Kentte Mekânı Geliştirmek ve Sosyal Kullanım



Kentteki iyileştirme ve geliştirme faaliyetleri konusunda beklentiler, bunların yerel yönetimler tarafından yapılması yönünde gelişiyor. Kent yönetimlerinin oy ve takdir beklentileri, sosyal ve kültürel yaşama ilişkin çalışmaların halka “balık tutmayı öğretmek yerine balık vermek” halini alması ile sonuçlandı. Kentli yurttaşlarca yapılabilecek sivil toplum faaliyetleri bile onlar adına kent yönetimleri tarafından gerçekleştirilir oldu. Hâlbuki halkın doğru yönlendirilmesi ve teşvik edilmesi ile kentsel mekânların sosyal ve kültürel kullanımına canlılık getirecek çok başarılı örnekler yaratılabiliyor.

Mekânın Sosyal Kullanımı
Park, meydan, kütüphane, müze gibi kentin kamusal alanlarında canlı kullanımın kendiliğinden oluşacağını varsaymak fazla iyimserlik olur. Bu tür yerlerin, kentteki sosyal yaşamı daha canlı hale getirmek üzere değerlendirilmesi gerekir. Bu yöndeki ilk adım, kamusal alan çevresinde yaşayan vatandaşların söz konusu mekâna sahip çıkmalarının sağlanmasıdır. Kent yönetimlerine düşen görev, kamusal alanlarda ‘halk adına’ etkinlik yapmak yerine bu tür faaliyetlerin bölge-yöre halkı tarafından düzenlenmesini özendirmek ve yurttaşlara bu yönlü bilgi ve deneyim kazandırmaktır.

Kentin kamusal alanları genel olarak kentte yaşayanlar tarafından bireysel ve pasif biçimde kullanılırlar. Hâlbuki kent öncelikle birlikte sosyal yaşam ve çoklu ilişki-iletişim demektir. Kentteki faaliyet formlarının da bu sosyal yönü yansıtması gerekir. Park, kütüphane veya müze gibi mekânların –gerektiğinde sosyal sorumluluk temelli sponsorluk da bulunarak– yurttaş örgütlenmeleri tarafından değerlendirilmeleri beklenir.  Mekânın yapısına uygun olarak okuma günleri, yazma atölyeleri, resim çalışmaları, açık alan kutlamaları, forumlar gibi pek çok etkinlik düzenlenebilir. Yurttaşların doğrudan bu tür konulara yönelmeleri ile çok daha yaratıcı örnekler bulunacaktır. Yerel yönetimlere ve kentteki güçlü sivil toplum kuruluşlarına düşen görev ise semtlerde, mahallelerde veya büyük yerleşim bölgelerinde bu tür faaliyetlerin tohumunu ekmek amacıyla kolaylaştırıcılık ile eğitim ve danışmanlık hizmetleri vermektir.

Hep Birlikte
Kentsel mekânların canlandırılması konusunda yapılacaklar iki tür katılım ve liderlik gerektirir. Bu gerekliliklerden üstten alta doğru olanını kentin üst yönetimi sahiplenir; alttan üste doğru sahiplenme ise yurttaşlar ve sivil toplum kuruluşları tarafından gerçekleştirilir.

Kentin kamusal alanlarının değerlendirilmesi için öncelikle mevcut mekânların kullanım durumu tespit edilmelidir. Kapalı mekânlar, okul bahçeleri veya parklar çoğu zaman yeterince değerlendirilmeden durmaktadır. Cadde ve sokaklarda her boş bölümün taşıt parkı olması gibi bir ön kabul gelişmiştir. Hâlbuki bunların tamamı daha canlı bir sosyal yaşam için değerlendirilebilir.

Kentin üst yönetimlerinin öncelikli görevlerinden birisi kamusal alanların kullanımı konusunda kalın çizgilerle geliştirilmiş bir vizyon oluşturmak ve bunun paylaşımını sağlamaktır. Giderek kentlerin ‘taşıt parkı’ haline dönüştüğünü dikkate alarak bu çıkmazdan kurtulmanın da kentin üst yönetimlerinin öncelikli sorumluluk ve görevlerinden birisi olduğunu söylemeliyiz.

Denemek
Başta bir bütün olarak kentin kendisi olmak üzere kamusal alanlar karmaşık varlıklardır. Kentin tamamında her şeyin bir anda doğru ve yolunda gitmesini bekleyemeyiz. Bu nedenle deneysel pilot uygulamalar yapmak yararlı olur. Başarılı örnekler her zaman ilgi çeker.

Diğer yandan kentsel mekân gelişimi ve kullanımı küresel ölçekte başarılı ve başarısız örneklere sahip bir alandır. Bu nedenle başka ülkelerdeki gelişmeleri izlemek ve değerlendirmek de yararlı olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi