6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

HAYA/UTANMA DUYGUSU

Sözlükte, utanma, çekinme, ar, edep, namus, iffet, Allah korkusuyla günahtan kaçınma gibi anlamlara gelen haya kelimesi, bir ahlak terimi olarak, nefsin çirkin davranışlardan rahatsız olup onları terk etmesi, kötü bir işin yapılmasından veya iyi bir işin terk edilmesinden dolayı kişinin yüzünü kızartan sıkıntı hali gibi farklı şekillerde tanımlanmaktadır.
Hayâ, kişiye fazilet yollarını, maddeten ve mânen ilerleme yollarını gösterir. Edep ve hayâdan mahrum olan insan, her türlü iğrenç işe girişir. Yaptığı çirkin işlerden üzüntü duymayan insanı, ahlâk ve fazilet yollarına sevk etmek zordur. Toplumun gelişmesi, utanma duygusunun canlı bir şekilde aralarında yaygınlaşmasıyla yakından ilgilidir.”
İslâm ahlâk bilginleri, kelimenin çeşitli kullanımlarını da dikkate alarak hayâyı çeşitli kategorilere ayırmışlardır. Mâverdî, hayâyı;
a) Allah’a karşı hayâ,
b) İnsanlara karşı hayâ,
c) Kişinin kendine karşı hayâsı, olmak üzere üç kısma ayırmakta ve bunları şöyle açıklamaktadır:

Allah’a karşı hayâ, O’nun emir ve yasaklarına uymakla olur.
İnsanlara karşı hayâ, onlara eziyet etmemek ve yanlarında çirkin işler yapmaktan ve çirkin sözler söylemekten kaçınmakla olur.
Kişinin kendine karşı hayâsı ise, edepli olması demektir. (Maverdi, Ebul Hasen, Edebü-d dünya Ve-d din sh:393)
Ahmet Rifat ise hayâyı, fıtrî hayâ ve dinî hayâ olmak üzere iki kısımda ele almaktadır. Kişinin, edep yerlerini insanların önünde açmaktan kaçınması, fıtrî hayânın, halkın ve Hakk’ın huzurunda edepli davranmak da dinî hayânın bir ürünüdür. (Ahmed Rifat, Ahlak sözlüğü sh:121)
“Hayâ” kelimesinin, “ölüm”ün zıddı olan “dirilik/canlılık” manasında olan “hayat” kelimesinden türetilmiş olmasıyla, insanın maddî hayatiyetini devam ettiren kan damarları gibi hayânın da insanın manevî canlılığını ve diriliğini temin eden can damarı mesabesinde olduğuna işaret edilmektedir. Maddî canlılığı devam ettiren kan damarları çatladığında ve önlem alınmadığında hayat sona ererse, manevî canlılığı devam ettiren hayâ damarı da çatlayınca, insan da manevî hayatını kaybeder ve maneviyattan yoksun bir canlı hâline gelir. Yine vücudun maddî canlılığını ve organların birbiriyle kenetlenmiş şekilde ayakta durmasını sağlayan ruh olduğu gibi, manevî hayatı da ayakta tutan hayâdır.Bu bakımdan insanın hayâsı, ruhu ve can damarı kadar hatta ondan daha da önemlidir. Bunun için Hz. Peygamber (s.a.s);
 “Her dinin bir ahlâkı vardır. İslâm’ın ahlâkı da hayâdır”(Malik, Hüsü’l Huluk 2, II., 905) buyurmuşlardır.
Kur’an-ı Kerim’de haya kavramının;iffet ve terbiye gereği utanma ve sıkılma gibi anlamlarının yanı sıra çekinme anlamında da kullanıldığı görülmektedir.
Hadis-i Şerif kaynaklarında da haya konusu detaylı bir şekilde ele alınmış, hayanın imanla ilişkisi ve hayanın kişiye sağladığı hayır ve iyilikler yanında Hz.Peygamberin hayasından söz edilmektedir.
Hz.Peygamberimiz (a.s) haya ile iman arasında önemli bir ilişki bulunduğuna dikkat çekmekte ve hayayı imanın bir şubesi olarak nitelendirmektedir:
“ İman, altmış/yetmiş küsür şubedir. En üst derecesi “La ilahe illlallah” demek, en alt dereceside geçenlere zarar verecek şeyleri yoldan gidermektir. Haya da imandan bir şubedir (Müslim, İman 58, I. 63)
İbnül Esir, bu Hadis’i Şerifi şöyle izah ediyor:
Yaratılıştan gelen bir duygu olduğu halde haya bu hadiste sonradan kazanılan imandan bir parça olarak belirtilmiştir. çünkü hayalı kişi bu sayede günahlardan uzaklaşır. İşte bu açıdan haya kişi ile günahları arasına giren ve onu günah işlemekten alıkoyan imanın fonksiyonunu yerine getirmiş olmaktadır. Günahlardan kaçınmak haya sayesinde gerçekleşince haya imanın bir cüz’ü gibi olmuş olur. ( İbnü'l esir en Nihaye fi garibi'l Hadis)
Meşhur filozof Aristo’nun bilgin bir kızı varmış. Yüzden fazla kitap yazdığı ve Eflatun’un derslerine yirmi seneden fazla devam ettiği söylenen bu hanıma; “Kadınlarda en güzel ve sevilecek şey nedir? “ Diye sormuşlar.Verdiği cevap:
“Utanma duygusundan ötürü yüzde beliren kırmızılık” demiş. (İyi bir ders)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA) Arşivi