Dünkü yazımızda “Eskişehir istemezse, kimse şehrin istediğini de vermez” demiştik.

Bu konuyu açarak sözü, ESO’nun şehir adına isteklerine getirip;

“ESO, Eskişehir için istiyor ve sonuçlarını alıyor” diye de devam ettik.

öyle ki, söz konusu beklentilerin artık bazı vekiller tarafından da mecliste dillendirildiğini belirterek; “Yıllardır yerinde sayan Eskişehir için bu bile başlı başına önemli bir gelişmedir!” diye de yazımızı noktalamıştık.

+++

Bir hayli dikkat çeken tespitler olduğunu anladık söylediklerimizin…

Konuyla ilgili dün pek çok telefon aldık çünkü.

Eskişehir’in bu konuda epeyce geride kaldığını, şehrin üzerine ölü toprağı serildiğini ve artık bir kıpırdamanın gerektiği yönünde çeşitli görüşler aldık.

Yani Eskişehirlilerin de bizlerle aynı görüşü taşıdığını anladık.

+++

Bu telefonlar arasında bir tanesi de, meseleye ilişkin yeni bir gelişmeyi de haber veriyordu.

Sanayi Odası’nın özellikle demiryolu ve liman bağlantısına ilişkin elzem haline gelen taleplerinin farklı kuruluşlar ile de paylaşıldığını öğrendik.

Bir kaç gün önce Başkan Kesikbaş’ın söz konusu talep raporunu Bakan Mustafa Varank ile de paylaştığını duyduk.

Hatta Bakan Varank’ın söz konusu raporu incelediği, ardından da yaklaşımının son derece iyi olduğunu haber aldık.

Dahası…

Aynı gün raporun bu kez TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ile de paylaşıldığı belirtildi.

Aynı şekilde Hisarcıklıoğlu’nun da Eskişehir’in Türkiye’ye olan katkısının değerine değindiği ve bu katkının da artırılması gerektiği yönünde de görüş bildirdiğini öğrendik.

++++

Kısacası…

Eskişehir, artık taleplerini isteyen ve bunun için de peşini bırakmayan bir hüviyete bürünüyor.

Yeniden dünkü yazımıza dönersek…

Dediğim gibi, “Eskişehir her sorunu için, sorunun çözüm mercileri ile dirsek temasını kurmalı.

Böylesi bir tavır sergilendiğinde ise bırakın mevcut eksiklikleri, hesapta olmayan yeni yatırımlar bile karşımıza çıkabilir!”

Bu vesileyle ESO yönetimini, kente dair gösterdikleri hasasiyet konusunda kutlamak gerekli.
Sonuçta talep ettikleri ve peşinden gittikleri istekler kendilerini değil, direk bu şehri, bu şehirde yaşayan yüzbinleri ilgilendiriyor.

*******************

Z KUŞAĞI!

Bir hayli popüler oldu bu cümle…

Z Kuşağı aşağı, Z kuşağı yukarı.

Yeni nesilden söz ediliyor kısaca.

Dijital dünyada, dijital yetenekleri ile ülkemize farklı katkılar sunacakları iddia ediliyor.

Elbette önleri açılır, fırsat eşitliği sağlanır, cemaatlerle, tarikatlarla yolları kapatılmazsa!

+++

Elbette bunun da siyaseti yapılmıyor mu?

Yapılmaz mı hiç, birkaç cümle yukarıda biz bile yaptık!

O yüszden Z Kşuağını etkilemek adına siyasette yapılıyor kuşkusuz.

Bugün siyaset yapanlar da, 2023’de yüzde 20’ye tekabül edecek kadar genişleyecek bu kuşağı elinde tutmak istiyor.

Ancak öyle görünüyor ki, bu iş çokta kolay olmayacak!

Ak Parti iktidarında yetişen bu kuşağın mevcut iktidara çokta iyi gözle baktığı söylenemez!

Beri yandan aynı kuşağın, muhalefete de yine olumsuz gözlerle baktığına şahit oluyoruz.

Yani yeni yetişen nesil, hem iktidarın hemde muhalefetin siyasi tarzından hiç memnun değil.
çünkü onları bir türlü anlamıyorlar!

Bu yüzden de kendilerini anlayan birileri siyasete girene kadar Z Kuşağının nasıl bir siyasi tavır alacağını çokta tahmin edemiyoruz…

Ancak bildiğimiz bir şey var;

O da yakın gelecekte pekçok dengeyi alt üst edecek kadar akıllı, mantıklı, yetenekli ve güçlü oldukları…