NİSA-3'TE ANLAM KAYDIRMASI

 


önceki haftalarda Nisa-43, maide-6, Bakara-222, 228 ve son olarak da Bakara-282 nci ayetlerde Hz. Muhammed ve Kur’an’a iman eden toplumlarda kaosa ve uygulama karışıklıklarına neden olan anlam kaydırmalarına değinmiştim. Böylesi daha başka kaydırmaların da Hz. Muhammed’in vefatından hemen sonra takiyye yapan Yahudi ve Hıristiyan sözde Müslüman olmuş Haham ve Papaz din adamları tarafından yapılıp, ilk yapılan tefsirlere koymak üzere gerçekleştirilmiş olduğunu belirtmiştim.


Bugün de Nisa-3 ncü ayette yapılmış olan ve istismarda koz olarak asırlarca kullanılmış ve halen kullanılmakta olan anlam kaydırmasına değineceğim.


Nisa-2. Yetimlere mallarını tam verin. Kendi habis /kötü-pis /haksız elde etmiş olduğunuz mallarınızı onların temiz olanlarıyla değiştirmek ve mallarına el koyup, kendi malınızmış gibi yemek üzere sahiplenmeyin. Böyle yapmak, gerçekten büyük bir hak yeme suçudur. 3. Eğer böyle bir hak yeme durumu olacağından endişe eder ve adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız, mallarına bu haksız şekilde el koymayın. Böylesine hak yeme amaçlı bir hata yapmaktansa, maddi gücünüze göre iki, üç, dördü gibi ne kadarına gücünüz yetiyorsa, malları ile birlikte onları sadece korumanıza /nikâhınıza alın, koruyup kollayın veya gücünüze göre evlenmelerine destek olun ve evlendirin. çünkü evli olduğunuz bir eşiniz varken, onlardan siz alır ve evlenirseniz, adaletli davranamama korkusu yaşarsınız. Bu nedenle, korumanıza alma ile ilgili olmasına rağmen, bu tek bir kadınla evlenmeyi tercih etmenize yönelik önerimiz, haksızlığa ve adaletsizliğe sapmamanız için en uygunudur.


Araplarda bir erkeğin bir kadını cinsel münasebet olmaksızın sadece koruması altına alması ve sahiplenmesine “Nikâhlanma”, cinsel münasebetli birlikteliğe ise “Evlenme” veya “Nikâhlanma” ifadesi de kullanılmaktadır. Zor durumda kalmış sahipsiz kadınlara yönelik bu cinselliksiz “Nikâhlanma uygulaması Ahzab-51 nci ayette açıkça önerilmektedir. Bunun örneğini, yalnız bir kadının Hac’ca gidebilmesi için bir erkek tarafından sahiplenilmesi için onunla nikâhlanması işleminde görmekteyiz. Yine aşağıdaki açıklamalarda göreceğimiz gibi, nikâhlanma kelimesi hem aktif olarak “Evlenin”, hem de pasif olarak “evlendirin” anlamında da kullanılan bir kelimedir.


Hz. Muhammed zamanında Arap Bedevileri, sözde himayelerine alıp çok eşli olacak şekilde evlenip sahiplendikleri ve yapılan savaşlarda yetim kalmış kadın-kızları mal varlıklarını da alıp harcıyorlardı. Bu geleneğe son verilmesi için bu ayet inmiş ve daha sonra böylesi istismar edici evliliklere kimse yanaşmamaya başlamıştır. çünkü bu ayetten önce artık savunma savaşları bitmişti. Hatta Hz. Muhammed de birden fazla dul kadını koruma altına almak, yani nikâhlanmak şeklinde ve cinsel münasebetli bir evlenme yapmamış, sadece nikâhlamıştır. İslâm dininin yayılması amacıyla bu yöntemi kullanmıştır.


Asırlardır erkekler tarafından yapılan yorumlar nedeniyle toplumlarda kargaşalara yol açan ayetlerden biri de bu 3 ncü ayettir. Hâlbuki ayetin indiği Hendek savaşı sonrasında, yetim veya dul kadınların sayısının iyice arttığı döneme ve surenin diğer ayetlerine ve Kur’an’ın ana fikrine dikkat ettiğimizde, bu ayetin gerçek mesajını çözebiliriz. Ayette varlıklı yetim bir kadını korumak bahanesiyle evlenip onun malına haksız bir şekilde sahip olmaya kalkışmaktansa, o dönemdeki savaşlar, yapılan


eziyetler ve göçlerle, ortada korumasız veya yetim kalmış kimsesiz kızlar-kadınlar ve dul kadınlardan 2-3-4 veya daha fazlasını onlarla evlenmeksizin sadece koruma altına alma ve sahiplenme, yani sadece nikâh fedakârlığı veya evlenmelerine ön ayak olma istenmektedir (onlarla evlenme değil,). Arapçasına bakarsak bu ayette "fenkihu", Nur-32 nci ayette ise “enkihu” kelimesi kullanılmakta ve her iki kelime de “evlenin veya evlendirin, evlenmelerini sağlayın” gibi pasif veya aktif gibi iki anlamı olan bir kelimedir. Maide-6 ncı ayetteki “fettahharu – temizlenin, sakinleşin, temizletin, sakinleştirin, arının, arındırın” ifadesi gibi. Ve bu ikili anlam, Kur’an’ın genel özüne ve ruhuna uygun olacak şekilde kullanım esnekliği sağlamaktadır. Halbuki "Nikah akdi yapın, onlarla evlenin" ifadesi için Bakara-221’de “tenkihu – nikahlanmak, evlenmek”, Bakara-235 nci ayette "ukdeten nikahı – onlarla nikah akdi yapın, evlenin", Nisa-22’de “la tenkihu – evlenmeyin”, “nekeha – evlenen, evlenmiş olan”, Nisa-25’te “fenkihuhunne – onlarla evlenin” yine Nisa-25 nci ayette “yenkihal - evlensinler”, Nur-49’da da “nekahtu – nikahlamak, evlenmek” ifadesi kullanılmıştır. Ayette "Kendinize nikahlayın" denseydi, "fenkuhu a la nefsikum" veya "fenkuhu ileyk" gibi açıkça aktif anlamında denmesi gerekirdi. Nisa-129 ncu ayette de, birden fazla kadınla evlilikte adaletin sağlanamayacağı belirtilmiş ve bu yönü ile de zaten çok eşli evliğin yanlış olacağı vurgulanmıştır. Yine Nur-32 nci ayet ile tek eşli evliliğin tercihine değinilmiştir.


Ancak Kur’an tefsiri ve yorumlanmasını yapan erkekler, birden fazla anlamı olan kelimelerde her nedense koz olarak kullanacakları ve istismara uygun anlamları seçmişler ve Kur’an’ın hem genel ruhuna, hem de “Kolaylaştırın, zorlaştırmayın” prensibine ters gelecek anlamlandırmaları ile asırlarca kafa karışıklıklarına ve dini zorlaştırmaya neden olmuşlardır.


Ayette tek eşli evlilik önerilmektedir. Ortak istemeyen Allah'ın, ortaklı bir evliliğe onay vermesi düşünülemez. çünkü Kur'an, evliliği bir nevi Tek Allah ve tek insan nesli düşüncesine götürecek çekirdek bir kurum olarak görmekte ve bu nedenle desteklemektedir. Dolayısıyla eşlerin, birlik oluşturmak üzere anlaşmayı sağlamaları, değilse boşanmaları istenmekte ve eşlerden herhangi birinin zina suçunu işlemeleri de bu nedenle büyük günahlardan sayılmaktadır. çünkü gerek çok eşlilik, gerekse başka biri ile olmak (zina), o kişi veya kişileri şirk koşma kolaylığına yönlendirici etki yapacaktır diye düşünüyorum.


Ayet, evlenme ile ilgili olduğuna göre, düğünlere de değinmekte yarar var. Sayın Zekeriya Beyaz; "Müslüman düğün diye yapılan düğünlerde hiç çalgı ve eğlence yapılmayıp, mevlitli düğün yapmak doğru değildir. Hem ölüye mevlit, hem düğüne mevlit olmaz. Peygamberimiz zamanında düğünlerde tefler çalınır, şarkılar söylenir ve şenlik yapılırdı. Aşırılıklar yanlıştır. Orta yol doğru yoldur".


Bununla ilgili Hz. Muhammed'e atfedilen şu sözler bulunmaktadır: "Nikahı ilan edin, ilanı da herkesin bir arada olduğu mescidlerde yapın. üzerine de def vurun." Kütubu sitte-5636. "Bir kadını, ensardan bir erkekle evlendirmiştik. Resulullah, "Ey Aişe! Eğlenceniz yok mu? Zira ensar eğlenceyi sever" buyurdular-Kütubu sitte-5637".


çünkü bizden istenen, olumlulardan olan eğlenme ve zevk alma nefsimizi öldürmemiz ve kendimizi mahrum etmemiz değil, onu orta düzeyde ve ifrata kaçmadan kullanmamızdır.


NOT: Şu kitaplarımın gelirleri ile Eskişehir Tıp öğrencilerine burs veriyoruz. özel günlerinizde kitaplarda hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: "DİN VE BEYİN", "TüRKçE KUR'AN", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "İSLÂM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL", "OKU! KONULARINA GöRE KUR'AN AYETLERİ" ve "KUR'AN'IN KULU KöLESİ MEVLANA", “TEVRAT VE İNCİL’DE öNCEKİ İSLAM” ve “KUR’AN VE SON İSLAM”.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gazi Özdemir Arşivi