HADİ KISA BİR YOLCULUĞA ÇIKALIM...

“Yine gel аkşаm üstü
Gece sаbаhа vаrmаdаn
İzin olsun üzerimde olur mu?
Yine gel аkşаm üstü
Gece sаbаhа vаrmаdаn
Kokun örtsün üzerimi olur mu?
Ellerin kışı bаhаr eder mi?
Tutuşuncа yüreğimi örter mi?
Ey ruhumа kır аlemi pаpаtyа
Beni böyle koyup gitme olur mu?”

Bazı şarkılar var ki gözlerini kapatıp dinliyor insan…
Yaşanmışlıklar yüreğimize geçiyor.
Öyle bir şarkıda bu bahsettiğim…
İçten içe ağlatan…
Böyle kalbinin orta yerine bir yumru oturtup susturur ya, ağlasan rahatlarsın da amaç o değildir.
Ağlamadan ayakta durulabileceğini gösterir. 
Güçlü durman gerektiğini hatırlatır.
Hatta gaz verir.
Boğazındaki o yumru ile daha bir dik yürütür, özgüveni arttırır, büyük konuşturur.
Acıyı sevmem de hüzünlü olan şeylere bayılıyorum.
Öğretisi çoktur, anlayana…
Yol gösterir, yolculuğa çıkarır.
Biraz zorlu bir yolculuktur.
Size bir sır vereyim mi?
Çok kez çıktım o yolculuğa…
Her seferinde bu neden beni tercih ediyor ki diye de sorgulamadığım olmadı değil tabi…
“Yeter daa!” diye isyan ettiğim de…
Ama bir şey diyeyim mi yolculuk biraz zorlu geçse de sabredene sonunda deli bir ferahlık…
Bir huzur…
Atlatmanın verdiği dinginlik…
Sakinlik…
Oturmuş da bizimle mi dertleşiyor demeyin…
Dertleşmenin yanında aldığım mesajları paylaşmayı seviyorum diyelim…
Şimdi gözlerinizi kapatın…
Kısa bir yolculuğa çıkarıyorum sizi…
O zaman anlayacaksınız ne demek istediğimi…
Hayatınızda her şeyin yolunda gittiği bir dönemdesiniz.
İşte aşk, iş, evlilik, yaşam telaşı vb.
Adına ne derseniz…
Belki yolunda da değil ama yolundaymış gibi duruyor hiç yoktan…
En azından siz düzene ayak uyduruyorsunuz, sesiniz çıkmıyor, kabullenmişsiniz hayatın rutinliği…
Sonra ansızın bir şey olur.
Bir bakıyorsunuz yol uçuruma doğru sürükleniyor.
Sizi tepetaklak edecek…
Bir telaş sarıyor.
Düşünsenize o korkuyla, o endişeyle hata yapmaya meyillisiniz.
Yanlışı bir seçerseniz yolunuzu hiç bulamayacaksınız…
Ama siz zaman zaman uçurumdan düşmüş gibi hissetsenizde, o taşlı yolları, yara bere içinde de olsa kanaya kanaya tekrar çıkıyorsunuz.
Hata yapmaktansa “En baştan” diyorsunuz.
Tabi ki uçurumdan düşmek kolay değil, acısı olacak!
Ama geçmez değil!
Üstünüz yırtık pırtık, saçlar darmadağın, yüzünüz, kalbiniz yara bere, elleriniz kan içinde adım adım yürüyorsunuz…
O yol sanki hiç bitmeyecekmiş gibi yavaş yavaş ilerliyor…
Uçurumdan düşerken çok hızlıydı çünkü şimdi neden bu kadar yavaş ki diye endişeleniyorsunuz.
Her yeriniz acıyor, sorun o…
Zaman geçiyor usul usul…
Adım adım bile olsa yolun sonu geliyor.
O bitmez denilen yolculuk bir bakıyorsunuz ki tamamlanıyor.
Üstünüzdeki perişanlık kalkıyor…
Hata yapmamanın huzurunda en baştan başlıyorsunuz…
Sizin o bedbaht halinizi görmeyenler diyorlar ki, “Bu da çok gamsız be… Hayat ona güzel...”
Ama bilmezler ki…
Güzeli biz güzel eylemedik mi?
Perişanlığı güzelliğe çevirmedik mi?
Bu da bir sanat değil mi?
Hayatımızı sıfırdan inşa etmedik mi?
Sanattan anlamayanlar gördükleri manzaranın nasıl oluştuğunu bilmeden hep yorum yapar.
Onlar için son önemlidir.
O sona gelmek için hangi yollardan geçildiğini kimse bilmez.
Ama…
Bir şey diyeyim mi?
Yolun sonunda kalbinde oluşan deli bir huzur var ya!
O ferahlığı hiçbir şeye değişmem.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Özge Zaim Arşivi