Kazanma Hedefli İşletme Olmak



Bir iş sahibi gelir ve gidere konu olan operasyonların tümünü kendisi yapmayabilir. Gerçekten pek çok işletmede roller ve görevler çalışanlar arasında pay edilmiştir. Buna karşılık işletmeci özellikle tüm maliyetleri ayrıntılı olarak bilmelidir. İşletmenin satış ve maliyet bilgilerine sahip olarak işletmeci maliyeti satışların oranı olarak hesaplayabilir.

Düzenli aralıklarla hesaplanan maliyetin satışa oranı, işletmeciye hem zaman ekseninde hem de piyasa (rekabet) şartlarında karşılaştırmalar yapma olanağı sağlar. Oranın (işletme aleyhine olarak) yükseldiği dönemlerde verilerin sağladığı bilgilenme ile bu engeli aşmak için bazı önlemler öngörme ve faaliyetler geliştirme gereği doğar. İyileştirme önlemleri (reklâm-tanıtım gibi pazarlama iletişimi konularından maliyet azaltma usullerine ya da yalın yönetime kadar) pek çok farklı şekilde olabilir.

Burada günümüz iş dünyasının bir gerçeğinin altını çizmek uygun olur. Kârı “Kâr = Fiyat – Maliyet” formülüyle hesaplamakla birlikte günümüz şartlarında fiyat, işletmenin dışında pazarda oluşuyor. Bir başka deyişle 20’nci yüzyılda olduğu gibi işletmeler fiyat belirlemede etkili değil; fiyatı verili olarak kabul etmek durumunda kalıyorlar. çünkü küresel ölçekli pazarda benzer ürünleri imal edip uygun fiyatlarla pazara sunan çok sayıda işletme var. Bu durumda kârlılığı iyileştirmek için geriye tek yaklaşım, (müşteri tatmini ve kaliteden taviz vermeden) maliyetleri aşağı çekmek kalıyor. Bu nedenle işletmecinin maliyet verilerine tam anlamıyla hâkimiyeti gerekiyor.

Fiyatın küresel pazarda belirleniyor olması, işletmecinin fiyat konusunda hiçbir etkisi olmadığı anlamına gelmez. Sonuçta kendi malının fiyat etiketini belirleyen işletmecidir. Fakat bu fiyatlama sürecinde iç ve dış pazardaki fiyatları göz önüne almak ve kendi ürününü fiyat olarak uygun (rekabetçi) biçimde konumlandırmak zorundadır.

Kârlılık hedefi, piyasanın durumuna göre bir ürünü üretmeye (satmaya) devam etmeyi ya da sonlandırmayı gerektirir. Genelde düşük kârlı ürünlerden kaçınma doğru bir kural olmasına rağmen, bu ürünün yüksek kârlı başka ürün ve hizmetlerin satılmasına neden olduğu durumlarda devamlılığı tercih edilir. Bu örnekte görüldüğü gibi; günümüz iş dünyasında geleneksel katı kurallar yoktur. önemli olan, kârlılık hedefini yitirmemek ve dinamik biçimde buna uygun politikaları geliştirmektir.

Bazı işletmelerde düzgün kayıt tutulmadığı için gerçek durumu belirten veriler bulmak zordur. Bu tür yerlerde öncelikle sağlam kayıt sistemini geliştirmek gerekir. Doğru veriler olmadan sağlam bir yönetim sistemi geliştirilemez. Dolayısıyla yukarıda özetlediğim doğru işletme politikası yaklaşımlarını da geliştirmek mümkün olmaz. Veri yokluğu kadar ‘acı’ olan bir başka durum ise kayıtların çöp sayılacak ‘uydurma verilerden’ oluşmasıdır. ‘çöp verilerle’ üretilen işletme plan, program ve politikaları da ancak çöp niteliğine sahip olur.

Bir işletme kurarken veya mevcut olanının tümünü ya da bir kısmını iyileştirirken, yapının sağlam temeller üzerine kurulması gerekir. Temeli sağlam olmayan bir yapı ekosistemden gelen ilk sarsıntı sonrasında devrilir, gider. Bu nedenle sağlam yapılanma (diğer vazgeçilmez fonksiyonlar yanında) güvenilir bir bilgi alt yapısının oluşturulmasını gerektirir. Bir işletmenin bilişim sistemi sadece mektup yazmak, e-posta göndermek veya devletin zorunlu kıldığı kayıtları tutmak için değildir. O sistem öncelikle işletme yönetimi için ihtiyaç duyulan (bu bağlamda kârlılığı desteklemede kullanılacak) verileri üretebilmelidir. özetle; kurumsal veri alt yapısı kaçınılmazdır.

(Devam edecek)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi