1993 Yılında yapımına başlanan bir kültür merkezi var.

Aradan kaç yıl geçmiş, artık hesaplayamaz hale geldik.

Dönemin Kültür Bakanı tarafından Sazova’da temeli atılmış, sonraki hükümetler ise bitirememişti.

Bir merkezi tamamlayamayan son hükümet, çareyi merkezi devretmekte buldu.

Devletin başlattığı işi bitirmek Tepebaşı Belediyesi’ne bırakıldı.

+++

Devirden sonra merkezin iç bölümleri hemen elden geçirildi.

Depreme karşı güçlendirmesi falan herşeyi bir güzel halledildi.

Hatta dış cephe işleri bile bitti.

Ancak geriye kalan bazı işler var.

Onların bitmesi için de kaynak gerekiyor!

+++

Bittiğinde ne olacak, biliyor musunuz?

“Türkiye’de bir eşi daha olmayan ‘Engelsiz Kültür Merkezi”

Şöyle olacak;

“Merkezin üst katında çocuk Senfoni Orkestrası çalışıp, çalacak.

Alt bölümünde ise, zihinsel engelliler için çalışma alanları olacak.

Engelli ve engelli olmayanları hem sanat birleştirecek;

Hem de yaşanacak kaynaşma ile engelliler sağlıklarına ve topluma kazandırılacak.”

O yüzden adı “Engelsiz Kültür Merkezi”

+++

Başkan Ataç, bu konuya çok önem veriyor.

Ama bitmesi için de mutlaka bir kaynak gerekli.

Bunun için Başkan Ahmet Ataç, topluma çağrıda bulunuyor.

“Bu özel ve güzel projeyi Eskişehir yapar” diyor.

+++

Bizce de yapar…

Tepebaşı Belediyesi’nin kente verdiği güven, pek çok bağışı zaten beraberinde getiriyor.

Tepebaşı’ndaki çeşitli projeler, o güzel insanların bağışlarıyla hayata geçiyor.

Ataç ile halk arasında bu bağ kurulmasa tüm bunlar olmaz.

O yüzden, Eskişehirliler o merkezin bitmesini de sağlar…

Buna inanıyor ve Ataç’ın çağrısına kulak verileceğini biliyoruz.

“Eğer yapılırsa ilk ve Eskişehir’in başarısı olur”

*********************

ESKİŞEHİRLİLER “ŞEKER TAŞINSIN” DİYOR!

“Her sene aynı sorunu yaşayıp duruyoruz.

Yaşarken, bir Eskişehirli olarakta üzülüyoruz.

Sonuçta “Avrupa Kenti” diye gururlandığımız şehrimiz maalesef son derece kötü kokuyor.

+++

Kokunun kaynağı belli…

“Şeker Fabrikası”

Her pancar işleme döneminde de o pis kokuyu maalesef şehre yayıyorlar.

Ahali, kapı pencere açamaz hale geliyor.

Hele hele Şeker Mahallesi’nde yaşayanların yaşadığı çileyi tahmin bile edemem.

+++

Kuşkusuz bunun suçlusu Şeker Fabrikası yöneticileri değil.

Artık fabrikanın kentin göbeğinde kalması asıl sorun olan.

Bu nedenle, Şeker Fabrikası ve Tülomsaş gibi kurumların taşınma işini artık bu şehir ciddi ciddi düşünmelidir.

Yoksa bu yüzyılda kapı pencere açamayan bir şehir olma utancını yaşamaya devam edeceğiz…”

NOT;

Bu yazıyı 15 Gün önce kaleme almıştım.

Fabrikanın taşınmasını, bu şehrin ciddi ciddi konuşması gerektiğini söyledim.

Ne mutlu ki, konuyla ilgili pek çok kurum, kişi harekete geçti.

Fabrikanın taşınması için açıklamalar yapıldı.

En azından konuya dair bir hareket var artık kentte.

Böyle bir şey beklemiyoruz ama belki yetkililer de, şehirden yükselen bu sesi duyar, harekete geçer.