Eskişehir ve Ekonomi Üzerine Birkaç Not


 


Sosyal medyada şöyle yazmıştım: “üretim yerine tüketime bu denli çok yatırım olunca, kriz durumunda bu sonuç kaçınılmaz. Bar-kafe üzerine kurulan kent ekonomisinin sonu...” Krizin sadece hizmet sektörünü değil, sanayiyi de ‘vurduğunu’ veya sanayide kapatılan / kapanan fabrikalar olduğunu söyleyen geri dönüşler oldu. Yazdığıma bu tür hızlı cevapların olmasını normal buluyorum. Ama işin gerçeği, Eskişehir ekonomisinin ‘yapılanmasında’ yatıyor.


 


Kentsel ekonominin Covid-19 krizinden aşırı etkilenmesinin nedenlerinden biri, ‘sürdürülebilir olmayan yerel turizm ile öğrenci kenti’ sevdasından kaynaklanıyor. Bu sevda da küçük veya mikro işletmelerin çoğunlukta olduğu hizmetler sektörü anlamına geliyor. Hızlı ciro ve nakit akışı ile dönen bu işletmeler, bu gidişat yavaşladığında veya durduğunda zarar etme, ödemelerini yapamama veya kapatma noktasına geliyorlar.


 


Bu tür işletmelerin varlık nedeni, kentin kalabalığına dayalıdır. üniversitelerin uzaktan eğitime geçmeleri, seyahat ve konaklama riskleri nedeniyle yerel turizmin düşüşe geçmesi kalabalığı azaltıcı etki yapınca da olumsuz durumun ortaya çıkışı kaçınılmaz oluyor.


 


Krizin beklenmedik bir durum olduğu söylenebilir. Diğer yandan Dünya gezegeninin tüketilme noktasına gelindiğini, küreselleşmenin olumsuz yönlerinin pek çok açından etkili olmaya başladığını gördüğümüzde, ‘beklenmeyen kriz’ gerekçesinin arkasına saklanmak mümkün olmaz. Yaşadığımız dönem, her türlü krizin beklenmesi gereken bir çağdır. Dolayısıyla kamunun her türlü yönetimi; yol gösteren bir “risk yönetimi” vizyonuna sahip olmalı ve bunun gereğini yerine getirmelidir.


 


Küçük ve mikro işletmelerin bugün yerelde yaşadıkları krizin, öncelikle ‘sabun köpüğü’ niteliğinde, sürdürülebilir olmayan bir iş-işletme düzenine teşvik edilmeleri olduğu kanaatindeyim. Benzer krizler her zaman öncelikle küçük ve mikro ölçekli olanları vuruyor.


 


Kapanan fabrikalar konusuna gelelim. Bu noktada yorum yapabilmek için kapanan veya daralan işletmelerin hangileri olduğu, hangi sektörlerde yer aldıkları ve en önemlisi şimdiye kadar nasıl yönetildiklerini bilmek gerekir. Muhtemelen bunlar arasında işçiyi temel ve baskın maliyet öğesi olarak görenlerin olması hiç şaşırtıcı olmaz. Bunlar bu dönemden bir stok eritme vesilesi olarak da yararlanmak istiyor olabilirler.


 


Olumsuz etkilenen ikinci tür sanayi işletmelerinin bir başka sektöre veya işletmeye yan sanayi olarak çalışanlar olması da beklenen bir durumdur. Kent sanayisinin ağırlıklı bir bölümünün bu nitelikte olduğunu söyleyebiliriz. Bir başka deyişle kendi ürünü olmayan bir işletme türü… Bu konuyu da içine alacak biçimde; genel olarak işletmelerimizde bir ‘iş aklı’ ve ‘iş vizyonu’ problemi olduğunu söylemeliyim.


 


Yerel ve küresel duruma göz attığımızda; ekonomilerin ve iş-işletme ekosistemlerinin işletmeye devam ettiği görülüyor. Gerçek anlamda sanayi odaklı, gelişmiş ekonomilerin işleyişlerini sürdürüyor. Covid-19, her ne kadar tüm dünyayı etkilese de ekonomik yaşam devam ediyor.


 


Başarılı işletmelerin kendi ürün ve hizmetlerine sahip olduğunu, ürün geliştirme ve ihracat konusunda sürdürülebilir olduklarını görüyoruz. İyi zamanlarda ‘kendi konfor bölgelerinden’ çıkmadan ve var olanı yeterli bularak yaşayanlar şimdilerde zorluklarla karşı karşıyalar.


 


Bir ülkede serbest ekonomi kurallarının işlemesi, orada ekonominin kendi başına ve başıboş biçimde gelişeceği anlamına gelmez. Toplumu ve ekonomiyi oluşturan aktörler değişik müdahale biçimleri ile kentsel ekonominin istenen biçimde oluşmasına ve gelişmesine katkı yaparlar. Bu aktörlerin bazılarını özetle saymak gerekirse; merkezi ve yerel yöneticileri, meslek odalarını, üniversiteleri, ar–ge kuruluşlarını, danışmanlık ve iş geliştirme merkezlerini, iş dünyasının sivil toplum kuruluşlarını ve medyayı ilk elde sıralayabiliriz.


 


Ama bir kentte ekonominin arz edilen içerik, çeşitlilik ve derinlikte gelişmesi öncelikle bir vizyon ve stratejik planlama konusudur. Bu planlama, zorlayıcı olmaktan daha çok; yönlendirici, teşvik edici ve özendirici hedefler koymaya ve stratejiler belirlemeye yöneliktir. özetle; uzun vadede Eskişehir kendi ekonomisine ve sosyolojisine uygun katma değerli sektörleri belirleyip bunların gelişimini hedeflemelidir.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi