Ligin ilk yarısında eksi 9 puanın üzerine bir de 6 puan topladı takım.

Yani 15 puanlık bir başarı var.

Buna karşılık, maliyetleri epeyce yüksek olan oyuncular da kadrodaydı.

Yani fayda-değer orantısı son derece kötüydü.

Bunca maliyetli oyuncularla toplanan puan çok daha yukarılarda olmalıydı.

Ancak;

Nazlar, kaprisler falan filan derken kamplar kaçırıldı.

Mevcut kadro doğru dürüst tam kapasite ile tek bir maç dahi oynayamadı.

Futboldan çok hep para ön plandaydı.

Zaten o da kulüpte yoktu.

Olmayınca da sözünü ettiğimiz oyuncuların hepsi devre arasında gitti.

+++

Ve kaldık yine “Bizim çocuklarla”

Fayda-Değer hesaplamasına yeniden girişecek olursak;

Bu kez kulübün bir hayli karda olduğunu söylemeliyiz.

çünkü;

Bugün itibariyle mevcut gençlerin değerleri çok fazla olmasa da;

Birkaç yıl sonra epeyce değerli pek çok oyuncuya dönüşeceklerini şimdiden söyleyebiliriz.

Hele ki;

Geçtiğimiz günlerde imza attırılan yeni gençlerin üst düzey maç görmeye başlamaları ile daha da iyi oyuncular yetiştireciğimizi sanıyorum.

Ki;

O jenerasyon galiba Eskişehirspor’un kurtuluşu olacak.

+++

Neyse…

çok fazla detaya girmek niyetinde değilim.

İkinci devrinin sloganını “Bizim çocuklar” buldu.

Birlikte idmanlara çıktıkları, maçlar oynadıkları oyuncular arkalarına bakmadan çekip gittiler.

Belki de kader birliği yaptıkları sandıkları oyuncular gittiler yanlarından.

Bir anda yapayalnız kaldılar…

Bu yüzden ikinci yarını adına “biz bize” adını verdiler.

+++

Kısacası;

Artık koskocaman bir şehir baş başayız artık.

Pahalı oyuncular yok.

Komisyoncular yok.

Menajerler yok.

Naz, kapris bilmem neler yok.

Sadece “Bizim çocuklar” var.

Ve bu köklü camianın fedakâr yöneticileri ve destekçileri bizler varız.

Bundan sonra batacaksakta hep beraber, çıkacaksakta yine hep beraberiz.

+++

Son söz olarak gençlere seslenmek istiyoruz.

Belki maç öncesi okuma imkânı bulurlar…

Söyleyeceğim şudur onlara…

“Sizden kimse skor üretmenizi beklemiyor.

Evet, alınacak puan ya da puanlar altından bile kıymetli.

Ama “alamadık” diye sakın üzülmeyin.

Şunu unutmayın ki;

Bu şehir sizden skor değil, bir duruş bekliyor.

Giydiğiniz formanın şanına yakışır mücadele bekliyor.

Ve geleceğin Eskişehirspor’unun sizlerin omuzlarında kalkacağını da biliyor.

O yüzden bu onur mücadelenizi en yükseğe gururla taşıyın!

Bu uğurda da asla yılmayın ve pes etmeyin.

Haydi çocuklar…”