YUNUS EMRE’NÝN ÖÐÜTLERÝ
Risalet’ün Nushiyye, Yunus Emre`nin ruh, nefis, kanaat, gazap, sabýr, haset, cimrilik, akýl gibi konularýn iþlendiði, mesnevi nazým þekli ve aruz ölçüsüyle yazýlan önemli eseridir. ‘’Öðütler Kitabý’’anlamý taþýyan eser, 1307 yýlýnda yazýlmýþ ve 573 beyitten oluþmaktadýr.
Giriþi besmeleyle baþlayan eser, þu beyitlerle devam eder:
‘’Padiþah’ýn hikmeti gör neyledi;
Ateþ, su, toprak ve yele söyledi.
Getirdi topraðý çekip besmele,
Kendi de hazýrdý orda heybetle.
Toprakla sudan yaratýp bir cisim,
Verdi bu cisme Âdem diye isim!
Sonra rüzgâr gelip kuruttu onu,
Âdem’in cismi ondandýr, bil bunu!
En son ateþ gelerek ýsýttý onu,
Isýnýnca girdi bedene caný. ‘’
Burada anasýr-ý erbaa (dört unsur)’dan söz edilmektedir. Anâsýr-ý erbaa felsefî bir terimdir. Yaþanýlan âlemde var olan nesnelerin asýllarý olarak farz edilen ateþ, su, hava ve topraktýr. Bu terim, felsefe tarihi içerisinde çeþitli teorilerin kalkýþ noktasý olmuþtur.
Kitapta bireyin nefsi ile baþa çýkabilmesi için yaptýðý mücadele anlatýlýr. Ýnsan için imtihan yeri olan bu dünya geçicidir. Ýnsan, nefsi ile mücadele ederek insan-ý kâmil olabilir. Nefis terbiyesi, Ýslâm inancý çerçevesinde ele alýnmýþtýr. Yunus Emre, insanlarý kendi iç yolcululuðuna çýkmaya davet etmiþtir. Nefsin tuzaklarýyla baþa çýkmak ancak kötü huylarla mücadele edilerek kazanýlýr. Ýhtiras, kin, öfke, cimrilik, hasetlik, hor görme, aþaðýlama yerine kanaatkâr olmak, sevgi ve sabýrla davranmak, yardýmlaþma ve cömertliði benimsemek, eþitlik ve hoþgörüyü savunmak Yunus Emre’nin öðütlerindendir. Bu ilkeler ayný zamanda Türk milletinin töresinde yer alan ve çaðlardan aþýp gelen insani deðerlerdendir.
Yunus Emre, Öðütler Kitabý’nda aklý þöyle tanýmlar: ‘’ Akýl Padiþahýnýn kadimliði ýþýðýndandýr. Akýl da üç türlüdür: Biri akl-ý ma’âþtýr, dünya hayatýnýn dirlik ve düzenini bildirir. Biri akl-ý ma’âdtýr âhiret ahvalini bildirir. Birisi de akl-ý küllîdir, yüce Allah’ýn marifetini bildirir. Padiþah'ýn hidayet nurundan olan iman üç türlüdür: Biri ilmelyakîn, biri aynelyakîn, biri de Hakkelyakîndir. Ýlmelyakîn olan imanýn yeri akýl, aynelyakîn olan imanýn yeri gönül ve Hakkelyakîn olan imanýn yeri de candýr. Canla gelen iman canla gider.’’
Yunus Emre, insanlýða kalýcý deðerleri öðütlemiþ, ‘’insan’’ olmanýn zorlu yollarýndan geçerek mutluða ulaþmaya çaðrý yapmýþtýr. Onu 700 yýllýk bir dönemde kalýcý kýlan ve daha ötelere taþýyacak olan bu kavramlardýr.
Yunus Emre’nin Divan’ý tanýnmakta, Risalet’ün Nushiyye adlý eseri ise yeterince bilinmemektedir. Halbuki Risalet’ün Nushiyye, Divan’ýn bir noktada açýklamasý olarak kabul edilebilir. Bu bakýmdan Yunus Emre, ayný zamanda bu eserinden de takip edilmelidir. Türk insaný gönül dünyasýný bu tür eserlerle donatýp dünyaya seslenmede pencereler, kapýlar açabilir. Yunus’un insanlarý birleþtirici, bütünleþtirici anlayýþý, bütün varlýðý Tanrý için sevme görüþünden kaynaklanmaktadýr. O, dýþa deðil içe bakar. Hýrka ve taç peþinde olmamayý, gönlü geniþletmeyi öðütler.
Yunus Emre’nin Öðütler Kitabý’ndan sabýr konusundaki þiiri hem Türkçe hem de anlam yönünden erginlik ve yetkinliðin doruklarýndadýr:
Sabýr gerek sana her hâl içinde
Sabýrsuz kimse kalur kâl içinde
Ki her kimde olursa sabr hâli
Olýsar hayr ile anun meâli
Býrak cümle iþi kýl sabr u tedbîr
Eren gönlinde olur sabrýla yir
Nebîdür ger velî yol sabra uðrar
Eger sen de varursan sabrýla var
Sabýr gözet sabýr„azîz olasýn
Sabýr beklerisen manî bulasýn
Sabýrsuz kiþilerün dirliði ham
Kim sabrýla eyi olur serencâm
Ögüt gerekise sabýrdan iþit
Onayým dirisen sabrý piþe it
Ne içün kim ola sabýr bitürür
Seni ulu saâdete yitürür
Sözü, Namýk Açýkgöz’den bir tespitle baðlamak yerinde olur: ‘’Yunus Emre, Türk milletinin, etnik olguyu aþmasýnda ve insanlýk alemine ulaþmasýnda, en etkili ortak isimdir. Onun þiirini söylediði dil ve bu dille yaratýlan edebi kültür, Türk milletinin, ‘’medeniyet kurucu millet ‘’ olma dinamiðinin en önemli birkaç unsurundan biridir. Þayet, Türk milletinin Yunus Emre þiirleri gibi bir ortak metni olmasaydý, ne Fatih Sultan Mehmet olurdu, ne Süleymaniye, ne Fuzuli ve ne de Itri…’’