AKIL MI KALP Mİ?

Bazı anlar…
Derin bir suskunluk çöküyor içine…
Suskunluğun içerisinde kayboluyor.
Boğazında bir zincir, boğuluyormuş gibi… 
Hani uykunda bir kabus görürsün, bağırırsan da duyuramazsın ya sesini…
Tam yolunu kaybediyormuş gibi geliyor.
Bir ışık haznesi görüyor.
Oraya yöneliyor ayakları…
Biliyor, ayakları yanlış yere götürmez.
Güvenin verdiği cesaretle kendinden emin yol alıyor.
Nereye gittiğinin bir önemi yok, akıştayken her şey güzel…
Bir tünele girmiş gibi her yer karanlık önce…
Korkuyor.
Sessizliğin ve karanlığın verdiği endişeyle koşuyor.
Koşmanın hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini fark etmiyor o esnada…
Varacağı yere daha hızlı ulaşmanın önemsiz olduğunu anlamıyor.
Ulaştığında görüyor yürüyerek de aynı yere daha sakin varılabileceğini…
Koşmak eziyet oluyor aslında…
Karanlıkta yürümek korkutsa da ilk başta ruhun belirli dönemlerde karanlığa da ihtiyacı olduğunu anlamıyor.
Anlamaması da doğal…
Tecrübe edilmeyen şey tedirgin ediyor aklı…
Akılla kalbin savaşı tam da burada başlıyor.
Kalp daha cesur o konuda…
Kendinden emin, özgüveni yüksek, isyankâr, dediğim dedik…
Yarın pek umurunda değil…
Onun derdi bugünle, şimdiyle…
Her zaman kalbin isteğine akıl karşı koymaz mı?
Olası tehlikeli bir durum gördüğünde ‘yaptığın doğru değil, kendine gel’ diye alarm vermez mi?
Bu her zaman böyledir.
İşte o zaman…
Yollar değişiyor.
Akılla kalbin yolu…
Kalp karanlıkta kalmayı tercih ediyor.
Her şeyi göze alarak…
Dedim ya duyguların verdiği ağırlıkta cesur…
Akıl ise daha temkinli…
Onun için tek önemli şey ‘güven…’
Her şeyin yolunda gitmesine gerek yok.
Yolunda gidiyormuş gibi gözükse yeter…
çizgiyi aştığı an da kalple savaşı başlatıyor.
İşte bundan dolayı da akılla kalp anlaşamaz, barışamaz…
Muhaliftir birbirlerine.
Bu hafta kalple aklın savaşını anlatmak istedim sizlere…
Neden birbirlerine meydan okuduğundan bahsetmek istedim.
Hiçbir şey yolunda gitmiyor diye düşünenlere hitaben döküldü sözcüklerim…
Yaşam doğduğun andan itibaren bir mücadeleye tabi tutuyor hepimizi…
Kendi içimizde bile bir savaş halindeyiz.
Kimse farkında değil aslında…
Kalp ile aklın anlaşamaması, sürekli savaş halinde olması buna en güzel örnek değil mi?
Peki, size bir soru sorayım mı?
Kalbin peşinden gidecek kadar cesur musun?
Yoksa…
Akıl diyecek kadar güvene mi ihtiyacın var?
Samimi olun ama…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Özge Zaim Arşivi