KURBAN'IN KARŞILIĞI, DIŞ BORÇ İÇİN GÜVENİLİR VE ŞEFFAF BİR DEVLET HESABINA YATIRILSIN DİYORUM

 


       Son 2 haftadır "Kurban Hac içi farz, diğeri gelenekseldir" konusunu işliyor ve 3 ncüsünde bitiriyordum. Ancak ülkemizin döviz kuru üzerinden zor duruma düşmesinin gündeme gelmesi üzerine yazının hem başlığını değiştirdim, hem de bir paragraf ile de önerimi açıklıyorum.


       Hz. İbrahim zamanındaki toplumda, ilk çocuk, çoğunlukla bir Tanrı’nın çocuğu olarak görülürdü ve bu ilk çocuğun kurban edilmesi, Tanrı’ya ait olanın geri verilmesi demekti.


Saffat-108 ve 109. ayetlerde, Hz. İbrahim'e böylesi bir farklı uygulama yaptırılmasının, onun insanlara örnek olması için düzenlenmiş olduğuna değinilmiştir.


Saffat-108. Allah'a verdiği sözde durmasını ve çok sevdiği oğlundan ayrılmayı gerçekleştirmesiyle Biz, gelecek kuşaklar için İbrahim'i bir örnek kıldık. 109. Böylece de istedik ki, çağlar boyunca İbrahim'e selâm edilsin /olumlu dualar gönderilsin.


Hz. İbrahim'i örnek almak demek, Allah'a olan içten bağlılığını, bu uğurda her fedakârlığı göze almasını, atalarına karşı çıkışı ve onlar gibi putlara tapmayışını örnek almak,  bıraktığı olumluluklar için de ona dua etmek demektir.


Hz. İbrahim, oğlu İsmail’i kurban ettiğini gördüğü rüyayı, Allah tarafından “farz” bir emir olarak algılamış ve bunu yerine getirmeye teşebbüs etmiştir. Daha sonra, oğlunun yerine sevdiği bir koçu, yeni inşa ettikleri Kabe’de kurban etmeyi, bir bayram sevinci ile yerine getirmiş ve bu uygulaması ile de, ilk çocuğu kurban etme yerine hayvan kurban etme gelenekselleşmiştir. Böylece de eski Sami toplumunda insan kurban etme, sadece bir gelenek ayini iken, İbrahim’in hayvan kurban etme uygulamasında, Allah’a tam bir teslimiyetin ifadesi ve bayram olmuştur. çünkü O’na göre, Allah böyle istemiştir. İşte bu eylemle Hz. İbrahim, içten imanın bir göstergesi olarak, yeni bir dinsel uygulamayı başlatmıştır.


Daha sonra bu uygulama Mezopotamya, Anadolu, Mısır, Hint, çin, İran ve İbrani dinlerinde, yılın belli aylarında dinî törenlerle hayvan kurban sunma ve bayram yapma geleneği şeklinde devam ettirilmiştir. Böylece Âdem’in iki oğlu Hâbil ve Kâbil’le başlayan adak şeklindeki kurban ibadeti, dinî bir ibadet olarak, peygamberlik silsilesi içerisinde yüzyıllar boyunca ilerleye ilerleye Hz. İbrahim ve İsmail’e ulaşmış, onlarla da insan kurban etmekten kurtulma bayramı olarak devam ettirilmiş ve hac ibadetinin bir parçası şekline dönüşmüş ve yine aynı peygamberler silsilesi yoluyla yüzyılları takip ede ede gelip Hz. Muhammed’e kadar devam etmiştir.



  1. 3.    Kurban için ileri sürülen 3. dayanak Kevser suresinde bulunan "nhar" kelimesidir. Hanefi Mezhebi Fıkıhçıları, Kevser suresini örnek göstererek, şartları taşıyan herkesin kurban kesmesini vacip (farza yakın kuvvette bir uygulama) kabul etmişlerdir. Şafii, Maliki ve diğer fıkıh mezhepleri ise kurban kesmeyi vacip değil sünnet olarak kabul etmişlerdir.


Kevser-1. Ya Muhammed! Biz Sana Kevser ile bolca nimet ve mutluluk dolu bir hayatı verdik, şanını yücelttik. 2. Şimdi Sen, tüm bu verdiklerimize karşılık salâtına devam et ve kendini kurban edercesine /paralarcasına Rabbine ada /her şeyinle O’na yönelip Sen de O'nun şanını yücelt (1. İnna a'taynakel Kevser. 2. Fe salli lirabbike venhar).


       Ayetlere göre Kurban, bir Hac uygulamasıdır. Hac dışında olan için ise "kurban kesme" değil, ancak "kurban etme, kişinin değer verdiği bir şeyi, başkasının ihtiyacını gidermek üzere feda etmesi" söz konusu olur. Bu amaçla da Kurban bayramı sırasında verilmek üzere, yöntemlerden biri olarak, her mahallede bulunan ve önceden belirlenecek muhtaç kişilerin zaruri ihtiyaçları tespit edilsin ve "Veren de, alan da bilinmeden" dağıtılsın görüşündeyim. Böylece Kurban bayramı, kavurma yapma ve ihtiyacı olandan çok, yakındakilere et dağıtım ayından çıkarılmalı ve başkasının "Acaba kesti mi, niye kesmedi, ne kesti acaba" sözlerinden kurtulma girişiminden kurtarılmalı ve GERçEK MUHTAçLARIN, BELİRLENEN İHTİYAçLARININ GİDERİLMESİ VE ONLAR İçİN BAYRAM'a çevrilmelidir. Yani bir YARDIM BAYRAMI olmasıdır. Hatta, Günümüzde, Mekke’de yaşayanların artık  bu muhtaçlık halleri kalmadığına göre, Hac'ca giden insanlarımız, Mekke'de kestirdikleri bu kurbanlarını özel TIR'larla kendi ülkelerindeki muhtaçlara da gönderebilmelidirler. Kurban kesmenin Hac yeri olan Mekke’nin dışına taşırıldığı şimdiki uygulama, ayrıca önemli bir şeyi feda etme değil, sadece para ile kolayca satın alınan bir hayvanı kesmek demek olmaktadır. Bu da Müslümanların, "kolayca canlı kesen" imajı ile anılmasına yol açmaktadır.


       öNüMüZDEKİ KURBAN BAYRAMI FIRSATI DEĞERLENDİRİLMELİ VE  DEVLETİ TEMSİL EDEN HüKüMET TARAFINDAN BAŞLATILACAK BİR SEFERBERLİK MİSALİ, öNCE KURBAN KESMEKTEN VAZGEçMEK üZERE DİYANET İŞLERİ AçIKLAMA YAPMALI VE KURBAN KARŞILIĞI KADAR BİR PARAYI, OLUŞTURULACAK GüVEN VERİCİ VE ŞEFFAF BİR HESABA HER VATANDAŞIN HİBE ETMESİ İSTENMELİ VE BURADAN ELDE EDİLECEK MİKTAR İLE DEVLETE AİT DIŞ BORç öDENMEĞE çALIŞILMALIDIR.


Yine Kurban bayramının, muhtaçların et dışındaki gerçek ihtiyaçlarının Allah Rızası için karşılandığı ve onlara bayram sevincinin yaşatıldığı bir bayram olması yanında, ülkemizin düzlüğe de çıkmasını diliyorum. İnşallah……


NOT: NöVAK Vakfına ait olan Şu kitaplarımın gelirleri ile Eskişehir Tıp öğrencilerine burs veriyoruz. Almanızla bize destek olursanız, öğrenci sayımız artacaktır: "DİN VE BEYİN", "SON DAVET KUR’AN TERCüMESİ", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "İSLÂM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL", "OKU! KONULARINA GöRE KUR'AN AYETLERİ-Sözlük" ve "KUR'AN'IN KULU KöLESİ MEVLANA".  


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gazi Özdemir Arşivi