldiğimiz nokta belli.
Yazının başında da söyledik.
Tüm camia kurtuluşun adresini Büyükerşen olarak görüyor.
Fakat…
Şu da bir gerçek ki;
“Eskişehirspor bugün sadece belediye ya da belediye başkanı desteğiyle kurtulacak durumdan çoktan çıkmış vaziyette!”
Günlük pansumanlar, ilaç tedavileri, serumlar falan da bu hastayı ayağa kaldırmaya asla yetmez.
Bu yüzden…
Büyükerşen’e “Kurtar bizi başkan” demeden önce, tüm şehir harekete geçmeli.
Eski başkanlardan, yöneticilere, STK’lardan, paranın başında bulunan odalara, siyasetçilere, sanayicilere…
Şehirde ağırlığı olan, şehir dışında kulisi olan;
Lobiciliği bilen, kentin ağır ağabeyleri bir araya gelmeli.
Herkes tüm kavgalarını, kırgınlıklarını, kibirlerini, egolarını bir kenara koyup, ortak bir konsorsiyum oluşturmalı.
Bu ortak yapıda herkese bir görev verilmeli.
Kulüp başkanı bu süreçte sadece kağıt üzerinde başkan olarak durmalı.
Kimi parasıyla,  kimisi bilgisiyle, kimisi lobisiyle, kimisi de ismiyle bu ortaklığa güç vermeli.
İşte o zaman Büyükerşen’in yıllardır söylediği yönetim modelinin ilk adımı atılır.
Hasta narkozdan uyandırılır ve tedavi süreci başlar.
Bu yüzden…
“Başkan bizi kurtar” kolaycılığı yerine, bahsettiğimiz ortaklığı ortaya çıkacak isimlere yapılmalı twitterdaki o çağrılar.
O isimler kim olur, kimlerden oluşur bilmiyoruz.
Ancak bu gücü ortaya çıkaracak isimlere yönelmeliyiz.
Kısacası;
Eskişehirspor bugün bir başkanın atacağı adımlar ile kurtarılacak durumda değildir.
Eskişehirspor’u kurtaracaksa tüm şehir kurtaracaktır.
Yoksa koskoca bir takım tüm şehrin gözü önünde dibe vuracaktır!
Acık ama gerçek bu…