İşsizlik ve İstihdam

 


 


Günümüz ekonomilerinin öncelikli sorunlarından birisi artan işsizliktir. Pek çok devlet, istihdam sorunlarının çözülmesini önüne hedef olarak koymaktadır. Ama istihdam olanaklarını artırırken, işten çıkarmayı kolaylaştıran bazı yasal gelişmelerin olduğu örnek ülkeler de görmekteyiz. İstihdamı artırıcı politikaların; bir işe sahip kişilerin güvence altında işlerini sürdürmeleri kadar, işsizler ve aktif çalışmaya uygun olmayanlar için gerekli koruyucu önlemleri alması gerekir.


 


Bir hükümet politikası, “İş bulan çalışır, bulamayan başının çaresine bakar” biçiminde bir yaklaşım doğru değildir. Ekonomik program ne denli liberal olursa olsun, işgücünün sağlıklılığını ve sürekliliğini sağlamak zorundadır. İşsizleri sokağa terk etmek, otoriteyi sokağın ve mafyanın eline bırakmakla eşdeğerdir.


 


Günümüzde yerel yönetimler ve bazı sosyal kuruluşlar tarafından mesleğe yönelik kurslar açıldığını görüyoruz. Bu kursların bazılarında el sanatlarına yönelik beceriler öğretilmektedir. Bir kurs olarak başırılı olan etkinliğin, süreklilik ve gelir getirme yönünden aynı başarıyı sağlayamadığını sıklıkla gözlüyoruz. Hatta çoğu zaman kursun sonuna doğru katılımcı sayısında ciddi düşüşler oluşabiliyor, kursun sonraki tekrarları gerçekleşmiyor. Buradaki temel sorun, yapılan işin gelire dönüşememesidir. özetle; bir iş, öncelikle gelir getirici olmalıdır.


 


Dolayısıyla istihdam sağlayıcı politikaların, öncelikle işin gelir sağlayıcı hale getirilmesini dikkate almaları gerekmektedir. Bu nokta, hem özel işler hem de ücretli işler açısından incelenmeli; ücret karşılığı yapılan işlerde işgörenin durumu kadar işverenin koşulları da değerlendirilmelidir. Gelir getirici işin sürekliliğinin sağlanması, bu anlamda çok kriterli bir konudur.


 


Yoksulluk paylaşılmaz. ülkemiz ekonomisinin birincil sorunu, bölüşülecek olan ekmeğin yetersizliğidir. Bu nedenle istihdamın artırılması, yeni iş alanlarının açılmasına ve yeni yatırımların yapılmasına bağlıdır. Bu bağlamda daha iyi gelir getiren işler için girişimciliğin desteklenmesi kaçınılmazdır. Kamu ve özel sektör örgütleri; yenilikçilik ve girişimciliğin yaygınlaşması, rekabetçi ortamda büyümenin sağlanması ve daha verimli sürdürülebilir iş imkânları yaratılması konularında çalışmalar yapmalıdırlar. Günümüzde; istihdamın artırılması ve giderek tam istihdam koşullarına yaklaşılması yönünde yapılacak çalışmalar, kamu, özel veya sivil ayırımsız olarak tüm sektörlerin acil görevleri arasındadır.


 


ülkemizdeki ekonomik sorunlar dikkate alındığında, ağır vergi koşulları daha önemli hale gelmektedir. Böyle bir durum, kayıtlı olarak çalışan, vergisini düzenli ödeyen, dürüst iş sahipleri ile kayıtdışı koşullarda iş gören kuruluşlar arasında haksız rekabet koşulları yaratmaktadır. Bu bağlamda kayıtdışı istihdamla mücadele, sosyal ve siyasal politikaların ayrılmaz bir parçası olmak zorundadır.


 


Kayıtdışı istihdama karşı savaş, işgücünü korumaya yönelik çalışmaların bir parçası olma yanında, kamu kayıplarının azalmasını da beraberinde getirecektir. Bugünkü politikalar; kamunun kayıtdışından kaybettiğini, dürüst çalışanların üstüne yüklemek biçiminde gerçekleşmektedir. Kamunun kendi beceriksizliğini, dürüst kişi ve kuruluşlara artan vergi ve prim zulmü yaparak karşılamasını anlamak mümkün değildir.


 


öncelikle istihdama ilişkin mevzuatın ve yaptırımların basitleştirilmesi kaçınılmazdır. Kayıtdışı konusunda bilinçlenme sağlamak için, vergi dairelerinin ve çalışma müdürlüklerinin baskınlarından daha fazla eğitim ve bilinçlendirme çalışmasına ihtiyaç vardır. Bugünkü vergi yükü ile istihdamın artacağını öngörmek, hayalden ötesine geçemez.


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi