Teknoloji, İşgücü ve İşsizlik

 


ünlü bir markanın yeni telefon modeli piyasaya sürüldü; İstanbul’daki satıcı mağazanın önünde uzun kuyruklar oluştu. Her gün yeni ve gelişmiş modelleri çıkan cep telefonları ve bilgisayarların albenisine öylesine daldık ki, teknolojinin çılgınca gelişme hızının bizi nerelere götüreceğini sorgulamak çoğu zaman aklımıza bile gelmiyor. Küresel çağ’da bilişim, iletişim ve İnternet teknolojilerindeki gelişmeler adeta uyuşturucu etkisi yapıyor. Yeni elektronik oyuncaklarımızla mesut olmaya çalışırken bu gelişmenin diğer etkileri konusunda akıl gözümüz görmez bir hal alıyor.


Şimdi konuyu baştan alalım. 20’nci yüzyılın son çeyreğinde başlayan ivmeli değişim; üretim, bilişim, iletişim, İnternet ve lojistik teknolojilerindeki gelişmeler sayesinde gerçekleşti. Hiç kuşkusuz bu sürece finansman alanında geliştirilen yeni yaklaşım, yöntem ve araçlar da etki yaptı. 1970’li yıllara kadar işletmenin en büyük darboğazı olan üretim ile ürün ve hizmet çeşitliliği sıkıntısı bu gelişmeler sayesinde aşıldı; üretim hacmi genişledi. 20’nci yüzyılın bitişine yaklaşıldığında pazarlamak ve satmak konusu, geçmişin üretim sıkıntılarının yerini aldı. Sonuç açısından bakıldığında ürün miktarı ve çeşitliliği genişlerken, müşteri hacmi daralmış gibi bir görünüm ortaya çıktı.


 


Küresel çağ’la birlikte firmalar pazarlama iletişimi başta olmak üzere satış ve pazarlamaya daha fazla kaynak harcar hale geldiler. Gene bu süreçte ar-ge, ür-ge ve tasarım konuları, firmaların yükselen maliyet kalemlerini oluşturdu. Böyle bir durumda bütünleşen dünya pazarında rekabet edebilmek için toplam mal olma maliyetinin düşürülmesi ihtiyacı doğdu. İlk akla gelen unsurlardan birisi, işçilik maliyetlerini düşürmek yönünde idi. Bu dönemde işgücü maliyetlerinin hayli düşük olduğu Güneydoğu Asya ülkeleri yatırımcı ve girişimcilerin ilgisini çekti. Pek çok fabrika, başta çin olmak üzere Asya’nın bu bölgesine taşındı.


 


Son yıllarda görüyoruz ki; işgücü üzerinden sağlanan maliyet iyileştirmeleri yeterli küresel rekabet için giderek daha az yeterli oluyor. Teknolojik gelişmenin sağladığı imkânlar giderek ucuz işgücü ile kıyaslanabilir olmaya başladı. Bunda otomasyon ve robot teknolojisi teçhizatın giderek daha yaygın ve ucuz bulabilmesinin etkisi var. İlerleyen zamanda bilişim esaslı otomasyonun giderek işgücünün daha fazla yerini alacağını kestirebiliyoruz.


 


Otomasyonun engellenemez yükselişi yanında, “mavi yakalı” niteliksiz işgücü safları düşerken ar-ge, ür-ge, inovasyon ve tasarım gibi yetkinliklerle donanmış “beyaz yakalı” işgücü daha fazla öne çıkacak. 20’nci yüzyılın sonlarında kitlesel üretimden müşteri odaklı üretime geçilmeye başlandı. önümüzdeki dönem ise birim ürünün içinde işgücü maliyetinin giderek düştüğü, buna karşılık otomasyon ve tasarım maliyetlerinin yükseldiği bir dönem olmaya devam edecek.


 


Sanayide ve diğer iş alanlarında otomasyonun daha fazla kullanılmasının doğal sonuçlarından birisi düşük nitelikli “mavi yakalı” işgücüne ihtiyacın azalması olacak. Bunun birinci sonucunun bu türden işgücünü fabrikanın dışına iten teknolojinin, yeni dönem işsizliğinin de nedenlerinden birisi olması… Böylece ısınma, barınma, yeme – içme gibi “sorunları” olmayan robot tezgâhlar ve aparatlar işgücünün yaptığını muhtemelen daha az maliyetli olarak gerçekleştirecek.


 


Bir diğer beklenen sonuç ise artık daha az niteliksiz işgücüne ama daha fazla nitelikli araştırmacı, geliştirici ve tasarımcıya ihtiyaç duyan sanayinin yeniden gelişmiş ülkelere dönmesi şeklinde olacak. Muhtemeldir ki; niteliksiz işgücünün yoğun olduğu ülkelere çevreyi kirleten, düşük katma değerli iş alanları kalacak. Muhtemelen böylece tüm dünya toplumları olarak ekonomiler arası eşitsizliğin yeni bir biçimini yaşıyor olacağız. Hiç kuşkusuz bu yeni durumun ekonominin ötesinde sosyal ve siyasal yansıları da gerçekleşecek.


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi