Önce Sanayiye İnanmak Gerekir

 


 


öncelikle; yanlış kavrandığına inandığım bir noktayı vurgulayarak başlamak isterim. Eskişehir’in ekonomik yönden gelişmesinde en önemli yerlerden birisi sanayi olarak tanımlanan sektörler olacaktır. Mevcut Eskişehir ekonomisi bu gerçeği henüz tam anlamıyla kavramasa da konjonktür ve dışsallıklar, Eskişehir’e böyle bir misyon yüklemektedir. Yeni sanayiyi de 19’uncu ve 20’nci yüzyılların yaşanmışlıkları şeklinde algılamamak gerekir.


 


Hiç kuşkusuz; Eskişehir’in geleceğinde eğitim ve öğretim hizmetleri ile kent turizminin önemli bir yeri olacaktır; ama bu olgu, Eskişehir sanayisinin halen yüklendiği ve gelecekte daha büyük oranda edineceği misyonu dışarıda bırakmaz. Dolayısıyla şehrin geleceğinde sanayi ile kent turizmini, eğitim ve öğretim ile ticareti birlikte ve birbirine eklemleyerek düşünmek gerekir.


 


Eskişehir’in bugün ulaşmış olduğu noktada 20’nci yüzyılın ilk yarısında ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında yapılmış sınai kamu yatırımlarının önemli bir yeri var. Bu kuruluşlar sayesinde başta Organize Sanayi Bölgesi olmak üzere şehrin değişik alanlarında yetenekli sanayi işletmeleri yer alıyor. Ama ne yazık ki; bu şehir, pek çok konuda gösterdiği ilgiyi sanayiye yöneltmekte eksikli ve zayıf kaldı. Sanayi dünyasının kişi ve kuruluşları ‘kendi yağları ile kavrularak’ kendi çabalarıyla Eskişehir sanayisini önemli bir noktaya taşıdılar.


 


Eskişehir’deki sınai işletmeleri yakından izleyenler, bu kuruluşlarda gerçekten yetenekli ve yetkinlikleri olan çok sayıda teknik elemanın yer aldığını bilirler. Fakat işin yönetim ve finans boyutlarına gelindiğinde; bu işletmeler ciddi sorunlar yaşıyorlar. Bu problemler sadece işletmelerin sahipleri ve yöneticileri tarafından aşılabilecek boyutları aşıyor. Eskişehir’in 2000’lerin ilerleyen yıllarında çok daha önemli fırsatlarla karşılaşmasını öngördüğüm sanayi işletmelerine, şehrin siyasetinden yerel yönetimlerine, bürokrasisinden sivil toplum kuruluşlarına kadar daha etkin bir sahiplenme olması gerekiyor.


 


Sanayinin kent tarafından sahiplenilmesi konusundaki eksiklikleri teşvik uygulamaları ile örnekleyebiliriz. Son olarak gündeme gelen teşvik uygulamalarında Konya ve Kayseri’nin gördüğü ‘iltifatı’ dikkate aldığımızda; Eskişehir’in siyaseten sahiplenilme anlamında pek başarılı olduğunu söylemek zor. Şehrin güç odakları farklı siyasi görüşlere sahip olabilirler; ama kentin sorunları gelecekte gücü elinde tutacak olanlar için de geçerli olacaktır. Bu nedenle Eskişehir’in başta ekonomik olmak üzere problemleri, bu kentte yaşayanlar olarak hepimizi yakından ilgilendiriyor.


 


Avrupa Birliği ülkelerinde bölgesel kalkınma ajansları ile ilgili olarak yapılan bir araştırma, bu ajansların çalışmalarının bölgesel kalkınma farklarını büyüttüğünü gösteriyor. Bir başka deyişle; küreselleşmenin öne çıkardığı kentler arasındaki rekabet giderek sertleşiyor. Doğru önlemleri almakta ve gerekli sahiplenmeyi gerçekleştirmede başarılı olamayan şehirler ve bölgeler, yarışta daha da geri düşüyorlar. Bir benzetme yaparsak; yükselen sular kentte herkesi yükseltiyor; düştüğünde ise yüksekte kalan hiç kimse olmuyor. Eskişehir kaybetmeye başladığında bu inişte bu kentte yaşayan herkes kaybedecektir.


 


Marka niteliklerine sahip bir kentte yaşamak için o kentin çok boyutlu olarak gelişmesine katkı vermek gerekir. Bazı kentler bazı özellikleri ile öne çıkar. Dünyada turizm veya sağlık ya da sanayi özellikleri ile öne çıkan kentler var. Ama bu görünüm, o kentlerin diğer alan ve sektörlerde gelişmiş olmadığını göstermiyor. Dünyanın gelişmiş kentleri incelendiğinde; bunlarda bazı yanların öne çıkmasına rağmen çok boyutlu bir gelişmenin söz konusu olduğu görülür.


 


özetle; başta bazı yerel yöneticiler olmak üzere kentin yerel güç odaklarının Eskişehir’in sanayi sektörlerine ve alanlarına ‘üvey evlat’ muamelesi yapmaktan acilen vazgeçmesi ve sanayinin Eskişehir’de yarattığı –ve gelecekte büyüyerek yaratacağı– katma değeri fark etmesi gerekiyor. Eskişehir, kendini bir ‘sanayi kenti’ olarak da geleceğe hazırlamalıdır.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi