SADECE HASTA HAKLARI, SAĞLIKÇIYA ŞİDDETE DAVETİYEDİR-5

 


Geçen haftadan kaldığım yerden devam edeyim…



  • Sağlık Hukuku Mahkemeleri Yapılandırılmalıdır: Bilimsel gelişmelere paralel olmak üzere Tıp’ta uzmanlaşmalar ve Yan Dallarda üst uzmanlıklar sürekli bir yapılaşma ve kendini yenileyip geliştirme becerisini bir şekilde ve Sağlık Bakanlığının ayak uyduramamasına bakmaksızın gerçekleştirirken, Yargı Teşkilatı Yargının çeşitlenmelerine yönelik yapılanmayı şimdiye kadar tam gerçekleştirememiş görünmektedir. Mahkemelerin yapılanmalarına baktığımızda:



  1. Hukuk Mahkemeleri:

    1. Genel Mahkemeler: Sulh Hukuk, Asliye Hukuk

    2. İhtisas Mahkemeleri: İş, Ticaret, Kadastro (Tapulama), İcra Tetkik, Fikri ve Sinai Haklar Mahkemeleri, Tüketici Mahkemeleri


  2. Ceza Mahkemeleri:

    1. Genel Mahkemeler: Sulh, Asliye ve Ağır Ceza

    2. İhtisas Mahkemeleri: Aile, çocuk, Fikri ve Sinai Haklar Mahkemeleri


  3. İdari Yargı Mahkemeleri: İdare, Bölge idare, Vergi Mahkemeleri

  4. Askeri Yargı Mahkemeleri (15 Temmuz darbe girişiminden sonra kaldırıldı)


Mahkemelerin bu yapılanmasında herkesin çok önemsediği Sağlık konusuna yönelmiş bir yapılanma maalesef yok.


Belirttiğim gibi Sağlık çalışanı ve özellikle doktor, hasta için Allah gibi görülen bir kurtarıcıdır. Ancak bu öngörü yanında insan olduğu göz önünde bulundurulmayan ve insan olduğu halde hata yapmasına hak tanınmayan, hastalanması, uykusuz kalması, yorulması, üzüntülü olacağı, derdi olabileceği düşünülmeyen bir varlık.


Böylesi mucizevi bir varlığa karşı son yıllarda açığını yakalamak, hatasını bulmak veya her hastalığa özgü tıbben beklenen komplikasyonları hekim hatasıdır diye yorumlamaya hazır bir hasta ve hasta yakını yanında, bu komplikasyonları hekimi şikâyet ettirmek üzere hasta ve yakınını ikna etmeye uğraşan ve şirketleşmeye başlayan Avukatlar grubu (ön yargılı olmayanlar dışında) da oluşmaya başladı.


Nasıl Nasreddin Hoca ağaçtan düşünce kendisi gibi ağaçtan düşmüş birini yardım için istemişse, hekimi de ancak başka bir hekimin anlayabileceği ön görüsü doğrultusunda Yargı sisteminin de Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Sağlık Mahkemeleri şeklinde bir yapılanmaya gitmesi şarttır. Yoksa şu anda olduğu gibi Sağlık İşlevindeki gerçeklere uymayan Yargı kararları daha da artacak ve hekimlerde oluşmaya başlayan sorunlu olabilecek hastadan kaçma, görüntülü ortamda hasta ve yakını ile muhatap olmayı benimseme (ispatlı olsun diye) gibi direnç ve çözüm girişimleri de daha çoğalacaktır.


Yargıda Sağlık gibi ayrıca Deprem, Bilgi iletişim (internet) gibi konularda da branşlaşmanın gerçekleşmesi mutlaka Adaletin en az zararla gerçekleşmesine katkı sağlayacaktır. Tabii ki bunun için hastanelerde temel teorik ve pratik sağlık eğitimini ve işlevselliğini yaşayarak eğitilmiş yeterli Yargı mensuplarının (Hakim, Savcı ve Avukat) yetiştirilmesi şarttır.



  • Hekim ve diğer sağlıkçılar da birbirlerinin aleyhine konuşmamalı ve özellikle hasta veya yakınına başka bir hekimi eleştirel şekilde konuşmamalıdır. çünkü hiçbir meslek idareci veya idarecileri, kendi mensuplarını hedef göstermemişler, ya hiç konuşmamışlar veya konuşanların hemen ağzının payını verip saygının zedelenmesine meydan vermemişlerdir.

  • Araç-gereç eksikliğini gündeme getirmeyerek, hekimin zorluğu ve eksik girişim yapmasını bu eksikliğe değil, hekime yıkma yanında, sorunu çözme beceriksizliğini hekim ve sağlıkçıların üzerine atıp, onları rencide edecek gerçek dışı konuşmaların ve hedef saptırıcı yaklaşımların da sonlandırılması şartın şartıdır. çünkü bu yaklaşım ve konuşmalar, hasta ve yakınlarında zaten mevcut olan mağduriyet ve aldatılmışlık duygusu temelinde, haklılık duygusunu körüklemekte ve hekime-sağlıkçıya saldırma dürtüsünü kışkırtmaktadır.

  • Hekimlik diplomasının gasp edilmesi ve mecburi hizmet ismi altında mağdur edilip halkın gözünde diğer mesleklere göre incitilmesinden vazgeçilmelidir. Bu mağduriyet yetmezmiş gibi sık sık değişen ve çoğu da hekim ve sağlık çalışanı üzerine inşa edilmiş yönetmelik ve genelgelerle de bir nevi sürekli mobbing uygulanmalara son verilmelidir. çünkü bu iki konuya muhatap edilen başka bir meslek grubu yoktur.

  • Performans uygulamasından vazgeçilip, emekliliğe yansıyacak makul bir ücretlendirme sistemine geçilmelidir. Doktor ve diğer sağlıkçılar dışında hiçbir meslekte ne kadar olacağı belli olmayan, izinlerde kesilen döner sermaye katkısına ve emekliliğine yansımadığı için düşük bir maaşa mahkûm edilen ve hasta ve yakınlarına ay sonunun hesabını “benim sayemde performans primi alacak, dolayısıyla ben ondan daha üstünüm” dedirterek yaptıran ve böylesi bir ön yargıya sokturulan başka bir meslek grubu yoktur..

  • Şiddet uygulayan, “görevliye saldırı, görevi engelleme ve bilinçli saldırı” suçları ile suçlanıp duruşmalar hızla sonuçlandırılmalı ve indirimler uygulanmamalıdır. Zaten mağdur durumda olan doktor ve sağlık çalışanlarına olan saldırma cesaretinin hasta ve yakınlarında oluşmasında önemli bir etkenin, sayın yargıçlarımızın bu saldırıları yapan faillerin tutuklanması ve adli takibata alınmalarında göstermiş oldukları caydırıcı olmayan kararlarının da olduğu hepimizde oluşan bir kanaattir.

  • Sağlık Bakanlığı yanında Türk Tabipler Birliği ve diğer sağlık çalışanlarını kollayan dernek ve sendika gibi kurumların da tüm gücünü sadece doktor ve sağlıkçı meslek grubunun yasal ve etik haklarını koruyup kollamaya ve başka konularla gücünü heba edip etkinliğini zedeleyecek girişimlerden kaçınması gerektiğine inanıyorum.  

  • Aşırı iş yükü ve olumsuz çalışma koşulları, volüme dayalı performansın getirdiği aşırı yoğun çalışma, izin ve tatil yapamama, sık ve yoğun geçen nöbetlerin ertesinde hekimlerin çalışmaya devam ettirilmeleri, polikliniklerde günde 70-110 hastaya bakmak zorunda kalmaları, hekimlerin hastalarına yeterince zaman ayırmalarını ve gerekli özen ve ilgiyi göstermelerini engelleyerek ve tıbbi karar ve müdahalelerinde hata yapmalarına yol açarak şiddeti beslemektedir. Bu yoğunlukla ilgili düzenlemelere gidilmelidir.

  • Malpraktis olgularında hizmet kusuru-kişisel kusur ayrımı yapılmadan, bu konuda bilgisi ve yetkinliği olmayan medya mensupları tarafından, reyting uğruna hekim ve diğer sağlıkçılar hemen suçlanmamalıdır.


Umarım bu endişelerim, ilgililerin dikkatine kadar ulaşır. İnşallah…..


NOT-1: Şu kitaplarımın gelirleri ile Eskişehir Tıp öğrencilerine burs veriyoruz. Almanızla bize destek olursanız, öğrenci sayımız artacaktır: "DİN VE BEYİN", "TüRKçE KUR'AN", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "İSLÂM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL", "OKU! KONULARINA GöRE KUR'AN AYETLERİ" ve "KUR'AN'IN KULU KöLESİ MEVLANA".


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gazi Özdemir Arşivi